♣33♧

3.9K 168 16
                                    

Multimedia: Miraç

33. Bölüm

Elimde cep telefonum,
odamın içinde deli gibi
volta atıyordum. Bu mesajı
atalı daha on dakika bile olmamıştı ama kalbim hala ilk yazarken ki olduğu gibi heyecanla atmaya devam ediyordu. Buraya gelmesini bekliyordum ama
mesajıma cevap verip vermeyeceğimden bile
emin değildim ki.

Miraç'ı çok seviyordum.
Onu ondan daha çok
seviyordum. O bunu
bilmiyordu ama onu
ondan çok seven biri,
ona yanan biri vardı. O
sadece bunu bilmiyordu.
Bilseydi, yer yerinden oynayabilirdi. Onunla konuşmaya hazır olup olmadığımı bilmiyordum.
Onu ayağıma kadar çağırma mesajı hangi yirmi saniyelik
olan deli cesaretinden kaynaklanmıştı ya da
benim ne zorum vardı bilmiyordum. Tek bildiğim mesajıma olumlu bir
cevap verirse yanıma geleceğiydi. Daha ne diyeceğimi bile planlamamıştım. Tek yapmam gerekenin soğuk kanlılıkla konuşmam gerektiğiydi. Ama benim
gibi manyak biri asla
uzun süre soğuk kanlı kalamazdı.

‘‘Sakin kalmak zorundasın
Lena.’’

Elimdeki telefonumu
yavaşça avcuma vurup
vurup çekerken kendimi cesaretlendirmek için mırıldanıyordum.

Ona her şeyi kusabilirdim.
Üç yıldan beri ona olan
platonik aşkımdan öte
olan bağlılığımı, sadakatimi anlatabilirdim. Beni usulca dinlerdi. Çektiğim acıları kusabilirdim. Tarihi tarihine, günü gününe çektiğim
acıları, döktüğüm göz
yaşlarını tek tek suratına atabilirdim. Beni niye hiç görmedin diye suratına
bağırıp çağırabilirdim.
Ben bu manyaklıkla
soramazdım da.

En son ciddi olarak konuştuğumuzda Bana
‘hala bana aşık mısın’ diye sormuştu. Ben bunu
yalanlamıştım ve en
kolayıma gelen şeyi
yapmış, kaçmıştım.

Madem benim ona aşık
olduğumu biliyordu, ne
diye bunca sene susmuştu? Benim ona olan duygularımı biliyordu ne diye hiçbir şey olmamış gibi yüzüme bakabilmişti? Nasıl
yanımdan geçip gitmişti
öylece. Ben bunu onun
yüzüne nasıl söylerdim?
Buna hazır mıydım? Buna
hazır değildim.

Birden gelen bildirim sesi
ile elimdeki telefonu
çevirdim. Miraç'tandı.

‘Geliyorum.’

Yine her zamanki gibi
inkar edecektim. Hayır,
onunla konuşmaya hazır
değildim. Sonuna kadar
inkar et Lena.

Ondan olumlu cevap
almak içimi bir nebze
rahatlatmıştı. İlk adımı
geçmiştim. İkinci adım o geldiğinde sakin bir tavır
takınıp her şeyin bir yanlış anlaşılmadan ibaret olduğunu ona açıklayacaktım.

Elimdeki telefonu yatağıma bırakıp odamın kapısını
usulca araladım. Yavaş ve kendimden emin adımlarla
uzun koridorda ilerlerken
ses çıkarmamaya özen gösteriyordum. Salonu
kontrol ettikten sonra
mutfağa girdim ve ışığı
yaktım.

‘‘Hiih!’’

Elimi hızla göğsüme götürdüğümde gözlerimi kırpıştırdım. ‘‘Anne,
yatmadın mı sen?’’ diye
sordum biraz uykulu bir
tavır takınıp. İyi bir
oyuncu olmayı en berbat halimdeyken insanlara iyi olduğumu söylemekle öğrenmiştim.

‘‘Su içmek için kalkmıştım.’’

‘‘Tamam. Yat sen. Bende
suyumu içtikten sonra
yatacağım.’’

Annem kafasını salladıktan
sonra uykulu bir şekilde bardağını tezgaha bıraktı. Yanımdan geçerken ‘‘İyi
geceler.’’ diye mırıldandı.
Şüphe çekmemek için
esneyerek anneme
karşılık verdim.

Sen Her ŞeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin