20.Bölüm

1.4K 142 26
                                    

20.Bölüm

Jack, Colorado

Martin'in bizi getirdiği güvenli evi Colorado sınırları içinde, ormanın içine gizlenmiş, tek katlı bir yerdi. Evde duvar yoktu, duvar yerini kurşun geçirmez camlar almıştı. Camdan bir evde nasıl güvende olacağımızı merak ediyor olabilirsiniz ama bu kısım beni de şaşkına çevirmişti. Evin on metre açıklarına gelene kadar bu ev görünmezdi. İçeriyi göstermemesini ayna kaplamaya bağlayabilirdim ki bu kısmen doğruydu ama evi görünmez yapan ağaçlar sayesinde yapılmış, mimarın fizik zekasını konuşturmuş optik ilüzyondu. Ağaçlara belli ve doğru açılarla yerleştirilmiş aynadan evin yüzeyindeki aynaya düşüyor ve siz on metre yakına gelene kadar ormanın içinde hiçbir şey yokmuş, ağaçlar devam ediyormuş gibi algılıyordunuz. Aynalarla yapılan sihirbazlık gösterileri gibi. Tek fark evin sahibi elinde bir harita yoksa evini bulamıyordu. Tabii şans eseri yeterince yaklaşmazsa.

Dylan ve pilot arkadaşı yaşama farklı gözlerle bakmanızı sağlayacak türden adamlardı. Bilmedikleri hile, çevirmedikleri oyun yoktu. İnene kadar az çok konuştuğumuz için nasıl bir hayat yaşadıklarını ucundan da olsa görebilmiştim. Hepimiz haberlerde üstü örtülerek basınla ilişkisini aniden kesilen gizemli olaylar görmüşüz ve kendi kendimize teori üretmekle kalmışızdır. Ama bir yerlerde yaşanan hayatların bizim hayallerimizden öte olması da bu dünyanın gerçeklerinden biridir. Yaşamadığımız için olmayacağını sandığımız ve görmediğimiz için de olmadığına inandığımız çoğu şey dünyanın bir parçasıdır. Tuhaf ki, çoğu insanın aklını uçuracak gizemler bazısı için sıradan bir rutindir.

Beden değiştirmek gibi.

Bu dünyanın farklı bir çocuğu olsam da sıradan insanların arasında büyümüştüm, bu yüzden benim gibi bir yeteneğin neler için kullanılmak istendiğini biliyordum. Çoğu insan özel yetenek olarak uçmayı istiyordu ya da görünmez olmayı... Bir adım daha geriden baktığımızda bunları neden istediklerini görebiliyorduk. Birinci nedeni hayatlarının sıkıcılığıydı. Bu insanlar büyük adam olacaklarına inandırılarak büyütüldüler ama yaşamın onlara verdiği bir otobüs kartından ve iki mobilyadan başka bir şey değildi. Baskının ve otoritenin altında yaşıyorlardı, her yer; başımızı çevirip de baktığımız her yerde kurallar vardı. İnsanlar sesleri kısık yaşamaya zorlanıyorlar ve bunu yapmazlarsa da canlarının yanacağı öğretilerek büyüyorlardı. Görünmez olmayı isteyen bir adam bunu elde ettiğinde ilk ne yapardı? Giyinme zorunluluğundan kurtulurdu belki. Belki onu inciten patronuna ufak zararlar vererek içini rahatlatırdı. Ya bu adama istediğinin yerine geçme şansı verilseydi ne olurdu?

Bunu en iyi ben söyleyebilirim ki, yerine geçtiği insana dönüşürdü.

Biri olmak istediğimizde onun sadece en iyi yanlarına sahip olmayı hedefleyerek yaparız bunu. Oysa gördüğümüz insan nehrin bir parçasıdır. Bir an sonra değişecek, akan suların onu götürdüğü yere ilerleyecektir. Olmak istediğimiz insan o anın insanıdır ama insanlar bunu anlamaz. Olmak istedikleri kişinin daima olmak istedikleri kişi olduğunu sanarlar. Karakterini oturtmak yaşanan olayların oluşturduğu bir zincirle gerçekleşir, bu yüzden insanlar her yeni günle biraz daha değişir.

Abimle görüşmek istemediğim için yerine geçtiğim bu adamın hayatı ben olmasaydım aynı çizgide ilerler miydi, son zamanlarda en sık düşündüğüm şey buydu. Yoksa zaten Jack her şeyin uç noktasındaydı da benim sebep olduklarım bardağı taşıran son noktalar mıydı? Ne yazık ki bunu düşünerek kendimi temize çıkaramayacağım kadar batmıştı her şey.

Sık ağaçların arasına iliştirilmiş evin iki odası vardı. Biri salon, diğeri yatak odasıydı. Dylan, pilot adam ve Martin Hera'dan haber gelene kadar uyumayı tercih edip salona geçmişler ve her biri bir kanepeye yayılmıştı. Martin benimle uğraştığı için ve diğerleri de saatlerdir havada oldukları için üstlerine bir şey alacak kadar bile uyanık kalmayıp sızmışlardı. Günde iki kere ölerek yatak odasını kapmış olan bense uyuyamayacak kadar tedirgindim. Olanlar beni ürkütüyordu ve bunlara bir de huzursuzluk eklenince yerimde duramıyordum. Salondaki iki bilgisayardan birini almak üzere içeri girdiğimde sessiz olmaya gayret ederek yürüdüm ve diz üstü bilgisayarı kaldırdım. Martin'in yolda dediğine göre bu ev sanalda da, gerçek dünyada da görünmezdi. Haritada bakıldığında zaten ormandan başka bir şey görülmüyordu. Başımı kaldırıp camdan dışarı baktım. İnsana mahremiyetini rahatsız edecek kadar gözler önüne seriyormuş gibi görünen bir evin gerçekte olmadığına inanmak güçtü. Buradan bakınca eve gelmek için kullandığımız motorlar görünüyordu. Kargo uçağından indirdiğimiz motorlar.

Beden Hırsızı (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin