BAY HÖDÜK VE BAYAN YERELMASI

YANGIN VAR !

Dün kızlarla sağlam bir gıybetten sonra kendime gelebilmiştim. Daha sonra annemle beraber akşam için sofrayı hazırlayıp Emreyi beklemeye başladık. Yemeğe geç kalan Emre akşam yemeğinde annemin yaptığı biber dolmasından mahrum kaldığı için isyan ederken annemden misafirler için ayırdığı hafif topuklu siyah tüylü terliği yiyince ateşkes imzalamaya karar verip sessizce annemle beraber haftalık dizi koleksiyonundan bir diziyi çiğdem eşliğinde izlemeye başladılar. Bende ders çalışma bahanesi ile kızlarla gündüz kaynattığımız yetmiyormuş gibi telefondan konferans yapıp içimizde ne var ne yoksa tekrar dökmüştük.

En sonunda Sırma Simgeyi kızdırmıştı ve Simge yaratıcı küfürlerinden birisini Sırmaya sallamış ve Sırma konferanstan elenen taraf olmuştu. Bizde Simge ile fazla uzatmayıp kapatmıştık. Şimdi ise annemin Keloğlanda ki gibi "Uyan uyan ay kız uyan" niğdaları ile uyandırıldım... Desem inanmayın. Odama yine fare gibi girmiş ve koca bir dev gibi odamı elinde ki çamaşır selesi ile yağmalıyordu.

"Eylül kalk saat 10:00 kadar vaktim var."dedi bir yandan çamaşırları toplayıp bir yandanda ayağı ile beni tepiklerken.

"Anne sen bugün izinli değil misin ne bu sabahın köründe kalkmalar ne manağ?"dedim başımı ovuşturarak.

"Gülten ablanın oğlan kardeşi belediyede görevli ya o söylemiş sabah kapıda karşılaştık."dedi dolabımdan kirli çamaşırları ayıklarken.

"Ne söylediği dışında her şeyi anlattın anne."dedim gözlerimi devirerek.

"Yine sular kesilcekmiş kızım. Bende kirlileri yıkıyım dedim kalk sende banyonu yap."dedi beni çekiştirerek.

"Kirlileri yıkamak derken beni de kasettiği düşünmemiştim ama neyse."dedim söylenerek ve Emreden önce banyoya gidip güzelce düşümü aldım.

Banyoda üstümü giyinip saçlarımı kuruttum ve dışarıya çıktım.Annem Emre'nin ayak bileğinden tutmuş banyoya doğru yol çiziyordu.

''Koltuk altının yaydığı asitten hepimiz zehirlenicez yürü banyoya.''diye söyleniyordu.

''Anne saçmalama Allah aşkına daha dün gece yıkandım.''dedi Emre kendini savunarak.

''Alışkanlıkların değişmiş demek ki oğlum senede bir yıkanan çocuğum artık ayda bir yıkanıyor.''dedi annem çekiştirmeye devam ederek.Emre pes edip ayağa kalktı ve el mahkum duşa girdi.

''Kahvaltı hazır mı anne?''dedim bende gömleğimi ilikleyip üstümü düzenlerken.

''Hazır prenses hazretleri buyurun sofraya.''dedi annem yapmacık bir gülümseme ile.

''Bir sabahta sen erken kalksan sofrayı hazırlasan olmaz mı yavrucuğum koş git hazırla kahvaltıyı.''dedi annem hafiften sesini yükselterek.

''Aa biz zaten bugün kızlarla dışarıda şey edicektik. Hadi ben kaçtım görüşürüz hayırlı günler .''diyip omuzuma çantamı taktığım gibi evden fırladım.

Evin bahçesinden çıkıp biraz yürüdüm. Yürürken daha karga bokunu yemeden evden erkenden salak gibi çıktığıma sövüyordum.
Yavaş yavaş yürüsem ne zaman okula varırdım acaba? Muhtemelen 1 saat sonra ve dersin başlamasına 2 saat var.

Ceketimin cebinden telefonunu çıkarttım ve rehberde Simgeyi bulup aradım.

''Neredesin kolalı jelibonum.''dedim .

''Eylül sen mal mısın?Saat daha 7 okula 2 saat var ve sen neredesin diyorsun.Uyuyorum,evdeyim.''dedi sinirli ses tonuyla.Sabah ilk uyanınca böyledir bu çok nemruttur.

"Kalk kız çay suyunu koy 15 dakikaya sizdeyim"dedim ve aniden telefonu yüzüne kapattım. Mutlu mesut Simgelerin evinin yolunu tuttum.

Telefonuma gelen mesaj yüzümde ki salak saçma gülümseyemeyi daha da artırdı.