Gözüme vuran güneş ışınları ve üzerimden yorganım çekilmeye çalışması ile zoraki uyanmak zorunda kaldım. Hiç gözlerimi açmak istemesem de gözlerimi açarak bana bu eziyeti kimin yaptığına baktım ve karşımda öfkeli bir Melih görünce ne yapacağımı şaşırdım.
Yatakta oturur bir hale gelerek onun neden bana böyle öfkeli baktığını anlamaya çalıştım fakat hiçbir halt anlayamamıştım.
"Ne oluyor Melih?"
"Sana sormalı... Ne oluyor Mine?"
"Ne yaptım yine?"
Alay dolu bir kahkaha attı. "Bir şey yaptığının farkında olmanda güzel."
"Melih!"
"O adamla evlenecekmişsiniz."
İşte bu cümleler tüm her şeyin beynime bir balyozla çakılmasına neden olmuştu. Dün gece olanlar hızlı bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçerken kalbime saplanan acıyla istemsizce yüzüm asılmıştı. Tüm gerçekler çıplaklığıyla tekrar yüzüme vurulmuştu. Yaşadığım acının devam ettiğini görmek ise beni paramparça etmişti.
"Mine!" diyen öfkeli ses ile başımı kaldırarak Melih'e baktım.
"Açıkla bana bu durumu."
"Kimden öğrendin?"
"Kimden mi öğrendin? Bu mu söyleyeceğin tek şey?"
Derin bir nefes aldım. Onun neden bu kadar çok sinirlendiğine bir anlam veremesem de sakin kalmaya çalışarak "Bak olaylar bir anda gelişti," dedim.
"Deden heyecanla evleneceğinizden bahsetti beni görür görmez."
Sesi acı çeker gibi çıkmıştı. Belki de ben yanlış anlamıştım. "Melih..." dedim ve beni dinlemeden bir anda bana doğru gelerek kolumdan tutarak kendine doğru çekti.
"O adamla senin ne işin var?"
Ah, bende bilsem... Bende bilmiyordum ki öyle bir adam da beni etkileyen çeken neydi. Benim ileride ki sömürgelik koca modeline hiçbir vasfı uymuyordu.
"Bende bilmiyorum."
"Dalga mı geçiyorsun sen?"
"Melih..."
"Sen o adamla evleneceksin Mine farkında mısın?"
Evlenmeyecektim ben o adamla! O pislik herif benimle dalga geçmişti. Hem evlenmeyecek olduğumuzu Melih'in bilmesinde bir sakınca da yoktu. Ona söyleyebilirdim. Tabii bunu söyledikten sonra bu anlamsız öfkesinin nedenini de öğrenmek zorundaydım.
"Melih Koray ve ben aslına..." demiştim ki Koray'ın "Mine," diyen sesiyle nefesimi tutmuş bir halde kapı ağzında bize bakan adama çevirdim bakışlarımı. Melih de kısa bir an bakışlarını Koray'a çevirse de onu umursamayarak tekrar bana doğru döndü.
"Dinliyorum Mine. Siz aslında?"
Dilim lal olmuş bir haldeydi. Gözlerimi zorlukla Koray'dan çekmiştim ki yine onun sesini duydum. Üstelik bu sefer öfkeliydi.
"Melih... Hemen bu odadan çıkıyorsun."
Melih'in de öfkelendiğini gerilen bedeninden çok rahat görüyordum. Beni bırakarak yataktan kalktı ve odanın ortasına doğru gelmiş olan Koray'ın karşısında durdu.
"Mine ile konuşmam gereken bir konu var. Çıkması gereken kişi sensin."
"Mine benim nişanlım sayılır ve sen onun yatak odasına giremezsin. Ne konuşacaksan başka bir yerde konuşursun... Şimdi çık!"
"Çıkmazsam ne olur lan?"
Melih'i ilk defa bu kadar kaba ve öfkeli görüyordum. "Dua et Salih Bey var... Yoksa ağzını burnunu kırmaktan geri durmayacağımdan emin olabilirsin."
Bu olayın daha fazla uzamasını engellemek için yataktan kalktım ve Melih'in yanına gelerek "Canım sonra konuşalım olur mu?" diye sordum. Bana öfkeyle baksa da bir şey söylemeden odadan çıktı. Onun çıkması ile Koray da kapıya doğru gidiyordu. Onunda gidecek olduğunu düşünerek tekrar yatağa doğru ilerlemiştim ki, önce sertçe çarpılan bir kapı sesi ve sonra kolumdan tutulup onun bedenine yapışmam saniyeler sürmüştü.
"Yatak odanda..." dedi ve derin nefes aldı. "Üzerinde kısa bir gecelik ile o adamla ne halt yiyordun?"
"Sana ne?" dedim içimde var olan kızgınlık ile. O ne karışıyordu ki?
"Ne demek sana ne?"
"Gayet açık bir kelime. Sen kendi işine bak!"
"Mine..." demişti ki onu umursamadan kolumu ondan kurtarmaya çalıştım fakat onu birazcık bir uzaklaştıramamıştım kendimden.
"Hal ve hareketlerine dikkat edeceksin."
Dudaklarımın alayla kıvrılmasına engel olamamıştım. Bu adam kendini ne sanıyordu? Neyim oluyordu da bana böyle karışıyordu?
"Bana bak çam yarması git maço ağzını kendi mahallende ki kızlara kullan."
"Daha düne kadar maço ağzımı senin üzerinde kullanmamdan fazlasıyla memnundun!"
Sinirden bedenim uyuşurken yüzüm yanmaya başlamıştı. "İğrenç bir adamsın sen."
"Seninle evlenmeyeceğim diye mi tüm bunlar?"
"Bırak beni ve hemen odamdan çık!"
"Neden?" diye sordu ve dudakları tam şah damarımın üzerine hafif bir baskı yaptı. Tüm bedenimin titremesine engel olamadım. Bedenim bana ihanet ederken onun karşısında dirayetli durmam gittikçe zorlaşıyordu.
"Bağırırım beni bırakmazsan."
Hafifçe geri çekildi ve yüzünde çapkın bir gülümseme ile "Bağırabilirsin," dedikten sonra dudakları dudaklarıma temas etti.
"Benimle evlenmek istemiyorsun," dedim küskün bir sesle. "Peki, beni neden öpüyorsun?"
"Bilmiyorum," dedi. Kendimi hızla ondan çekerek uzaklaştım. "Odamdan hemen çık."
"Mine!"
"Bu oyunu da fazla uzatmayacağım. Bugün gidip dedeme anlatacağım her şeyi."
"Şimdi zamanı değil."
"Tam olarak zamanı şimdi!"
"Mine," dedi ve bana doğru yaklaşmaya başladı. İstemsizce gerilemiştim ki kendimi yatağa sırt üstü düştüm. Onun kahkahasını duymam ile patlamaya hazır olan sinirlerim son noktaya gelmişti. Yataktan kalkmaya çalışırken onu üstümde bulunca ne yapacağımı bilemez bir halde ona baktım.
"Mine..." dedi boğuk bir sesle.
"Adımımı ezberliyorsun?"
"Adın zaten ezberimde..."
"Amacın ne senin?"
"Anlamaya çalışıyorum dedi ve yüzüme düşen saçları geriye çekti. Hafifçe yutkundum. "Neyi?" diye sordum.
"Yüreğimde ki yerini..."
Yüreğim yine ağzımda atmaya başlamıştı ki aklıma dün gecenin gelmesi ile kendime geldim. Koray'ın bu defa aklımı karıştırmasına izin vermeyecektim. O dün son sözünü söylemişti. Ben de ona göre davranacaktım artık.
"Kalk üzerimden."
"Ben yerimden memnunum."
"Dedem bizi görürse..." demiştim ki "Biz evleneceğiz Mine görse de sorun değil."
"O yalandı."
"Dün geceye kadar..." dedi ve boynuma dudaklarını bastırdı. "Seninle gerçekten evlenmek istiyorum Mine..."
-
Bol bol yorum ve beğeni bekliyorumm :) Bu arada Hayırlı Ramazanlar arkadaşlar :))
İnstagram hesabım : dilekyelomi takibi unutmayalımm :)
Seviliyorsunuz ♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fiyasko Prenses
Genel KurguO bir zengin. O bir prenses. O bir güzellik abidesi. O fazla zeki. O kim mi? Tabi ki benim. Ben kim miyim? Tanıştırayım sizi kendimle. Ben Mine VUSLAT!