12.Bölüm

2K 171 20
                                    


12.Bölüm



Oawa, Alicia

Gece lambasının aydınlattığı odasında uzanan Alicia, elindeki yüzüğe bakarak düşünüyor, kendini hayallere kaptırıyordu. Elindeki hiçliği düşünmemeye çalışarak bunu yapması gerekiyordu. O zaman gizli geçitlerden geçip kimsenin görmediği odalardaki gizemleri bu yüzükle çözebiliyordu. Tarikatları, ilginç tabloların hikayelerini araştırmak onun için ilk gençlik yıllarından gelen bir oyundu. Bulmaca ve satrancı da severdi ama hiçbir şey ilginç bir hikaye kadar tat vermezdi. En sevdiği filmin Indiana Jones olduğunu da inkar edemezdi.

Şansın ona gülmesini, yüzüğün bir anlam ifade etmesini istiyordu ama eli bomboştu. Kütüphanedeki arşiv görevlisinin kelebek figürü için söylediklerini araştırmış, güzel şeyler öğrenmişti ama bunlar bir işe yaramamıştı. Güvenecek birini bulsa yüzüğü gösterecekti ama o adama güvenmemesini söyleyen bir yanı vardı. Belki de adamın araştırma zevkini çalmasından korkuyordu.

Kime güvenebileceğini düşünürken okulundaki profesörlerden Matt Anderson'da karar kıldı. Genç ve dinamik yapısının yanı sıra yardımsever kişiliği ve engin tarih bilgisi de ona yardımcı olabilirdi. Yarın adamı yakalar ve yüzüğü bir köşede gösterip araştırmaya değip değmeyeceğini sorardı. Eğer adam olumlu yaklaşırsa nereye bakması gerektiğini sorar, iş çıkmaz derse de trendeki çocuğa mail atıp yüzüğü bulduğunu söylerdi. Onu hatırlamak iç geçirmesine neden oldu, keşke onu yeniden görebilmesinin bir yolu olsaydı.

Bastıran uykusu onu yüzeysel bir uykuya çektiğinde yüzük parmaklarından kayıp yatağa düştü. Gece karmaşık rüyalarla ve göz gürültüsüyle doluydu. Yağmur yaz ayına merhamet etmiyordu.

Günün ilk dersinin ardından sırt çantasını omzuna taktı ve uzun koridorda ilerleyerek profesörün odasına yürüdü. Ahşap çatılı, bahçeye bakan açık koridordan sağa dönüp merdivenlerden yukarı çıktı. Avluya bakan odalardan biri Anderson'a aitti, Alicia dördüncü odanın üzerinde onun ismini görünce derin bir nefes aldı ve cesaretini toplayıp kapıyı çaldı.

Başını kağıtlarından kaldıran profesör Alicia'yı görünce hafifçe gülümseyip onu selamladı. Öğrencilerinin odasına uğramasına, sınavlarla ilgili sorular sormasına alışkındı bu yüzden bölünmek onu rahatsız etmiyordu. Kız çekingen bir ifadeyle yürüyüp karşısında dikildi. "Şey," diye mırıldandı. "Size bir şey soracaktım."

"Seni dinliyorum, Alicia," dedi adam arkasına yaslanarak. Eliyle masasının önündeki koltukları gösterdi. "Otur lütfen."

Alicia koltuklardan birine ilişip çantasını kucağına çekti ve fermuarı açarak içinden küçük bir kese çıkardı. Keseden çıkardığı yüzüğü parmakları arasında tutup adama göstermeden fermuarı kapattı. Önüne gelen sarı saçlarını ve kısa eteğini düzeltti.

"Sanat tarihi dersini sizden aldığım için araştırmama yardım edebileceğinizi düşündüm," dedi eline bakarak. "Elimde bir amblem var, ben de tarihini merak ettim ama arşivlerden bir şey elde edemedim."

Adam öne eğilip kollarını masaya yasladı. "Görebilir miyim?"

Alicia yüzüğü yavaşça masaya koydu. "Belki hiçbir anlam ifade etmiyordur," diye mırıldandı. Boş bir amaç uğruna koşturduğunu söylemesinden endişe ediyordu.

Adam yüzüğü eline alıp gözlerini kısarak inceledi. Çevirdi, arkasına baktı. Çatılı kaşlarının üstünden Alicia'ya bakıp, "Kesinlikle bir anlam ifade ediyor," dediğinde kızın kalbi heyecandan çıkacakmış gibi atmaya başladı. Masaya yaklaşıp hevesle adamın yüzüne baktı. "Üzerine sembol işlenmiş çok esere baktım, son zamanlarda bu moda olsa da sembolizm bir sanattır ve sanat taklit edilemez. Yüzüğün üzerindeki şekiller rastgele oyulmuş havası vermiyor, bir bütünün parçaları gibi." Durup kıza baktı. "Bu yüzüğü nereden buldun?"

Beden Hırsızı (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin