SELİN KARASU
Ne kadar zamandır bu izbe odada oldugumu bilmiyordum. Ne bir pencere vardı, ne de ısıgın girecegi ve gece, gündüzü ayırt etmemi saglayacak herhangi bir delik. Gözlerim karanlıkta hicbirsey secemiyordu. Kollarım, bileklerime dolanan lanet halat yüzünden uyusmustu ve uzun suredir onları hissetmiyordum.
Orda bulundugum süre icerisinde iki kez yüzünü secemedigim bir adam bana biraz su ve ekmek getirmisti. Ona kim oldugunu sormustum. Bagırmıstım. Küfretmistim. Hatta cok param oldugunu ve beni cıkarırsa ona ne isterse verebilecegimi bile söylemistim. Fakat o benim bu güc gösterime tamah etmemis, gevrek gevrek gülerek odadan cıkıp gitmisti. Simdi, elimle yeri yoklarken buldugum ve daha öncedende cok asina oldugum ufak bir cam parcasıyla halatı kesmeye calısıyor, suratımdaki carpık gülümseyle gizemli adamı bekliyordum. Gününü görecekti. Bana bulasan diger herkes gibi. Cünkü ben Selin Karasu'ydum. Herhangi sıradan bir insan degil. O orospu cocugu her kimse yerini bilecek ve ona göre hareket edecekti.
Halat neredeyse kopmak üzereydi. Ve Bingo!
Cam parcasını yere atmak yerine avucuma görünmeyecek bir sekilde yerlestirdim, bileklerimi sıkan halatı biraz gevsettim ve kan akısını sagladım. Gercekten cok rahatlamıstım. Fakat bileklerim deli gibi kasınıyordu. Görmezden gelerek beklemeye koyuldum.
Yaklasık iki saat sonra bir anahtar sesi duydum. Kapı deliginde 3 kez döndü. Ardından los olmasına ragmen gözlerimi alan bir ısık demeti yüzüme carptı. adamın kim oldugunu anlamaya calıstım. Fakat ısık arkadan vuruyordu.
Yüzünü secemiyordum.
"kimsin sen? Beni buldukları an sen ölü bir orospu cocugu olacaksın!Christian seni yasatır mı sanıyorsun köpek?"
Ne demistim ben? Az önce. Dudaklarımdan istemsizce dökülen o sözcükler. Sanki bir refleks gibi. Christian'ın benimle ne alakası vardı? Onu dogru düzgün tanımazken zihnimde yer etmesi beni oldukca sasırtmıstı. Utanca yer olmayan hayatımda belki de ilk kez yanaklarım kızarmıstı. Birkac saniyeligine... Ardından kendimden igrendim. Her zaman yaptıgım gibi.
Ve yine o gevrek gülüs.
"elime keskin bir makas alıp, senin o güzel yanaklarını bicecegim pic! Ki hep gülebilesin!"
Yanıma yaklastı ve tepsiyi yere bıraktı. İste o an zaten gevsetmis oldugum halatı yere fırlattım.ne oldugunu anlamasına fırsat vermeden elimdeki ufak cam parcasını omzuna sapladım. Adam acı icerisinde cıglık atıp yere düserken üzerine cıktım. Soluk ısık huzmesi, yüzüne vuruyordu.
"Emre..."
Bir damla yas, abimin sol yanagına damladı. Ardından bir tane daha. Emre cam parcasını omzundan cıkarmıs, aci icinde bana bakıyordu. Yavasca tökezleyerek üzerinden kalktım. Bir kac kez öksürdüm ve oldugum yere cakıldım. Öylece birbirimizs bakıyor ve tek kelime bile etmiyorduk. İhanetin sessizliğini benim yıllardan beri ilk kez titreyen cılız sesim bozdu.
"Neden?"
Emre yavasca dogruldu ve oldugu yerde bagdas kurdu. Ne sanıyordu? Oturup abi kardes gibi sohbet mi edecektik? Kalleş.
"Ne demek neden? Bir de soruyor musun? Hep sen en basarılı oldun. Hep sen sevilen cocuk oldun. Örnek olan. Hicbir zaman bana deger verilmedi. Sevilmedim. Sayılmadım. Fakat sesimi cıkarmadım. Tüm bunların üzerine..."
"Kimse seni lanet mirasına ortak etmedi!" Hıçkırırak cümlesini tamamladım.
"Hepsi para için miydi?"
Yüzsüzce cevapladı.
"Evet."
"Öyleyse beni öldürmeliydin!"
"Düşünmedim değil. Ama yapamadım. Eğer yıllar önce babam herşeyi bok etmeseydi şimdi seninle burada uğraşıyor olmazdım."
"Neden bahsediyorsun?"
"Boşver gitsin."
"Hayır, söyle!" Avazım çıktığı kadar bağırdım. Emre huzursuzca kıpırdandı.
"O gece Murat ölmeliydi. Ve sende hapse girmeliydin. Hepsi bu tamam mı? Lanet babam tüm işe sıçtı! Seni hastaneye yatırdı ama iki üç gün sonra cartayı çekeceğini ve seninde o delikten kurtulmanın yolunu bir şekilde bulacağını bilmiyordu!"
"3. Kişi... Sendin piç! Alper ve Muratı sen öldürdün ve hiçbir bok olmamış gibi sikik hayatına devam ettin! Üstelik tüm suç benim üzerime kalmışken! Beni öldürmeliydin. Artık çok geç."
"Sen ölüsün zaten."
"Ne demek bu?"
"Kimse seni aramayacak. Sadece mezarına çiçek bırakacaklar. Tabii bunu yapacak birileri varsa."
"Ne saçmalıyorsun sen gerizekalı?"
"Ofisine ziyarete gelip evine bıraktığım o gece, gizlice daireye girdim, seni bayılttım ve buraya getirdim gerizeklı. Parçaları birleştirmesi bu kadar mı zor?"
"Onu sormuyorum!"
"Çok zor olmadı. Kimlik kartını 1.70 leride kumral bir kızın çantasına koydum. Ardından yüzünü tanınmayacak biçimde parçaladım. Bir kaç gün sonrada teşhis etmeye gittiğimde sen olduğun konusunda onay verdim."
"Ve katilin sen olduğunu hala anlayamadılar ha? Polisler gerizekalı diye boşuna demiyormuşum."
"Unutma, ben tecrübeliyim." Bana göz kırptı. O an gözünü oymak istedim. Kötü birseyler yapacagım kesindi. Sadece göz oymakla sınırlı kalmayabilirdi.
Birkac saniyelik soku atlatmaya calıstım. En sonunda Emre ayaklandı.
"simdi ne olacak?" diye sordum.
"Artık yüzümü gördün." arka cebinden kücük bir silah cıkardı. Ve susturucusunu taktı.
İsterik bir kahkaha patlattım. Neye ugradıgını sasırmıstı.
"Cehenneme git pic."
Silahı bana dogrultmasıyla hızla üzerine atılmam bir oldu. Birkac gün oncesine kadar kendi canıma kıymaya calısan kadın, simdi savasıyordu. Elinin tersiyle ittigi sey icin.
Biz bogusurken silahın bir kez patladigını duydum. Havaya dogru. Ardından savrularak yere düstü. Bir zamanlar almıs oldugum boks derslerine minnet duyarken Emre'nin burnuna sıkı bir yumruk gecirdim. Ardından bir tane daha. Yere düstü. Bir tane daha. Alper icin. Bir tane daha. Murat icin. Bir tane daha. Kendim icin. Elimin fazla agır oldugunu sakayla karısık hep söylerlerdi. Fakat suan, bundan cok daha fazlası oldugunu anlamıstım.
6 AY SONRA
CHRISTIAN LANNISTER
Saatin korkunc sesi kulaklarımı tırmalarken yavasca gözlerimi actım ve yanımdaki kadına baktım.
"Kapat sunu!" bana sinirle seslendi. Her zamanki gibi. Elimle calar saatin dügmesine dokundum. Ardından bana sırtı dönük bir sekilde uyuyan melegime arkadan sarılarak boynunu öptüm. Yavasca mırıldandı. Tıpkı bir kedi gibi gırlıyordu. Belini tamamen sardım ve vücudunu kendiminkine bastırdım. Kollarım arasında hatrı sayılacak bir efor sarfedip bana döndü. Uykulu bir sekilde gülümseyip dudaklarıma ıslak bir öpücük kondurdu.
Hala inanmakta güclük cektigim iki sey vardı. Birincisi, bir insan kendi öz kardesine nasıl böyle bir sey yapabilirdi? İkincisi, tüm bunlar nasıl gelismisti? Bir kac ay önce askından ölmeme ragmen bana yüz vermemekte ısrar eden kadın, nasıl olmustuda simdi koynumda uyuyordu?
Onu buldugumuzda perisan durumdaydı. Abisi elbette hapsi boyladı ama yasadıkları melegimi derinden yaralamıstı. Bazı geceler soluk soluga bir kabustan uyanıyordu. Ne gördügünü asla söylemezdi. Ama ona sarılırdım. Tehlikenin gectigine dair teselli ederdim.
Onu buldugumuz gün, tek yaptıgım da ona sarılmak olmustu. Ve iki sözcük: seni seviyorum. Bu iki sözcük hayatımı tahmin edemeyecegim ölcüde degistirmisti. Belkide Selin'in hayatını da.
Yavasca göz kapakları aralandı. Yüzüne hafif bir tebessüm yayılırken ıslak bir öpücük daha kondurdu. Onu kollarımla sardım ve dolgun kalcalarını kavrarken kısık sesli inlemelerini isittim. Onun icin yanıyordum. O an tek istedigim... Belkide hayatım boyunca eksikligini hissettigim seydi. Kırılan kalbimi onarabilecek, bana teselli olabilecek tek kisi. Üzüldügünde, ben kahroluyordum. Agladıgında yanan gözler benimkiydi.
İniltilerine sert ve sehvetli bir öpücükle karsılık verdim. Kalcalarından tutarak üzerime cıkmasını sagladım. Erkekligim tam kıvamındaydı. Hatta canımı yakıyordu. Ellerimle kırmızı saten geceliğinin üzerinden göğüslerine dokundum. Ardından sertleşmiş uçlarını çekiştirdim. Selin acı-zevk karışımı ufak bir çığlık attı. Üzerimde boxerım vardı fakat onu çıkarmaya yeltenmiyordu. Kalçalarını ileri geri, sertleşen erkekliğimin üzerinde hareket ettirdi. Mahrem bölgesinden yayılan sıcaklık erkekliğimi gittikçe kızdırıyordu. Ona hemen, orada sahip olmalıydım. Kalçalarını yeniden kavradım fakat selin itiraz etti.
"Hayır!" Baş parmağını ileri geri salladı.
"Uslu bir çocuk ol," yan taraftaki çekmeceden kırmızı kelepçeleri çıkardı. " ve şunları sana takarken rahat dur."
Yutkundum ve ona teslim oldum. Bu seferliğine. Genelde kimin teslim olacağı belli olmazdı. Çünkü ikimizde mümkün mertebe inatçıydık. Ona uzattığım ellerimi yatak başına kelepçeledi.
Dili önce boynumda dolandı. Ardından vücudumun aşağı kısımlarına doğru beni zevkten deli eden keyifli bir yolculuğa çıktı.Boxerımı hoyratça çıkarıp yere fırlattıktan sonraysa erkekliğimde gezinmeye başladı. Ağzına aldığında boğazımdan boguk bir inilti çıktı. Yaşadığım şey, beni zevkin doruklarına çıkarıyordu. Hatta bir laf bile vardı bununla ilgili. Ne kadar yükseğe çıkarsanız düşüşünüz o kadar sert olur. Ben her defasında zevkin doruklarına çıkıyor, ve her sona ulaştığımızda yere çakılıyordum.
İleri geri ileri ve yine geri...
Ritmik hareketlerle beni zevkten kudurturken, elimle saçlarını kavradım.sertçe çektim.
"AAhh!" Selin buna ufak bir iniltiyle karşılık verdi.
Sonra başını erkekliğime sertçe bastırdım. Birkaç kez öksürdü. Gözünden bir kac damla yas, bacagıma damladı.hoşuma gidiyordu. Bosalacaktım. Ramak kalmıstı. Fakat selinin sikik telefonu calarak bu büyülü anın icine sıctı. Selin beni tamamen erekte olmus bir halde bırakıp telefonu eline aldı ve salona dogru yürümeye basladıgında actı.
"Selin Karasu."
Arkasından öylece bakakaldım. Gözlerimi sıkıca yumdum.
İs meseleleri her zaman daha önce geliyordu. O benim degil, ben onundum. Tıpkı onu plazadan kovdugum günden beri görmedigim victoria ve ben gibi... Fakat bu sefer taraflar degismisti. Bu sefer ben avcı degil, avdım. Üstelik kendi istegimle.
*
bu bolumu uzun yazmaya calistim. Digerliyle dengelediler birbirlerini.
Team Selin& Christian'lar? Nasılsınız bakalım?
Bu arada soyle bi fikrim var. Bana surekli mesaj geliyor. Bazilari karakterler degissin istiyor bazilari kalsin diyor. Kalsin diyenler cogunlukta ama hikaye basladigindan beri bu karakterler var. Degisiklik iyidir. Simdi siz degismesini istediginiz karakterin adini yazacaksiniz. Sonrada kim olmasini istedigini. Bir nevi oy vereceksiniz. Bende en cok kim oy almissa onu yapacagim.
Ornegin:
Tony Lockheart: Matt bomer.
Yada
Christian Lannister: Bradley Cooper. Vb.Tttt
Bu arada siz yorum yazmadıkça kendimi tek basına oylesine takılan bi sayko gibi hissediyorum benden soylemesi. Yani benim bu hikayeyi yazmamdaki tek sebep sizsiniz. Siz yorum yazmazsanız benim yb yazasım gelmiyor -,-
Neyse uzattım yine.
Hepinizi opuyorum!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHSUZ ve KALTAK (askıya alındı)
ChickLitGrinin elli tonu, Gabriel'in cehennemi, Secret... Hepsini unutun. Çünkü bu hepsinden farklı. Tek ortak noktaları, ana karakterlerin doymak bilmeyen cinsel arzuları... Bir kadın hayal edin. Her şeyi olan bir kadın... Gerçek anlamda her şeyi olan bir...