** yıldızların arasında bu şekilde koyu yazılmış kısımlar medyadaki şarkının sözleri ^^
Fazla uzun olmasa da aşağılarda bir sürü fotoğraf var onlara da bakmanızı istiyorum,müziğimizi de bitince yeniden başlatırsanız sevinirim.Aradaki rap kısımları da anlamını sevdiğim için ama daha çok duygusu için bu şarkıyı seçtim-öhöm neyse hadi okuyalım.Yorumlarınızı bekliyorum.
*Dinliyor musun?Sana itiraf olan bu sesimi.
Şu an dinliyor musun?Kalbimi duyabiliyor musun?
Pencereye düşen yağmur damlaları gibi,kalbim seninle doluyor.Sana ihtiyacım var,seni özlüyorum.
Seni unutmak için kelimelerimi biriktirdim.
Ama seni yine düşünüyorum.
Unutmayı deniyordum,yapabilirsem, "seni sildim" diyebilirsem..Bana zaman ver.Ben de mükemmel değilim ama seni tamamen silmek için çabalıyorum.*
Hepimizin iki elinin olması,gerektiği zaman iki farklı hayata köprü olabilmesi için verilmiştir belki de,iki kulağının olması birisi iç sesini dinlerken diğeri dış dünyadan kopmasın diyedir belki.İki ayağınızın olması bir adımın daima geçmişte kalırken,diğerinin de gelecekten umudu kesmemesi içindir.
İnsanın yalnızca bir kalbi,yalnızca bir bedeni ve bir ruhu vardır. Belki de bu yüzden yapayalnız kalan ruhumuzu,kalbimizi ve bedenimizi adayacağımız bir başkasını arar dururuz.Fakat...Doğru insanın o olduğunu nasıl anlayacağımızı bilen var mıdır? Tutup sarılmadan,göğsündeki boşluğu tamamlayıp tamamlayamayacağını nasıl bilebiliriz? Ya da ruhuna dokunmadan,kendi ruhunla aynı hisse sahip olduğunu nasıl bilebilir insan? Yunan mitolojisine göre her insanın 3 adet gerçek aşkı,ruh eşi olurmuş ve dünyanın her yerinden olabilirmiş bu üç kişi. Biz her uyanışta ve her koşturmada bu üçünden birini bulmak umuduyla arar dururmuşuz dünyayı..
Yüreğimizdeki ağrıları dindirmek yerine bizi dipsiz bucaksız bir kavganın ortasına sürükleyebilir bu arayış.Yanlış zamanda,yanlış yerde ya da hayır hayır- en doğru zamanda en doğru yerde olunduğundan belki de, ruhunun eşi olan o üç kişinin hiçbiriyle karşılaşamayacak şanssız bir kişinin hakkını da çalıp,kendininkinin ikisiyle birden bu kısacık ömründe karşılaşırsan ne olacak diye sorar mı kimse kimseye?
Peki bu ihtimali matematiğe döktüğünde ortaya ne çıkar.Konuşmanın,ihtimallerin,hesaplamaların tükendiği yerdeydim.Kalp atışlarının tik-taklarında her bir kasılıp gevşemede ruhumun içinde kendisinden nefret eden iki parçam varmış gibiydi.Bir insana aşık olduğunda söylenen,kalbim isminle atıyor,sözü bende şöyle anlam buluyordu.Her kasılış Min Yoongi,ve her gevşeyiş Jung Hoseok,ve ben bu iki koca duygunun altında eziliyor,unufak oluyordum.
Uykunun ölüme ne kadar yakın olduğunu düşünün,bütün gün yaşamın kaldırılmaz yükünü taşıyan omuzlarımızı yatağımıza serip uykuya teslim ettiğimizde,yaşadığımız her günü öldüren biz,her sabah o yarı ölüm halinden silkinip yeni bir hayatmışçasına korkunç günlük rutinimize geri döneriz.Ben dünyanın en mutlu insanı olabilecek kadar çok aşıkken,hayatımın hatasının nerede olduğunu bile bulamıyordum.Kaderimin kuklası olmuş,yaşamıştım şu ana kadar.Her şey önceden yazılmıştı ve ben rolümden habersiz oynamıştım.
Ölmeyi dilediğim deniz kenarında elimden tutup bana ikinci hayatımı sunan Jung Hoseok.Bir insanın bir başkasını sevmesinin mümkün olamayacağı kadar çok seviyorum seni.Bir insanın bir hayatı/kendi hayatını bile sevemeyeceği kadar çok seviyorum seni ve bana sunduğun bu hayatın her nefesini.Tuttuğun bu elimi hiç bırakmamanı diliyorum.Çünkü ben seninle öğrendim yaşamayı,seninle öğrendim birisini deli gibi beklemeyi,özlemeyi,ve ona dair bu tatlı acı veren ne varsa onları da sevmeyi,karşımda yürürken,bana doğru gelirken kavuşmaya beş kala o gözlerindeki aşkı görüp heyecanla hızlanmayı,bir telefon yakınında olmanın ne demek olduğunu,öylece durup oturduğumuz bir yerde adını söylediğimde bunun için bir nedenimin olmamasını,yaptığım aptalca şeyleri bile sevip hiçbirini yadırgamayacağını bilmeyi,sana dair,senden bana gelen,ne varsa hepsini sevmeyi seninle öğrendim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Gece ✨ bts
FanfictionYıldızların aydınlattığı bir beyaz geceyle,şimşekli bir beyaz gece arasında sıkışıp kaldım.Beni sabaha hangisi ulaştıracak? "Kovsan da gitmeyeceğim." "Yanımda kal" Bana karşı böyle pervasız böyle korkusuz olması beni ürkütüyordu.İçimde,çok derinimde...