Bölüm 1

258 42 21
                                    

Multimedya : Toprak

Saat 10.00 u gösteriyordu evet bugün dersim öğleden sonraydı. Pembe peluş terliklerimi ayağıma geçirip banyoya yöneldim. Soğuk suyun yüzüme dağılmasına izin verdim ve iyice ayılana kadar durdum. Ayna da ki aksime bakınca sabahları cidden bu kadar kötü göründüğüm konusunda büyükbabama  hak vermiştim. Bana hep yataktan ilk kalktığım zaman tımarhane kaçkınlarına benzediğimi söylerdi. Aşağı indiğim de büyükbabam her sabah olduğu gibi kahvesini yudumlayarak kitapların arasına gömülmüştü.

Evimizde devasa bir kitaplık vardı ve her rafı özene bezene dizilmişti.Büyükbabam gençliğinden beri kitaplara aşık olduğunu söylerdi. Ve ayırmaksızın okurdu. Korku kitapları ve fantastik kitapları okumuşluğu bile vardır. Masasının etrafından dolanıp yanağına kocaman bir öpücük bıraktım.

"Günaydın dedelerin en tontişi! "

"Günaydın benim tımarhane kaçkınım."

Bu lafı üzerine gülerek

" Hah! Ben miyim o? madem öyle hastaneye yatır beni ne diye aynı çatı altında yaşıyoruz?"

" Kahvaltı yapmadan çıkma sakın aklım sende kalıyor sonra."

" Kurt gibi açım zaten sabahları ne büyük bir iştaha sahip olduğumu bilirsin merak etme sen. "

Odasının kapısını kapatıp mutfağa yöneldim. Güzel bir kahvaltı tepsisi hazırlayıp televizyonun başına kuruldum. Evet ben televizyon olmadan yemek yiyemiyordum. Alışkanlık diyebiliriz buna. Kahvaltı keyfimi bozan telefonumun sesine doğru yöneldim. ekranda yazan Simay'ım yazısını görünce gülümseyerek açtım.

" Efendim fındık farem "

" Ah Toprak hala uyanmamış olsan seni parçalayacaktım!"

" Yetişmem gereken bir şey var da benim mi haberim yok?"

derken bir yandan ağzıma bir şeyler atmayı da ihmal etmiyordum.

" Toprak bugün sunumumuz var unutmadın umarım.Hani ön bir prova için iki saat erkenden buluşmayı planlamıştık hatırlıyor musun!"

Resmen dişlerinin arasından konuşuyordu.Ben nasıl atladım bunu ya!

" Ah Simay, gerçekten aramasan aklımdan tamamen çıkmıştı hazırlanıp geliyorum hemen."

Elimde ki tepsiyi hemen mutfağa bırakarak odama doğru koşar adımlarla yürüdüm.Evet bugün sunumumuz vardı. Türkçe öğrencileri olarak Simay ve ben Divan Edebiyatı üstatlarından olan Bakî'yi tanıtan bir sunum hazırlamıştık. Eğitim Fakülltesi ve Fen Edebiyat Fakültesinde ki Türkçe eğitimi öğrencilerinin hepsinin geleceği bir sunum olacaktı.

Ne giymeliyim acaba. Elbiseleri tek tek aralıyorken krem renkli belinde siyah kemer görüntülü şerite sahip olan kare yaka sıfır kol dizimin iki üç santim yukarısına gelen elbiseyi seçtim.
Hemen giyiniyip bağacıklı krem topuklu ayakkabılarımı ayağıma geçirdim ardından hafif bir makyajla saçlarımı maşalayıp açık bıraktım koluma da siyah çantamı alıp çıktım ve okula yürümeye başladım. Evet yürüme meaafesiyle 15 dakikalık bir yoldu.

Sunum başladığında oldukça heyecanlı olmuş olsam da konuşma yaptıkça heyecanım azalıyordu. Tam sonlarına yaklaşmışken kalkan bir el gördüm. Aslında sunum esnasında söz hakkı vermiyorduk fakat şu an kapanışa yakın olduğumuz için Simay söz hakkı vermişti.

" Benim sorum Toprak arkadaşıma olacak "

Salonda ki tüm bakışlar soruyu soracak olan gence yönelmişti.
Sorusunu oldukça merak etmiştim ama kendime güveniyordum. Divan Edebiyatı sanatçılarıyla yakından ilgileniyordum ve çoğu soruyu cevaplayacak düzeyde hissediyordum.
Tüm bu hislerimi bir kenara bırakıp gence baktım.

" Toprak arkadaşım,acaba burda anlattığın bu sıkıcı konunun bizim üzerimizde ne kadar tesir bırakacağını umuyorsun? "

Soru üzerine şok geçirmiştim. Sıkıcı konu mu? Ne sıkıcılığı? bir üstattan bahsediyorduk burda.

Salonda ki sessizlik ve üzerimde toplanan bakışlar benden bir cevap beklediklerinin göstergesiydi. Boğazımı temizledim ve mikrofona yaklaşarak:

" Anladığım kadarıyla bu edebi ruha oldukça uzak bir öğrencisin zira bu denli ünlü bir yazarın hayatını anlatan bir sunumu sıkıcı bulmanın başka bir açıklaması olamaz.üzerinizde ne kadar tesir bırakır bilemem bu sizin edebiyata olan aşkınıza göre değişir. Şunuda belirtmek isterim ki, seni burda zorla tutmuyorum isteğin dahilinde salonu terkedebilirsin. "

Çok mu sert olmuştu? Onu kovmuştum. Ama haketmişti. O kim... Bakî'nin hayatını sıkıcı bulmak kim...Küstah şey. Cevabım üzerine koltukta oturan hocalarımın ve sınıf arkadaşlarımın yüzene ufak bir gülümseme yayılmıştı ve bu beni mutlu etmişti. Altta kalacağımı kimse düşünmezdi zaten. Sunumun ardından çekilen fotoğraflar da bitince üzerimden büyük bir yük kalkmıştı. Simay'la beraber yaptığımız bir sunumdan da alnımızın akıyla çıkmıştık işte. Her ne kadar gölge düşürmek isteyen bir küstah olsa da. Simay hocalarla konuşurken ona dışarı çıktığımı belli ederek kampüse attım kendimi. Etrafta üçer beşer oturan öğrencileri görünce bende tek başıma çimenlere doğru yöneldim. Eteğime dikkat ederek oturdum. Ve etrafı izlemeye koyuldum.

" Toprak? "

Kafamı çevirdiğim de yine o küstahla karşılaştım. Sinirden gözlerim alevlenmişti bile. Ne diyecekti doğrusu çok merak ediyordum. Onu yeterince susturduğuma emindim halbuki. Saçlarımı kulağımın arkasına ustaca sıkıştırıp sinirimi daha net görmesi adına yüzümü tamamen ona çevirdim ve " ne istiyorsun!" bakışı attım.

"Seninle konuşmam gerek. "

"Pardon da biz tanışıyor muyuz? "

"Elbette. Ama görüşmeyeli uzun zaman oldu.  "

"Ne saçmalıyorsun sen? Seni daha önce görmediğime eminim. "

"Değiştim evet haklısın fakat adımı bile sorma gereği duymadın daha. "

"Hah! Gerçekten dalga geçecek insan mı kalmadı? Ordan bakınca neye benziyorum? Saf? Salak? Aptal? Ya da biz alzaimer hastası mı? "

"Adımı sormayacak mısın Toprak? "

"Sormama ne lüzum var Allah aşkına?"

"Sormadan mı söyleyeyim yani? "

Benim sabrımı mı sınıyordu bu çocuk. Adı neyse neydi. Hayatımdan bir sürü erkek geçmiş olsa durur düşünürdüm ama benim hiç erkek arkadaşım olmamıştı bu yüzden onu tanımadığıma emidim.Salonda ki o küstahça tavırlarını hatırladığımda bu çoçukla burada konuşmanın vakit kaybı olduğunda karar kıldım ve yine sinirlendim. Bana neydi ki onun isminden. Tanımıyordum sonuçta. Ama yanımdan def etmek için istediği soruyu sormaktan başka çare bırakmamıştı bana.

"Adın her neyse söyle ve defol.Mümkünse tekrar şu küstah suratınını görmek istemiyorum. "

dedim kelimelerin her birine sinirli tavrımı ekleyerek.Gözlerimin ta içine bakarak

" Ben Göktuğ."

•^^•

İlk HayalimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin