18.Bölüm

1.2K 135 34
                                    

18.Bölüm

Alicia, Portland

"Evet, evet... Orası."

"Böyle iyi mi?" Kız başını salladı. Carol ellerini kızın omzundan çekti ve yana geçip oturdu. "Elinin ne kadar süresi var?

"On gün sonra bandajı çıkaracaklar." Alicia sarı bir saç tutamını kulağının arkasına sıkıştırdı. Bandajlı elini kucağına çekip kanepeye yaslandı. Ev arkadaşı kumandaya uzanırken o da az önce kaşınan noktayı kanepeye sürttü. Elini kullanamadığı için arkadaşından omzunu kaşımasını istemesi komikti ama Carol için bu normaldi.

Carol kolundaki saate bir bakış atıp homurdandı. Gece yarısına iki saat vardı. "Bu saate kadar çalıştığıma inanamıyorum. Sabah gitmemizi umursamıyorum ama tüm gün canımıza okudukları yetmiyormuş gibi acil bir durum olunca da evi tamamiyle unutuyoruz. Gerçekten tıp okuduğum için pişmanlık duymaya başladım."

Alicia hafifçe onun koluna dokundu. "Hastanede kaç kişi kalıyor staja?"

"Eh." Carol tavana bakarak düşündü. "Benimle beraber on asistan var bölümde ama uzman doktorlar bizi çalıştırmayı sevdikleri için yetmiyor." Gözlerini devirdi. "Her neyse, yine başladım şikayet etmeye işte. Bazı komik şeyler de olmuyor değil. Senin elini kapıya sıkıştırma hikayenden bile saçma şeylerle yaralanan insanlar geliyor." Hafifçe güldü. "Bir adam mutfak dolabını açtıktan sonra bardağını düşürmüş ve dolabı unutup eğildiği için kaşını patlatmış. Ardından popo üstü yere düştüğü için kırılan parçalar poposuna saplanmış." Siniri bozukmuş gibi bir kahkaha attı. "Tanrım, iyi değilim."

Alicia ona gülerek başını iki yana salladı. "Şanssız herifmiş," diye mırıldanırken hikayenin gerçek yüzünü düşünüyordu. "Biraz dinlensene, televizyonu unut. Uyusan daha iyi olacak."

Carol başını iki yana sallayıp kumandayı elinde çevirdi. "Aklımı başka şeylerle, mesela kan ya da sidik dışı bir şeyle oyalamadan uyursam rüyamda da hastanede oluyorum." Yeniden saate baktı. "Diziler bitmiştir, bari akşam haberlerini izleyeyim."

Alicia üzgünce "Haberler de kanla dolu, iyi bir fikir değil," dedi.

"Haklısın." Carol kumandayı kanepeye bıraktı. "Bana bir tarih hikayesi anlatsana." Başını eline yaslayıp bacaklarını altında toplayarak Alicia'ya döndü. Alicia gözlerini kırpıştırıp düşündükten sonra kumandayı eline aldı. Dayanamayıp yüzüğü yumurtlayacağını biliyordu, bunca zaman gizlemeyi başarması bile onun için mucizeydi.

"Boş ver, hadi haberlere bakalım." Carol ona tek kaşını kaldırırken Alicia bir haber kanalı aramaya başladı. Kızın üstüne gitmeyerek ekrana döndü. Bu günlerde dalgın ve sessizdi. Daima bir şey düşünüyormuş gibi görünüyordu.

"Her şey yolunda değil mi, Ali?"

Alicia ona tam gülümsüyordu ki ekranda gördüğü yüz ile yüzü donuklaştı. Haber kanalındaki adam heyecanlı heyecanlı haberi sunarken Alicia sözcükleri pek yakalayamıyordu. Ekranın sağ üst köşesinde çok iyi tanıdığı birinin resmi vardı.

"Türkiye Cumhuriyeti Milli Savunma Bakanı Erkan Karaer, ABD ile Türkiye'nin ortak savaş stratejisinin konuşulduğu zirvede, ekranda resmini gördüğünüz yirmi beş yaşındaki Damon Mitchell isimli kaçak bir ajan tarafından saldırıya uğradı. Kaçağın iki ülke arasında anlaşmazlık çıkarmak için çalıştığı ve bu görevi başka bir kurula ya da ülkeye hizmet etmek için yerine getirdiği düşünülüyor. Türk polisi ve FBI kaçak ajanı arıyorlar. Damon Mitchell saldırıdan sonraki sekiz saat boyunca hiçbir yerde görülmedi."

"Alicia?" Carol kızın beyazlamış yüzüne doğru eğildi. "Alicia, iyi misin?"

Alicia ev arkadaşını yarım yamalak duyuyordu. Aralanmış dudaklarından içeri titrek bir nefes çekip eliyle ekranı gösterdi. Carol'un endişeli gözleri Jack'ın resmine dönerken Alicia haber spikerine odaklanmaya çalıştı. Adam, genç bir polis memurunun da Bakan'ı korumak istediği için Jack'in kurbanı olduğunu ve genç polisin başından vurularak öldürüldüğünü büyük bir hırsla anlatırken Alicia'nın kulakları uğuldamaya başlamıştı.

Beden Hırsızı (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin