Bölüm 12

30 10 3
                                    

Bir an ne yapacağımı bilemedim. Şaşkınlıkla yüzüne bakmaya devam ediyordum. Herkes benim Göktuğ ile olan ilişkimi bir şekilde duymuştu fakat bu adamın böyle duygular barındırdığını kimse tahmin edemezdi. Ve evet. Bir cevap vermem gerekiyordu. Sesim titredi. Niye böyle oldum bilmiyorum ama sanırım şu an ona acıyordum.

" ne dediğinin farkında mısın sen?"

" evet. Farkındayım. Ama seninle olmak için her şeyi göze aldım. Bunu sana sessiz sakin bir yerde de itiraf edebilirdim. Ama aşkıma inanman için herkesin önünde söylemek istedim. "

" benim hayatımda zaten birisi var. Kendini böyle durumlara sokmana hiç gerek yoktu. Yine de unutacağım bu konuşmayı sende unutsan iyi edersin"

" peşin hüküm veriyorsun Toprak. "

" hayatımda başka biri var diyorum. Yeterince açık değil mi yoksa? "

" hayatında benim arzuladığım yeri dolduran o adam aslında sandığın kadar güvenli değil. Yine de umudumu kaybetmeden bekleyeceğim seni"

Etrafa yükselen fısıldaşmalar sinirlerimi bozuyordu susun! diye bağırmak istesemde hızlı adımlarla okuldan çıktım.

Simay da sesini çıkarmamıştı. Bu ne saçmalıktı böyle. Gider gitmez Göktuğ'u aradım. Ama uzun uzun çalmasına rağmen açmamıştı. Toygar'ın söylediği o kelime beynimde yankılanıyordu.

" o adam aslında sandığın kadar güvenli değil"

Neden durduk yere böyle söyledi ki. İçim içimi çoktan yemeye başlamıştı. Büyük yuvarlak yatağıma oldukça yorgun düşen bedenimi bıraktım. Ve gözlerimi kapatıp Göktuğ ile geçirdiğim güzel günleri hayal etmeye başladım. Gideli çok olmamıştı ama burnumda tütüyordu. Keşke burada olsa da yine o aşığı olduğum yosun yeşili gözlerinde kaybolsam.

Onu hayal ederken yüzümde farketmediğim bir gülümseme belirmişti. Bunu oldukça garipsemiştim ama hoşuma gitmişti. Onu hayal etmek gerçekten mükemmeldi. Acaba takım elbise ile nasıl görünüyordur?

Düşüncelerimden sıyrılmama neden olan telefonum çalınca heyecanla elime aldım. Ama malesef Göktuğ değildi. Tanımadığım bir numara olduğu için açmamayı tercih ettim.

Ama susmak bilmeyince önemli bir şey olabilir diye düşündüm ve cevapladım.

" alo Toprak? "

" buyrun kimsiniz?"

" Toprak, Toygar ben. "

Ah yine mi bu saçma adam! Allah aşkına bu adam şu kadarcık beyniyle nasıl benim hocam olmaya hak kazandı ki.? Yani ona bu torpili kim geçti?

" ne var!"

dedim sertçe. Çünkü gerçekten önemli bir şey yoksa onu boğazlamaya gidecektim.

" Toprak vaktin varsa bir yerlerde buluşup konuşalım mı? "

" vaktim falan yok!"

" o zaman buradan dinle olmaz mı?"

" ya sen benim hocam olduğuna emin misin Toygar Seren? Gerçekten benim en sevdiğim dersin hocası şu an karşımda yeni yetme ergenler gibi davranıyor. Emin ol beni terslediğin zamanlar daha çekiciydin. "

Bu lafım üzerine beş altı saniye sustu. Sanırım egosunu yerle bir etmiştim ve onu utandırmıştım. Yada kızmış mıydı? Ah kızmış olması tercihim.. Çünkü böyle davrandıkça gözümden düşüyor.

" Toprak evet o kişi benim. Seninle konuşurken farklı bir Toygar oluyorum ben neden görmemekte diretiyorsun? "

" ya sen değil miydin tatilden önce bana esip gürleyen? Bana sürekli ters davranan? Kasıtlı olduğuna emin olduğum bütünlemeye bırakan? Söylesene o sert mizacını benim aşkım mı yerle bir etti?"

Alay ederek konuşuyordum onunla. Çünkü bu hareketleri oldukça mantıksızdı. Bana yardım etmeler aşkını itiraf etmeler ve bunu herkesin önünde yapmalar falan. Bunlar bana ters. Bana benim gibi sert bir insan lazım. Aşk uğruna yumuşayacak biri değil.

" Toprak. Görmüyorsun. Seni ne kadar sevdiğimi görmüyorsun. Tatil boyunca senden uzakta durmaya çalıştım. Gerçekten çabaladım. Ama olmadı Toprak. Evet ben Toygar Seren. Hayatımdan uzun yıllar önce aşkı çıkarıp atan adam. Şimdi öğrencisine aşık oldu. Komik mi bu durum? Gül o zman. Acıman mı gerekiyor? Acı o zman. Ama ne olur ciddiye al... "

" yeter be! "

" Topr..."

" sus! Sana ilk ve son kez bir açıklama yapacağım kulaklarını aç ve iyi dinle! Ben Toprak Gökşen. Tek arkadaşım Simay. Onun haricinde ki herkes bana "Soğuk Kız" lakabını takmıştır. Herkese karşı soğuğumdur. Çünkü fazla samimiyeti gereksiz görüyorum. Bu yüzden sadece bir tane arkadaşım vardır. Ailem yok. Bu yüzden kendi ayaklarım üzerinde durabildiğim için daha güçlüyüm. Senin gibilerden çok yalvarış duydum. Ama bu yalvarmalar bana sökmez. Kalbimde birisi olmasa belki diyeceğim ama orasıda dolu. Bir daha karşıma bu tarz laflara çıkarsan sana taciz davası açarım ve emin ol sonuna kadar giderim. Beni sakın ama sakın bir daha rahatsız etme!

" Topr..."

Daha fazla konuşmak istemiyordum. Yeteri kadar küçülmüştü zaten. Neydi bu be. Bana niye aşık oluyorsun. Git
kendi kategorinde biriyle arkadaş ol.

" Ne yapılan adamsın sen hiç mi utanman yok!"

" Toprak!"

Diye gürleyen sesle bir an durdum. Bağırdı demi o bana yanlış anlamadım değil mi?! Sabırla dinlemeyi tercih ettim sonra canına okuyacaktım. Hatta onu dava edecektim!

" beni dinleyeceksin! Bunları duymak zorundasın! Göktuğ... Ona gerçekten güveniyor musun? Hah. Bence bu kadar güvenme. Mesela bugün onu hiç aradın mı? Hı? Aradıysan da açmamıştır büyük ihtimalle. Neden biliyor musun? Ah... Ben biliyorum. Nasıl mı? Senin hayatına önem veriyorum ve bu yüzden " seviyorum!" Dediğin o adamın yakasını bırakmıyorum! Ve neyle karşılaştım bil bakalım! "

Sustum... Kelimenin tam anlamıyla sustum. Evet Göktuğ bugün hiç aramamıştı. Aradığımda da açmamıştı. Ve bu adam bunun nedenini bildiğini oldukça yüksek bin tonda haykırıyordu.

" çünkü o bugün evleniyor!"

İlk HayalimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin