9.Bölüm

2.2K 217 31
                                    

9.Bölüm

Uzun bir duş, iyi bir uyku, sıkı bir kahvaltı ve işe yarar bir ağrı kesici beni güne hazır hale getirdiğinde televizyonun karşısındaki kanepede oturmuş kendime ısmarladığım kahveyi içiyordum. Hafta ortasında olmamıza rağmen bugün işe gitmeme gerek yoktu çünkü Diaz dün odamıza gelip, "Yarın işiniz yok, dinlenin," diyerek bizi özgür bırakmıştı. Faris iyiydi, korktuğumuz gibi travma geçirmiyordu. Diaz'ın neşeli tavırları ki bu normal bir insan için asık suratla gezmeye benzer, gösteriyordu ki aldığım belgeler onu memnun etmişti. Bana bakarken kaşlarını çatmadığı için sanki dostça sarılmışız gibi hissetmiştim. Hera ve Martin ise beni eve bırakmayı teklif etmişlerdi ve elbette motor kullanmak yerine bu teklife balıklama atlamıştım.

Gün benimdi ve yapacak iki işim vardı. İlki önümdeki sehpada bilgileri ve resmi olan kızı ziyaret etmek ve yüzüğü geri almak; ikincisi ise kendi evime gidip bedenimle kucaklaşmak. Eminim beni gördüğüne oldukça sevinecektir. Yüzüğü almaya öncelik verdim çünkü o Jack'e aitti ve benim yüzümden kaybetmişti. Onu yerine koyduktan sonra bedenime geçmem daha ahlaklıydı. Tek sorun bedenimi evde bulursam ve göz göze gelir gelmez geçiş yaparsam Jack bir anda kendini bilmediği bir insanın önünde bulacaktı. En son trende olduğunu hatırlayan bir adam kendini bir anda başka bir yerde bulursa nasıl bir tepki verir, hep beraber görebilmeyi umuyorum.

Kahvemi bitirdikten sonra bardağı lavaboya bırakıp çalışma odasına geçtim ve şu mehşur kasayı görmek için yanına gittim. Kütüphanenin en alt katındaydı, öyle gizlenmiş falan değildi. Yere oturup simsiyah kasayı incelemeye başladım. Parlak siyah yüzeyinden kendi yansımamı görebiliyordum. Kapağının orta kısmında iki yuvarlak vardı. Boyutları farklıydı. Birinin üzerinde tuşlar varken, diğerininde hiçbir şey yoktu. Elimi yüzeyine sürterek herhangi bir şey ararken boş yuvarlak kısmında girintiler olduğunu fark ettim. Fazla zedelemeden baş parmağımı biraz daha bastırıp girintileri takip ettim. Karmakarışıktı ama genel olarak buraya çıkıntısı olan bir şey bastırıldığında yerleşebilirdi. Sanırım kasanın iki anahtarı vardı. Biri bu girintilere uyacak bir anahtar, diğeri ise şifre kombinasyonu. Diyelim ki yanılmadım ve yüzük birinci anahtar, bu yine de kasayı açmama yetmeyecek. Şifre kombinasyonunu bulmam şart ve bunun için elimi Jack'in zihnine daldırmam gerekecek. Bunun ne kadar acı vereceğini tahmin bile edemiyorum, bu yüzden yüzüğü bulduktan sonra meditasyon yapmaya karar verdim. Acıdan ne kadar kaçarsan o kadar kar.

Kasanın içinde ne olduğunu deli gibi merak ederken, bir yandan da anlamayacağım sistem dosyaları çıkacağını düşünüyordum. Evime (bakın nasıl da alışmışım Jack olmaya) giren Ayat adamı kasanın peşinde olduğuna göre içinde Jack'in günlüğü olmadığı belli. Bu jackass adamların önemli dosyalarını çalıp kasaya kilitlemiş olabilir. Diaz'dan gizlediğine göre onun bile bilmemesi gereken mühim konuları içeriyor olabilir. Ya da Allison'la alakalı da olabilir. Her şey olabilir! Kasaya yakından bakmadan önce sadece yüzük yeterli olur sanıyordum ama şimdi bir de şifre çıktı başıma.

Sam'in bana verdiği bilgilere göre kız Berne Üniversitesi'nde Tarih okuyor. Şu Sam işini iyi yapıyor doğrusu, bana bir de ders programını buldu. Vakit kaybetmemek için Jack'in odasına girip dolabını açtım ve bir kot çıkardım. Kahvaltı yaparken izlediğim haberlerde havanın yağışlı olacağı yazıyordu, bu yüzden üstüme tişört giyip bir de kapşonlu hırka geçirdim. Cüzdanı arka cebime sıkıştırırken aklıma daha önce fark etmediğim bir detay çarptı: Bu adamın silahının olduğuna emindim. Trendeyken yanında değildi ve sonra da görevde bana başka bir tane vermişlerdi. Ama onu Merkez'in hastanesindeyken teslim etmiştim. Aslında pek teslim sayılmazdı, gömleğimi dahi çıkardığım için silahı da oraya bırakmıştım ve sonra gittiğini görmüştüm.

Beden Hırsızı (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin