FELAKET

20.2K 330 10
                                    

CHRISTIN LANNISTER

toplantı odasında, sandalyelerden birinin üzerinde öylece oturuyor, geri kalan yönetim kurulunun gelmesini bekliyordum. İlk kez bir toplantıya en erken ben geliyordum. Birilerini beklemek hosuma gitmezdi. Ama simdi bu umrumda degildi. Umutsuzdum. Mutsuzdum.Aynı zamanda isteksiz.

Odaya ilk sarısın sekreter girdi ve bana merhaba dedi. Umursamadım.

Ardından kel bir adam ve yerden bitme bir japon masadaki yerini aldı. Sonra aksanından anladıgım kadarıyla bir fransız. İki bodur kadın daha... Ve 70'lerinde bir adam.

Hala bos bir koltuk vardı. Tam karsımda. Selin'in koltugu...

Canımın yanmasını önlemek icin dikkatim dagılmalıydı. Sekretere döndüm.

"artık başlamayacak mıyız?"

"Bay Karasu'yu bekliyoruz efendim."

"Karasu?"

"Bayan Karasu'nun abisi."

Anlasıldı. Mirasyedi.

Sinirle ellerimi kıtlattım.

"zamanında gelseydi. Bayan Delacourt sunuma baslayabilirsiniz."

Delacourt ayaklandı ve projeksiyonun yanına gecti.

Tam baslamak uzereyken kapı yavasca aralandı.iceri 30'lu yaslarda bir adam girdi.

Siyah kot pantolon, blazer ceket, icineyse v yaka lacivert bir t-shirt giymisti. Kumral, yesil gözlüydü. Bir an irkildim. Seline cok benziyordu.selinime...

Arlarındaki cinsiyet farkı dısındaki tek fark, Emre denen herifin cıkık elmacık kemiklerinin olmasıydı.

Yine o korkunc his. İcimi dolduran karanlık his... Ardından burun kemigimin titremesi...

"Merhaba."

Adam sevimli bir sekilde bana gülümsedi ve sıkmam icin elini uzattı.

"Ben Emre. Emre Karasu."

Madison'ın eski üvey ogluna baktım.Elini sıktım. Soguk ve kuruydu.

"Christian Lannister. Annenden dolayı biliyorsun zaten."

"Memnun oldum Bay Lannister. Evet biliyorum. Ama bir türlü görüsemedik.Bundan sonra beraber calısacagımız icin heyecanlıyım. Metinizi cok duydum."

Gercekten bu Selin'nin abisi miydi?

"Evet. Gerci ben İngiltere'de kalmazsınız diye düsünmüstüm. Sonucta Bayan Karasu'nun Türkiye'dede yönetilmesi gereken sirketleri var."

Bir sekilde gidip gitmeyecegine dair iz bulmalıydım. hisselerini satmalıydı. Ve sirketi bana bırakmalıydı. Tamamen bana.

Fakat Emre'nin suratı degisik bir hal aldı. Birseye bozulmustu fakat ne oldugunu kestiremedim.

"Hayır, dönmeyi düsünmüyorum."

"Peki diger sirketlere ne olacak?"

"Diger sirketler dedemden Selin'e kalmıstı, mirastan pay almamam sartıyla."

Saskınlıkla gözlerimi kırpıstırdım.

"Öz deden neden seni mirasından men etti?"

"Öz dedem, babamıda yok saydı. Anlasılan ailemizde birtek Selin'e güveniyor."

İsler anlam kazanmaya basladı. Madison'ın üvey oglu, Emre Karasu. Ne dedesinin sirketinden ne de üvey annesinin sirketinden pay alamıyor. Ardından kız kardesi vefat ediyor ve isler icin ingiletereye geliyor. Bu tam anlamıyla bir felaketti benim icin.

"Tekrar memnun oldum Bay Karasu. Yerinize oturun lütfen."

*

evet Emre Selinin abisi. Yani babasının ilk esinden. Madison'ında üvey oglu oluyor. Anlamayan varsa, herhangi bir yeri, bana sorabilir. Cekinmeyin. Sinav haftam baslicak o yuzden guncellemelerim ya cok kisa olucak, yada uzun araliklarla. Umarim anlayis gosterirsiniz.

Hepinizi opuyorum!

(100 vote'a yenisi gelir)

RUHSUZ ve KALTAK (askıya alındı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin