SELİN KARASU
"O" günden beri bölük pörçük kestirmelerle uyku ihtiyacımı karşılıyordum. o lanet olasıca yüzünden ne uyuyabiliyor, ne de siktiğim iş meselelerini düşünebiliyordum.
O piçte farklı ne vardı? Beni sinirlendirmek için elinden geleni ardına koymayan bir piç...
İlk gördüğüm an ondan etkilenmediğimi söylersem şerefsizin önde gideni olurum. Neyin farklı geldiğini bilmiyorum. Ben sadece tanıdığım diğer yakışıklılara karşı hissetmediğim bir şeylerden bahsediyorum. Lanet olsun! Neydi o zaman bu? Aşk değil, sevgi değil, şefkat, bağlılık, merhamet, tutku değil! Benliğimi tüm güzel duyguların varlığından arındırmışken ona karşı öfke dışında birşey hissetmem mümkün görünmüyordu. Kendimi lanet itibarımı yükseltmeye adamalıydım. Babamın bana öğrettiği ve dikkate aldığım tek bir cümle var: Para güçtür, güçse itibarı getirir.
Sekreterim kapıyı bir kez çaldı ve içeri daldı.
"Bay Lockheart geldi efendim. Ona işlerin nasıl yürüdüğünü ve neler yapması gerektiğini anlattım, emrettiğiniz gibi."
"İçeri al."
Ve işte o an... Gözgöze geldiğimiz birkaç saliselik dilimde tek hissettiğim heyecandı. Hayır, bu saf bir heyecan değildi, liseden beri hiç saf olamamıştı. Geçen gün sonuna kadar hak ettiği için kafasına geçirmek üzere olduğum bardağı hatırladım. Onu ürkütmüş olmalıydı ki yavaş adımlarla içeri girdi. Her adımında heyecan katsayım artıyor ve ne istediğini bilmeyen şımarık bir kız gibi söyleniyordum. Buraya gelmek zorunda mıydı? Neden bu lanet hislere anlam veremiyorum?
"Merhaba Bayan Karasu."
Yavaşça kaykıldığım sandalyede doğruldum. Sesini daha net duymak, yüzünü daha iyi görmek istiyordum. Lanet olsun, onu kendime istiyordum.
"Sen çıkabilirsin Annabeth." Annebeth başını sallayarak odayı terk ettiğinde Tony hala dikiliyordu.
"Otur." dedim. "Bana bugün yaptıklarının raporunu ver. Annebeth sana yapman gerekenleri anlattığını söyledi."
Başını sallayarak oturdu.
"Holfman'lar yel değirmenlerinin iyi bir yatırım olabileceğini düşünüyor ve bunun için size bir fiyat teklif etmek istiyor. Görüşmeniz yarın saat 18.00'de. Ayrıca şirketin son 10 yılda geçtiği kârın ve zararın hesaplanması için..."
Konuşmaya devam ediyordu fakat onu dinlemiyordum. bir süre .sonra kalın sesinin yerini anlamsız bir uğultu doldurmuştu. kendimi düzgün dudaklarına bakmaktan alıkoyamazken konuşulanlara odaklanmam imkansızdı. bu yüzden bir an önce söze atıldım.
"Bak Tony, bunlar sadece formalite."
"Anlamadım... Efendim." efendim derken oldukça zorlanması etrafında uzun zaman boyunca kendine emir veren birileri olmadığını, kısaca işsiz olduşunu ele veriyordu.
"Senden asıl istediğim şey beni asiste etmen değil."
"asistanınız olduğumu sanıyordum?"
Şaşkın gözlerle bana bakarken bacak bacak üzerine attım ve kadınlığımın sırılsıklam olduğunu fark ettim. Bu beni pek şaşırtmamıştı.
"Sana bir teklifim olacak Tony, çok özel bir teklif."
*
Bu bölümün kısa olduğunun farkındayım ama başım çok ağrıyor. Ayrıca yarın edebiyat sınavım var(burslu olduğum için yapılan sınavlardan biri). Bir dahaki bölümün uzun ve tatmin edici olacağını garanti ederim, takipte kalın.
Öpüldünüz! Sizi seviyorum!
(+50 vote'a yenisi gelir)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHSUZ ve KALTAK (askıya alındı)
ChickLitGrinin elli tonu, Gabriel'in cehennemi, Secret... Hepsini unutun. Çünkü bu hepsinden farklı. Tek ortak noktaları, ana karakterlerin doymak bilmeyen cinsel arzuları... Bir kadın hayal edin. Her şeyi olan bir kadın... Gerçek anlamda her şeyi olan bir...