SELİN KARASU
19.04
Başım kelimenin tam anlamıyla çatlıyordu. Christian, dün vermesi gereken raporu sorumsuzluk edip bugün vereceğini söylediği için aptal aptal oturuyor, ve lanet ofisime teşrif etmesini bekliyordum. Saate tekrar baktım.
19.07
Gerizekalı eski "üvey" babam yüzünden bekletilmek hoşuma gitmiyordu.
Dün Tony'nin dağıttığı eşyalar düzenlenmiş ve masamın üzerindeki yerlerini almışlardı.
Tony Lockheart...
Bir ismin üzerimde böyle anlaşılması güç bir etki bırakması olanaksız görünüyordu. Düne kadar...
Ona karşı duygusal anlamda bir şeyler hissettiğimi hala kabul etmek istemesem de onu istediğimi biliyordum. Ne şekilde olursa olsun. Beni seviyor, istiyor , önemsiyor olsun ya da olmasın... Çünkü bunların hiçbiri sikimde değildi. Sadece o piçi istiyordum işte. Bu basit bir eylem. İnsanlığın temelinde yatan şey... İstemek... Gerzek gibi duyguları işe karıştırmanın hiçbir manası yok.
Kapının çalmasıyla derin düşüncelerimden uyanmak zorunda kaldım.
Sürtük sekreterim Christian'ın geldiğini söyleyince başımla onay verdim.
Christian yavaş ve kendine güvendiğini belli eden adımlarla ilerleyerek karşımdaki gri koltuğa oturdu. Sanki ben onu beklemek zorundaydım. Annem bu gerizekalıyla zamanında nasıl bir evlilik kurmuştu acaba?
Yakışıklılık; hat safhada.
Zeka seviyesi ; yerlerde.
"İşte istediğin kağıt parçası." elindeki raporu hiç istifini bozmadan masama koydu. Umursamaz tavrı beni deli ediyordu. O an Tony'nin heyecanlı ve sevecen hali gözümün önüne geldi. "nerede piç, orada ben." hayat felsefesini benimsemiş biri olarak ondan hoşlanmam, ya da adı herneyse işte, oldukça sıra dışıydı. Fakat sıcak dudaklarını tattıktan sonra yaşadıklarımızı hafızamdan kolay kolay silemeyeceğimi biliyordum.
Can sıkıntısıyla hala karşımda oturan Christian'a baktım.
"Bir şey mi söyleyeceksin?"
Cevap gelmedi. Sadece bana bakıyordu. Gözlerimin içine...
Göz teması hiçbir zaman beni rahatsız etmemişti. O yüzden bende bakmaya devam ettim.
"Sana söylemem gerekenler var." Sesi de açık mavi gözleri kadar soğuktu. Görünüşüyle de ifadesiyle de tam bir İngiliz...
"Hisseleri satmaya mı karar verdin?" Kararlıydım. Bu kârlı şirketi kurtlar sofrasında bırakamazdım.
Gözlerimin içine bakmaya devam ediyordu. En ufak bir utanç duymuyordum.
"Aslına bakarsan bu özel."
Kaşlarımı kaldırdım. Göz temasını kesip alt çekmeceye eğildim ve bir nikotin sakızını ağzıma atıp çiğnemeye başladım.
"Dinliyorum."
Ayağa kalktı ve ilerledi. Arkamda durup saçlarımla oynarken hareket etmedim. Şaşırmıştım.
"Ne söyleyeceksen söyle ve git." Aslında defol diyecektim ama köprüyü geçene kadar ona kibar davrananmam gerekiyordu.
Saçlarıma eğilerek derin bir nefes aldı.
"Çok güzel kokuyorsun."
"İltifatlarına ihtiyacım yok"
Eliyle yavaşça çıplak omzumu okşadı, ardından dudakları boynuma küçük ve sıcak bir öpücük kondurdu.
"Ama benim sana ihtiyacım var."
"Anneme de böyle söylüyor muydun?"sesim daha önce hiç olmadığı kadar katıydı.
"Ne demek bu?"
"Anneme de onu becermeden önce böyle söylüyor muydun?"
Doğruldu.
"Hayır. Çünkü o hayatımda ihtiyacım olan son kişiydi."
Tepki vermedim. Anneme üzülmüyordum. Üvey babamın, daha doğrusu eski üvey babamın sapık çıkmasına da şaşırmıyordum.
"Ama sana ihtiyacım var. Lanet olsun! Sensizlik beni deli ediyor!" Bir anda parladı.
"Soracağın şey tam olarak buysa sana cevabını vereyim; ne kadar seks düşkünü olursam olayım annemi beceren, ya da daha düzgün ifade etmek gerekirse annemle cinsel ilişkide bulunmuş bir erkekle işim olmaz."
"Pekala." Sesi daha sakin geliyordu.Yavaşça koltuktan çantasını aldı ve kapıya doğru yöneldi. İçimden aptallığına gülerken son bir kez arkasını döndü ve beni haftalarca strese sokacak o can alıcı sözleri söyledi.
"Benim hakkımda gereğinden fazla şey bilen biriyle konuşurken sözcüklerimi daha dikkatli seçerdim Selin. Yerinde olsam dikkatli de olurdum. Keşke zamanında eski kocanda yeterince dikkatli olabilseydi. Sana iyi günler dilerim."
Boş bir oda, ve kapanan kapının ardından bakakalan ben...
*
Christian, Christian, Christian... Seni seviyorum. Bakalım ilerleyen bölümlerde ne işler karıştıracaksın sert erkeğim benim?
Umarım bölümü beğenmişsinizdir.
Hepinizi öpüyorum!
(+70 vote'a yenisi gelir)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHSUZ ve KALTAK (askıya alındı)
ChickLitGrinin elli tonu, Gabriel'in cehennemi, Secret... Hepsini unutun. Çünkü bu hepsinden farklı. Tek ortak noktaları, ana karakterlerin doymak bilmeyen cinsel arzuları... Bir kadın hayal edin. Her şeyi olan bir kadın... Gerçek anlamda her şeyi olan bir...