RUHSUZ ve KALTAK (askıya alındı)

HABER

CHRISTIAN LANNISTER

"Ne demek damsız almıyoruz?"
Bar kapısında bekleyen iri yarı adama baktım.
"Maalesef efendim."
"siz benim kim olduğumu biliyor musunuz diyerek fazla klişe olmak istemiyorum. O yüzden ya bana müdürünü çağır ya da önümden çekil."
Sinirlenmeye başlamıştım. bu piç kurusu kendini ne sanıyordu?
"üzgünüm. Zorluk çıkarmayın."
"sikerim zorluğunu! Çekil dediysem cekilirsin!"
Adam cevap vermek yerine üzerime dogru yürüdü. Gömleğimin yakasını kavrayarak,
"Defol diyorsam defolursun." dedi.
Sinirden yumruk yaptığım elimi suratına gecirdim ve burnundan bir çıtırtı sesi geldi. Ardından bir sol kroşe. Karşı koymak icin kaldırdığı kolunu çevirdim ve ona diz çöktürdüm.Saçından tuttum.yüzünü kavga ettiğimiz arka sokağın soğuk afsaltına çarptım. Bir daha. Ardından bir daha. Her yer kanla kaplanana kadar çarptım.
İsim bittiginde kulübe girdim. Ona yardım etmek için gelen koca adamların seslerini duyabiliyordum. Kendime soguk bir viski söyledim. Hicbiri umrumda degildi. Kafamı bosaltmak istiyordum.
Müzigin sesi cok yüksekti fakat telefonumun cebimde titremesinden çaldıgını anlayabilmistim.
Bir an cevap vermekle vermemek arasında kaldım. Arayan Selin'in sekreteri olmasaydı, bir kaç saniye düşünmezdim. En sonunda sessiz bir yere gidip açmaya karar verdim. Kızın sesi kötü geliyordu.
"Çok üzgünüm efendim. Maalesef kötü haberler vermek için aradım."
"konuş."
"Bayan Karasu..."
Telefondaki sessizlik uzayınca sinirlendim.
"Ne olmuş Seline?"
"Dün, kendisini kaybettik efendim."
Ve işte o an... Bedenimden o kücük parçayı, kalbimi kopardıkları o acı dolu an... Tek gördüğüm karanlıktı.

TONY LOCKHEART

"İyi. Buda güzel Cara. Ama neden gelinligini benimle beraber secmek zorundasın? Bu tip seyler hep en iyi arkadaslarla yapılır. Damatla değil."
"hadi ama, seninde fikrini almak istiyorum. Omzunda dantalleri olan mı yoksa bumu?"
Üzerindeki gelinigi gösterdi.
"Bilmiyorum. Sanırım en az acık olanı. Dügünümde sapık erkekler olmasını engelleyemem ama onlara malzeme çıkmasını engelleyebilirim."
"cok komiksin gercekten. Simdi tamda babama benzedin."
"bir daha bunu dersen bu düğün olmaz."
Cara, cilveli bir şekilde gülümseyip kabine gireren telefonum çaldı.
"Efendim?"
"Tony, cok kötü birşey oldu."
Arayan selin'in sekreteriydi. İşe başladığımdan beri oldukça yakınlaşmıştık ve rahatca konusabildigim tek kisi oydu.
"Merak ettirme. Söyle hadi."
"Selin... Ölmüş."
*
evet arkadaşlar. Hadi sasırdıgınızı itiraf edin. İleriki bölümlerde daha da sasıracaksınız.
Hepinizi öpüyorum!
(+100 vote'a yenisi gelir)