YETERSİZ BAKİYE

332 38 50
                                    

Bu sabah ne annemin su kesilme sorunsalıyla ne de Emre'nin ayakkabı kalıbını almış çoraplarını benim odamda aramasıyla uyandım.

Dün akşam kızlara bugün ki maçtan bahsettim ve bütün sınıf okulu ekip maça gidicektik. Kızlar benden önce okula gidip sınıftakilerin kanına giriceklerdi. Zaten hepsi dünden razı Emre'nin okula bile uğradığı yoktu.

Normalde alarm sesinden nefret eden ben bugün alarmın güzel sesiyle uyandım. Güzelce duşumu aldım saçlarımıda kuruttuktan sonra kıyafetlerimide geceden ayarladığım için hemen üstüme geçirmiştim. Yüzüme renk vermek için ayna karşısına geçtim.
Normalde okula giderken pek makyaj yapmazdım ama bugün maç olduğu için birşeyler sürmeye karar verdim.

Alnımda çıkan kırmızı alarmı yok etmek için fondöten,kirpikleri doğal ve uzun göstermek için rimel,birazda eyeliner iş bitmiştir. Çantamı ayarlayıp evden radara takılmamak için ufak adımlarla ilerledim.

"Hey sen kırmızi şortli nereye böyle?"dedi  Emre ayakkabılarını dolaptan alırken.

"Maça."dedim umursamaz bir şekilde.

"Hayırdır ponpon kızlarda mısın ne bu kılık?"dedi bitmeyen sorularına yenisini ekleyerek.

"Ne varmış kılığımda kırmızı bir şort kısa kollu düz beyaz bir t-shirt spor ayakkabı ve sırt çantası. Valla ben abes bir şey göremedim."dedim kollarını açıp üstümdekilere bakıp sonra başımı kaldırıp Emreye baktım.

"Ben görüyorum şortunun yarısı yukarıda kalmış çağır gelsin yarımın tamamlanır."dedi. Tuttu yine kıskançlığı.

"Bak beni yine atarak kaldırtma çocuk sabah sabah."dedim elimi  sallayarak.

"Çocuk mu? Bunu sana demeli bence 1 yaş fark var aramızda kızım ."dedi önümde dikilerek.

"Ben beyin yaşından bahsetmiştim ama yinede sen bilirsin."

Vurdu gol oldu!

Havalı bir bakış atıp gözlüğümü indirdin ve kapıyı açıp arkama baktım.

"Şey dermişim hadi by."dedim ve gülerek kapıyı çektim.

                               * * *

Kızlarla toplanma yerimize doğru ilerledim (otobüs durağına). Bizimkiler muhteşem çeneleri ile bütün sınıfı ikna etmiş sadece arkada kalan Nil olmuş. Hani şu "Öğretmenim ödev vardı."diyen dört başlı yılan.

"Günaydın millet."dedi Emre kendi tayfasının yanına geçerek.

"Sende mi gelicektin?"dedim yüzümü buruşturarak.

"Seninle aynı havayı solumaya alışkınız kardeşim bugünde katlanıcam artık."dedi ve hiç umursamayarak arkasını dönüp saz arkadaşlarıyla muhabbete daldı.

Kıymetlimizi koyucak yerde kalmamıştı. Çünkü sabah sabah 3 tane teyze koltuklara oturmuş mahalle dedikodusunu yapıyorlardı. 50 yaş ve üzeri olanlar kimliklerini gösterip ücretsiz geçiş olduğundan beri otobüsler sanki tahtalı köye gidiyormuş gibiydi.

Sonunda stada gitmek için biniceğimiz otobüs gelmişti önden Sırma,Simge geçmişti bende onların arkasındaydım. Tam basıp geçicekken o malum ses bütün otobüsü kaplamıştı.

"Yetersiz bakiye."

Yüzüm utançtan kızarmış otobüstekiler bana dönmüş bakıyordu. Başımı şoföre çevirdiğimde "burayı terk et '' dermiş gibi bakarken arkadan bir ses...

"Beyin yaşları ile uğraşıcağına para yüklemeyi unutmasaydın keşke."dedi Emre kulağıma fısıldayarak. Sonra cool bir şekilde benim önüme geçti ve iki defa basıp benimde geçmemi sağladı. Tekrar bana dönüp gülerek.

BAY HÖDÜK VE BAYAN YERELMASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin