Yıldızların aydınlattığı bir beyaz geceyle,şimşekli bir beyaz gece arasında sıkışıp kaldım.Beni sabaha hangisi ulaştıracak?
"Kovsan da gitmeyeceğim."
"Yanımda kal"
Bana karşı böyle pervasız böyle korkusuz olması beni ürkütüyordu.İçimde,çok derinimde...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İleride yine bir kaç gif var ve medyadaki şarkı ile, Öhöm çok minicik +18 içerebilir belirtiyim dedim , iyi okumalaar :*
Gözümü açtığımda vücudum ağrıyla sızlıyordu.Uyuyakaldığım dizlerin yerini kuş tüyü bir yastık almıştı.Sanırım yatağın tamamen Hobi kokuyor olması beni böyle derin ve lezzetli bir uykuya sürüklemişti.Kıpırdandığım an başıma kaya düşmüş gibi şiddetli bir ağrı saplandı ve istemsizce inledim.Bir varil içki içmiş olmalıydım yoksa bu ağrının başka bir açıklaması olamazdı.Her akşamdan kalma gibi bir daha içki içmemeye yemin ederek ağrımın geçmesini diledim.Başımı ensemden tutarak yavaşça doğrulduğumda odada yalnız olduğumu gördüm.
Demek ki Hoseok hala odasına dönmemişti.Demek ki siniri hala geçmemişti.Onu kızdıranın ne olduğunu bile bilmiyorken,suçsuz olmama rağmen sırf onu bir daha öyle görmemek için bile af dilemeye hazırdım.
Üzerime yapışmış ve neredeyse ikinci derim gibi olmuş kıyafetlerden gelen içki kokusu midemi kaldırdığında üzerimi çıkarmam gerektiğini düşündüm.Tam pantolonumun düğmesini açıyordum ki kapı çat diye açıldı.
"Ne yapıyorsun? En azından kapıyı tıklatman gerekir,ya çıplak olsaydı?-"
Taehyung kadar düşünceli olmayan Jungkook ona kulak asmayıp neşeyle bana doğru geldi.
"Ah noona uyanmışsıın,sana yiyecek bir şeyler getirdik."
Tae de kookieyi eğitiyor edasıyla cıkcıkladı.Gülmek istiyordum ama gülecek yerlerim ağrıyordu.Benim yeni uyanmışlığıma zıt olarak onlar oldukça ayık ve enerjiktiler.
Taehyung ağzında yayarak çiğnediği sakızı balon yapıp cebinden bir şeyler çıkarıp bana uzattı.
"Bir şeyler yedikten sonra bu ilacı alırsan başında ağrı falan kalmaz.Bir de sana naneli sakız aldım! Ben genelde sarhoş olduğumda bunu çiğniyorum ve iyi geliyor."
Jungkook da köşedeki dolaptan temiz havlu çıkarırken abisiyle dalga geçmekten de geri kalmadı.
"Hyung sen gerçekten bir şişe biradan başka bir şey içebildiğine emin misin? Yoksa bu kadarı bile sarhoş olmana yetiyor mu?"
Odada kovalaşmaya başlayan çocuklar o kadar komikti ki baş ağrıma rağmen seslice gülmeye başladım.Masanın üzerindeki poşetlere gözüm takıldı,Hoseok'un bu masayı devirişini hatırladım.Yerde boğuşurlarken ne ara Jungkook üste geçmişti anlamadım ama Tae'yi çıldırtacak gibi gıdıklıyordu.Onlar yuvarlanadursun,benim kafam pazar yeri gibi karman çormandı.
Jungkook abisinin kendisini turan kocaman ellerinden kurtulup havluları elime tutuşturdu, ardından benim arkama sığındı.Bir anda nasıl olduğunu anlamadan ikisinin arasında kalkan olmuştum.
"İstersen duş alabilirsin,ardından bir şeyler yemelisin."
Bir sağ bir sol yapan birbirine zıt hareket eden çocuklarla sabah sabah neşem yerine gelmişti.Bu arada da konuşmaya çalışmaları epey komikti tabii.Taehyungun, Kookie'nin poposuna attığı şaplakla kaçışmaları sona erdi.
