Medyadaki şarkıyla okumanızı ve bitince tekrar başlatmanızı rica ediyoruum,tam içime sinmese de yayınlamak istedim umarım severek okursunuz.Medyaya ölüyorum,Hobi 💙
Şoktan şoka girenlerin içinden birisi fotoğraf çekmeye cesaret edip kamerasını çıkardığında Suga o tarafa arkasını dönüp yüzünü çenesinin altındaki maskeyle kapatıp kafasındaki şapkayı gözüne iyice indirdi ve koluma peşinden gitmemi gerektirecek şekilde dokunup çıkışa doğru ilerledi.
Üzerimde mutsuzluktan çok öfkenin etkisi vardı ve püskürtemediğim için dolmuş taşmak üzere Suga'nın peşinden gidiyordum.Ayaklarım yeri döver gibiydi ve yumruklarımı gevşetemedim.Suga'dan etkilenmek istemiyordum ama az önce resmen film sahnesi gibi bir anın içinden çıkmıştık.İnsanlardan oldukça uzaklaştık ama dönüp bana tek kelime bile etmiyordu.
"Bırakmadın ki günlerini göstereyim hepsine! Hem sen, , neden burdasın?"
Suga benim gelip gelmediğimi umursamıyor gibiydi,kendi keyfine göre yürüyordu.
"Haklısın.Öylece görmezden gelmeliydim.Aklımdan zorum olduğu için yardım ettim. *ayağının ucuyla yarım bir dönüş yapıp bana baktı*
Ah,bu arada;
Senin için geldiğimi düşünmedin değil mi?"
Bana gözlerini bayıp ardından bakışlarını çevirdiğinde ilerdeki siyah geniş aracı tanıdım.Hayır,tam olarak benim için geldiğini düşünmüş ve nasıl kinini yendiğine akıl sır erdirememiştim.Söylediğin için sağol,diye geçirdim içimden.
Yürüdüğümüzde arabanın içindeki çığıran Irene'i ve keyifle sırıtan Jimini gördüm.Irene zor bir durumda kalmış gibi kıvranıyordu,Jimin ise sanki bilerek onu daha da kıvrandırıyordu.Uzak olduğum için konuşmalarını duyamadım.Demek ki gerçekten benim için gelmemişti.
Jimin bizi fark ettiğinde Suga ona eliyle acele et der gibi bir hareket yaptı.O da başıyla onayladı.Mr.Swag yüzünü bana döndüğünde yine porselen gibi pürüzsüz duran ve parlayan cildi solgun gözüküyordu.Dudaklarının da rengi kaybolmuştu ve her zamankinden daha yorgun bir görüntüsü vardı.
"Artık her küçüğün başında bir abisi olmadan dışarı çıkamıyor musunuz?"
Sorduğum soruyla kollarını göğsünde bağdaştırmış kaşları çatılı bir şekilde yere bakan Suga başını kaldırdı.Kulağında sallanan halka küpelerine hastalıklı bir zaafım vardı.Bana acımış gibi baktı,sanki öfkelenecekti ama ben o kadar acınası bir haldeydim ki öfkelenemiyordu bile.Burnundan nefesini üfledi.Demek ki söylediğim şey bir bakıma doğruydu.
"Öyleyse yanlış kardeşini getirmemiş misin? Jiminin burada ne işi var?"
Suga önce bana ardından ilerde arabada hararetle konuşan Irene Jimin ikilisine baktı.Konuşmamı istemediğini bakışlarından anladım.Sesimden tiksiniyor gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Gece ✨ bts
FanfictionYıldızların aydınlattığı bir beyaz geceyle,şimşekli bir beyaz gece arasında sıkışıp kaldım.Beni sabaha hangisi ulaştıracak? "Kovsan da gitmeyeceğim." "Yanımda kal" Bana karşı böyle pervasız böyle korkusuz olması beni ürkütüyordu.İçimde,çok derinimde...