1/Geceye benzeyen adam

7K 312 70
                                    

Kapıdan girdiğimde kalbimin kulaklarımda atmasından dolayı derin bir uğuldama dışında bir şey duyamıyordum.Işıklar fazla parlak geliyordu ve çok karışık desenlerle süslenmiş bir kafeydi.Başka bir zaman olsaydı muhtemelen fotoğraf makinem ve ben buranın müdavimi olmaya karar verirdik ama avuç içlerimin soğuk soğuk terlemesini engellemek için kadife elbisemin yan kısmına yavaşça elimi koydum ve derin bir nefes alıp etrafımda tanıdık bir şeyler aramaya koyuldum.

Ve on saniye kadar sonra kalabalık bir masadan ayağa kalkan ve tam da ihtiyacım olan şey bana doğru gelmeye başladığında gülümsemek için kaslarımı zorlamama gerek kalmadı çünkü öylesine ferah bir yüzü vardı ki Hoseok'u her gördüğümde zaten serinliyordum.Bir kez daha varlığı için şükrettim ve kulaklarımın çınlaması geçtiği an onun bahar cıvıltısı gibi gelen sesini duyabildim.

"Nerede kaldın? Gelmeyeceğini düşünmeye başlamıştım."

İçimden ben de gelmeyeceğimi düşünmüştüm diye geçirsem de sadece gülümsemekle yetindim.Adımlarımı zorlayarak Hoseok'un peşinden masaya ilerledim.Düşündüğüm kişinin gelmemiş olmasını umdum.Gerçekten evden çıkmak ve yeni insanlarla tanışmak ona göre değildi.Kalkıp da dinlenme vaktini yeni arkadaşlıklar için harcamayacak kadar üşengeçti Min Yoongi.İçimden dua etmeyi tam da onun metalik gri saçlarını gördüğümde bıraktım ve bunun yerine eğer beni tanıdığını belli ederse ne yapmalıyım diye düşündüm.Aslında bu günlerdir aklımda olan bir düşünceydi ama aptal bir şekilde onun gelmemesini umarak bu düşünceyi savuşturmuştum.

Hoseok durakladığımı görünce ince ve kadifemsi parmaklarını bileğime dolayıp beni arkasından çekmeye başlayınca onun arkadan görünüşüne baktım.Öylesine tutku dolu bir insandı ki yanımda o varken bütün dünyayı unutabiliyordum.Parlak saçları ensesine neşeyle vururken sırtındaki kemikleri bile heyecanını belli edercesine kıpır kıpırdı.Masadaki herkesin bize bakması da onun yine heyecan dolu sesinden dolayıydı.

"İşte bu size bahsettiğim arkadaşım, Arien."

Yapmamam gerektiğini bildiğim halde adımı duyduğunda vereceği tepkiye yenilerek doğrudan Yoongi'ye baktım.İşte ben buydum,yapmamam gereken şeyi,her zaman yapardım.

Ve Hoseok ayışığı bakışlarını bir benim bir de kurşun geçirmezlerin üstünden sırayla geçirirken ben doğrudan karşımdaki geceye benzeyen adama baktım.

Adımı duyduğu an başını yavaşça kaldırıp önce beni süzmesini,ardından şaşkın ağzını açık unutup başını yana eğmesini izledim,kulağındaki halka küpe sallanırken başka hiçbir tepki vermeyip gözlerini benden çekip masadaki yemeğine çevirmesini de izledim.O an içimden tanıdık bir ağrının kalkmasını hissettim.Hayır,hayır olamaz...

Yine yapıyordu,aradan aylar da geçse bunu başarıyordu.Saniyenin onda birinde beni mahvedebilecek yetenekteydi.Daha ne kadar kırılabilir ki? dediğim anda bana daha'yı gösteriyordu.

Geceyi yalnızca günışığı aydınlatabilirdi,bunu biliyordum.Yine yapmamam gerektiğini düşündüğüm bir şey yaptım ve o içimdeki ağrıyı engellemenin tek çaresine sarıldım.Vücudumla değil,bileğimi tutan eline elimi kaydırıp parmaklarımla sarıldım.Çünkü hissedebildiğim tek organım ellerimdi.Ben bir kez daha,Yoongi'nin etkisinden kaçmak için Hoseok'a sığındım.

Ve onun elini tuttuğum zaman öyle minik bir sesle güldü ki memnuniyeti beni düştüğüm kuyudan çıkarmaya yetmişti.Masadakilerin ismini hızlıca söylerken herkesle göz teması kurmaya çalıştım.Hepsi bana merakla ve ilgiyle bakarken bir tanesi umurunda değil gibi davranıyordu.

Hepsini başımla selamladığımda Hoseok yine cıvıldayarak önümdeki sandalyeyi tutup iyi gözükmediğimi oturmam gerektiğini söyledi ve bana baktı.

Kendime gelmem gerektiğini düşünüyordum,yaşanması kaçınılmaz bir andaydım ve atlatacaktım.Bir şekilde.

Oturdum.Ama gözlerimi Yoongi'den çekememiş olduğumu yine cennetimin sesini duyana kadar fark etmemiştim.

Hemen yanıma oturan Hoseok kulağıma eğildi ve fısıldayarak konuştu:

"Suga yeni insanlarla tanışmaktan pek hoşlanmaz.Kişisel bir şey değil,endişelenme."

Endişeleniyorum Hoseok,çünkü ben onun için yeni bir insan değilim demek istedim.Ben aslında ona tek taraflı aşık olan bir kızım ve şuan hem cenneti hem cehennemi senin sayende aynı anda yaşıyorum demek istedim.Neden bu kadar aşık olunasıydın sanki? Neden düştüğüm o karanlık kuyudan beni tutup çıkardın demek istedim.Ama diyemedim ve dudaklarımdan yalnızca şu bir kaç kelime döküldü.

"Sorun değil,ben bu tarz durumlara alışkınım."

-

Meeerhabaa kızlaar,öhöm öncelikle aklımdaki neydi yazdığım ne oldu biraz karıştırmış olabiliriim.Ama işte böyle bir mini hikaye yazmaya karar verdiim ve ortaya ilk bölüm olarak bu çıktı.Kafa karıştırmış olabilir ama ilerledikçe(eğer ilerlerse :D ) anlaşılır olacaktır.

Hikayenin baş kahramanı gördüğünüz üzre Bangtanboys ve Arien isminde bir kız.

Umarım seversiniiz ve oylarsınız.İyi kötü her türlü yorumu beklerim,severim biliyorsunuz.

Beyaz Gece ✨ btsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin