Bölüm 15

35 9 1
                                    

Gözlerimi araladığımda Toygar'ın dizlerindeydim. Buraya nasıl geldim bu adam yine neden benim yanımda hiç bir fikrim yok. Ama başım feci şekilde ağrıyor. Aralanan gözlerimi görünce elini sürmeden bana öylece bakan Toygar konuşmaya başladı.

" iyi hissediyor musun? "

Ya evet harikayım! Nasıl hissedeyim be adam. Ağzına gazete kağıtlarını verme hayallerim suya düştü. En güvendiğim dalım kırıldı. Umutlarım,ümitlerim,heyecanım hepsi uçtu gitti. Ve üstüne üstlük şu an seninle aynı havayı soluyorum!

" ne işin var burda?"

Yerimden doğruldum çatlamak üzere olan başımın ağrısını bir kenara koyarak. Sinirli sinirli bakmaya başladım. Çünkü olmaması gereken yerdeydi bu adam.

" Ah yine mi başlıyoruz? Peki o zaman. Bu haberi okur okumaz ne hale geleceğini tam kestiremediğimden dolayı seni takip ettim. Sabah kitap evine gittin. Geldin. Biraz zaman geçti. Aradım seni. Açmadın. Normalde o kadar aramam karşısında en azından sinirlenip açardın. Ve anladım bir şeyler olduğunu. İçeriye girmeyi başardığımda ise tahmin ettiğim gibi Baygındın. Kendine gelmen için burada bekliyorum. Oldu mu Toprak?!"

Burnundan soluyarak bir çırpıda konuşan özgüven yığınına bir bakış attım. Bu adamın beni görüyor olması bile onun açısından devasa bir hediye rolü üstlenmesi gerekirken, bu karşıma geçmiş bana yüksek sesle azarlar gibi konuşuyor evime izinsiz girdiğini söylüyor yetmemiş gibi dizinde yatırıyor. Sabır mı kalır? Halim zaten yokken, olayın şoku üzerimdeyken, bu adam da neyin nesiydi? Kendini ne sanıyor Allah aşkına? Bu soruyu binlerce kez tekrarladım. Ama yanıt alamadım. Sessizce sordum.

" sen kimsin? "

" Toprak... Şey yani bu nasıl soru şimdi birden bire?"

" Toygar Seren. Sen kimsin? "

" Söylüyorsun adımı işte bu nasıl soru Allah aşkına? "

" Hayatımda ki sıfatın ne? "

" yani ben..."

" hangi sıfatla işlerime burnunu sokuyorsun?"

"..."

" hangi sıfatla bana sesini yükseltiyorsun?"

" ben..."

" hangi sıfatla karşımda oturuyorsun?"

" Toprak..."

" söyle Toygar Seren. "

" ben yani hayatında yer edinmeye çalışıyorum işte. Îzin verirsen her şeyin olmak istiyorum."

Kısık sesimi hiç yükseltmedim. Haddinden fazla kırgınlık vardı üzerimde. Sakin sakin sözlerime devam ettim.

" olabildin mi peki? "

" olmak istiyorum. "

" hah. Hiç utanmadın mı öğrencine aşık olmaya? Hiç hesaba katmıyor musun? Gözümde kalmadığını... Benim kim olduğumu pek âlâ biliyorken çabanı takdir ettim doğrusu. "

" ..."

" son kez söylüyorum. Hayatıma girmiş değilsin. Kapımın önünde köpek gibi dolanmayı bırak. "

Önce bocaladı. Sanırım beklemiyordu böyle bir konuşmayı. Ne yapacağını bilmez halde koltuktan kalktı. Ah sonunda kalkmayı akıl edebilmişti bu adam!

" göreceksin Toprak. Er ya da geç farkedeceksin aşkımı. Ever öğrencime aşık oldum. Önce bunu kabul edemedim kendimce. Ama seni her gördüğümde ritmi değişen kalbime yenildim. Aramızda pek bir yaş farkı olmadığını da biliyorsun . Seni seviyorum işte. Sen ise seni kandıran bir çocuk için ne hale geldin baksana! "

" sen kimsin ha?! Konuşmadan anlamıyor musun?! Kendini ne sanıyorsun da özel hayatıma müdahale ediyorsun. Istediğim insanı severim istediğim insanın acısını çekerim istediğim insan için de halden hale girerim. Bu seni ilgilendirmez! Eğer ki bir daha yakınımda görürsem seni taciz davası açarım bilmiş ol. Şimdi terket burayı. Seninle soluduğum hava yeterince boğulmama sebep oldu! "

Ağzını tam açıyordu ki " sakın " dememle sustu ve sonunda gidebildi. Sinirlerim zaten tepemdeydi. Bu Halim'den yararlanmaya mı çalışıyordu bu hoca sıfatını taşıyan adam bilemedim. Sadece uyumak istiyordum sadece.

Ağrıtan başım elbette ki buna müsade etmiyordu. Ama böyle bir durumla karşı karşıya kalacağımı hiç düşünemezdim. Kim bilebilir ki. İş için sevgilimi babasının yanına gönderiyorum aramız iyi her gün konuşuyoruz bir de bakıyorum dergilerden evlendiğini görüyorum! Bu... Bu nasıl bir hal?! Nasıl sindireceğim bunu. Göktuğ benim hayatımda ki tek sığınağımdı. Onun beni bırakıp gitmesi bile bu kadar yakmamıştı canımı. Şimdi nasıl açıklayacaktı? Daha doğrusu artık açıklama duyacağım bir Göktuğ kalmış mıydı?

Baş ağrımı daha da şiddetlendiren bu düşünceleri alacaklı gibi çalan kapı yarıda kesmişti. Eveeet sinirimi kusacağım bir kurban daha kapıma geldi demek ki. Her kimse gerçekten her şeyin acısını ondan çıkartacaktım. Hırsla yerimden kalktım ve susmasını dilediğim kapıyı hızla açtım.

" ne var be ne!!!!"

Nefes nefese kalmış adamı karşımda görünce küçük dilimi yutacaktım.

" sen.... "

İlk HayalimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin