DEFTER

140 15 56
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR PANDACORNLARIM 🐼

Bahçe kapısından takım elbiseli bir adam girdiğin de biraz şaşırmıştım.

Bana doğum günü hediyesi olarak bu amcayı hediye edemezdi değil mi?

Yani eğer edecekse bile bari insan fiyonk falan yapardı bu ne böyle?

Ben bu çocuğa boşuna Hödük demiyordum.

Adamı baştan aşağı incelerken gözüme kırmızı bir kutu takıldı.

Onu bana ver moruk !

Adamın elinde ki kutuya yöneldim.

''Alıyım ben onu bey amca.''

Kırmızı kutuyu kaptığım gibi fiyonku söktüm..

Gösterişli bir kutuydu.Kesin pahalı bir şey.

''Bu ne be?''dedim tüm hayal kırıklığımı ses tonumda ve yüz ifademde yansıttığıma emindim.

''Günlük.''dedi omuzlarını yukarı kaldırıp indirdi.

''Kilitli olanlardan alsaydın hani şu sert kapaklı ve metal kalpli olanlardan.''dedim dalga geçerek.

''Şimdi fazla ucuz olur diye almadım.''

''Ne kadar düşünceli bir arkadaşsın sen öyle.''dedim gözlerim kısık samimiyetsiz bir şekilde gülerek.

Hödük arkadaş lafına takılmış olacak ki yüzü düştü.

''Abi sen çıkabilirsin.''dedi Emre kutuyu getiren bey amcaya.

Adam olumlu anlamda başını sallayıp bahçe kapısından ayrıldı.

Herkes annemin getirdiği atıştırmalıklara yönelince Poyraz yanıma geldi.

''Yerelması Hediye'nin bir anlamı var niye çemkiriyorsun hemen.''

''Bunun ne anlamı olabilir?''dedim günlük diye aldığı defteri kaldırdım.

''Buna sadece ama bak altını çiziyorum sadece bizimle ilgili şeyleri yazıcaksın.Yani komple birgününü değil sadece beraber geçirdiğimiz anları.''

''Ay ne kadar romantik bir boy.''dedim gözlerimi devirerek.

''Aynısından bende aldım.Ve eve gidip ilk sayfayı doldurmak için sabırsızlanıyorum.''

''Bak Hödük olalı bir Yerelmasının kalbini yakaladın.Helal olsun.''dedim alkışlayarak.

''Bizde biliyoruz romantik olmayı ama şımartmak istemiyoruz.''dedi ukalaca etrafa bakınarak.

Kolunu cimcirdiğim de ukala bakışlarının yerine acı dolu bakışları gelmişti.

"Hiç bir zaman şımarmam ben."dedim çocuk gibi itiraz ederek.

"Tamam sakin ol yerelması."

"Pasta geldi."annem mutfaktan salona doğru ilerlerken Hödük ile aramızdan bir yel esti.

Sanki vahşi bir hayvanın avına koşusu gibiydi.

"Çocuklar sakin olun. Aman alın ne bok yerseniz yiyin."

Vahşi hayvan diye nitelendirdiğim iki varlık Özgür ve Emreydi.

Annemin elinde ki iki katlı doğum günü pastamı katletmişlardi.

Ben hüzünle çakallar tarafından saldırıya uğrayan pastama bakıyordum.

"Üzülme kardeşim seneye artık."dedi Simge sırtımı sıvazlarken.

BAY HÖDÜK VE BAYAN YERELMASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin