23.Bölüm

1.2K 133 39
                                    

23.Bölüm

Jack, Portland

Dylan mükemmel iş çıkarıyordu. Alicia'yı tam kütüphane çıkışı yakalayabilmemi onun zamanlamasına borçluydum. Zavallı Alicia tek eliyle bana fazla direnememiş ve onu taksiye bindirmeme karşı koyamamış olsa da nefret dolu sözleriyle beklediğim tepkiyi vermekte gecikmiyordu. Şu an sıradan bir taksinin içinde olsaydık sürücü onu kaçırdığımı düşünüp polisi arar ve bu işe bulaşmazdı ama o Dylan'ın yolladığı biriydi ve bu araç da taksiye dönüştürülmüş bir kamufle aracıydı.

Koltuğumda geriye yaslanıp "N'aber?" diye sordum.

Alicia gevşek halime şaşırıp duraksadı. "N'aber mi? Söylediğin şey bu mu? Olanlardan sonra gerçekten nasıl olduğumu mu soruyorsun? Pekala." Kollarını göğsünde birleştirdi ve arkasına yaslandı. "Ölümünü televizyondan izledim ve sonra o kadın bana gerçeği anlattı da ağlamayı kesebildim, Damon Mitchell ama çok iyiyim gerçekten!"

"Kızgın olduğunu biliyorum ama sana yaşadığımı söyleten de bendim," dedim. "Biraz sakinleşirsen sana duymak istediğin şeyleri anlatacağım."

"Aslında biliyor musun, benim de sana anlatmam gereken şeyler var." Alicia'yı çözmüştüm. Merak söz konusu olunca diğer her şeyi uğruna unutuyordu. Şimdi de sinirini unutup ona anlatacağım şeylere odaklanmıştı. "Ama bana şu olaydan başlamanı istiyorum." fısıldayarak devam etti. "Gerçekten sen miydin?"

"Hayır," dedim. "Ve sesini kısmana gerek yok. O bizden biri." Sürücü aynadan Alicia'ya göz kırpınca kız gözlerini devirdi.

"Nasıl bir şeyin içindeyim ben?" diye fısıldayınca ona gülümsedim.

"Anlatacaklarımdan sonra bunu tekrar soracaksın," dedim. Elimi cebime sokup Will'in bana verdiği yüzüğü ve şifrenin yazdığı kağıdı avucumda tuttum. William bunları açması kafa karıştırıcı, karmaşık bir Macar kutusunda saklıyordu ama ben uğraşmak istemediğim için o lanet kutuyu ona verip sadece bunları almıştım.

William tarikatı bulmak için şifreyi takip etmemişti çünkü bir Seçkin olmadığı için buna yetkisi yoktu. İşin acı tarafı tarikatı bulmanın bedenlere geçmeyi artık tamamen öğrendiğimizde bizden istenen bir sınav olmasıydı. Tahmin edersiniz ki ben babamın anlattıklarını, tarikatı ve soyumu bilmediğim için sınavdan bihaberdim. Şifre Kehanet filmindeki gibi karmaşık sayı ve şekillerden oluşuyordu ama fazla uzun değildi. Yüzük ise soya ait olduğumuzu ispatlayan bir araçtı. Bunları Will'den aldıktan sonra ona veda etmeden Cathy ve ikizlere bakmış ve evden çıkıp gitmiştim. William sonunda biraz suçlu hissetmeyi başarmış olmalı ki beni çitin önünde durdurup dönene kadar bedenime göz kulak olacağının sözünü vermişti. O da neden geçiş yapamadığımı bilmiyordu, dönmemden kastı bu sorunu çözmemdi. Ve bana bir sırrı daha açıklamıştı; çaldığım bedenin içinde ölürsem bana ne olacağını.

Tüyler ürperticiydi.

Alicia'nın gözlerimin içine baktığını görünce toparlandım. Elimi cebimden çıkarıp yüzüğü orada bıraktım. Önümüzde uzun saatler vardı, bir taksinin içinde konuşulacak şeyler değildi. "Acele etme," dedim.

"Beni nereye götürüyorsun?"

Sürücü ile göz göze gelip elimi kaldırarak durmasını ima ettim. Adam yavaşça bir kenara yanaşırken Alicia tedirginlikle bana baktı. Onu ürküttüğüm için üzgündüm ama onun yardımına ihtiyacım vardı. Elini tutup "Bak," dedim. "Yardımına ihtiyacım var."

Alicia bir eline bir gözlerime bakıp yutkundu. "E-ederim," dediğinde gülümsedim.

"Sen iyi birisin, Alicia," dediğimde utançla kızardı. Bu beni şaşırttı, kızaran kızların efsane olduğunu sanıyordum. "Ama isteyeceğim şey basit bir şey değil."

Beden Hırsızı (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin