29.Bölüm

1.4K 128 33
                                    

NOT: Bu bölümün son kısmını değiştirdim, bu yüzden otuzuncu bölüm yayından kalkıp devamı olarak yayınlanacak.

29.Bölüm

Jack, Seattle

Tıpkı Damon Mitchell'in Jack Cameron adını alması gibi, Martin ismi de sahteydi. Asıl adının James olduğunu öğrendiğimiz Martin, cesedi bulduğumuz ve onu gördüğümüz anların ardından gözümüzde ilk kez tanıştığımız bir adam gibi yabancıydı. Neredeyse duruşu, bakışı ve konuşması değişmişti. Belki de onun gerçekte kim olduğunu bilmek daha önce görmediğimiz ayrıntıları yakalamamızı sağlıyordu.

Martin'i James ismiyle düşünmek zorluyor olsa da artık ona gerçek adıyla seslenmemizi tercih edeceğini tahmin ediyordum. Martin James ismini alarak asıl ismini soyadı yapmış ve böylece gerçekte kim olduğunu sürekli hatırlayarak yaşamıştı. Martin James gizli bir evi olan, Kurum tarafından aranan bir ajanken, James Morrin bin yıllık bir tarikatın Kılıç'ıydı. Şimdiyse bize yardım etmek için iki kimliğini birden kullanmak zorundaydı.

Alicia'yı arabanın arka koltuğunda bırakarak kapısında dikildiğimiz abimin evine bakarken girdiğimiz yolu kestirmeye çalışıyordum. Herkes suçluydu ve bir cezayı hak ediyordu. Oraya kendi ayaklarımız üzerinde gidecek olmak aptallık gibi görünse de Jack'in bedeninden çıkmamın tek yolu buydu. Birinin bedeninde uzun süre kalmanın düğümlenmeye neden olacağını bilmiyordum. Hem bunu daha önce deneyimlememiştim, hem de abim soyumu benden gizleyerek kim olduğumu öğrenmeme de engel olmuştu. Onun suçu da buydu ve James dahi cezasını kestiremiyordu. Topluluğun karar vereceği bir ceza alacaktı ve bu ceza infaz olursa gerisinde kalacak iki kızına ve karısına ne olacağını bilmiyordum.

James'e, hala bu isim benim için tuhaftı, çocukları olduğunu ve onu bağışladığımı söylemiştim ama o benim daha doğrusu Jack'in arkadaşı olan adam değildi, bir Kılıç'tı ve sözünden çıkmış olsa da hala inandığı emirler ve doğrular vardı. Bu yüzden onu da bizimle getirmek istiyordu ama burada oluşumuzun asıl nedeni, boş bedenimdi.

Evin kapısı aralanırken Cathy'in yüzü girişte göründü. Önce James'i ardından beni gören ve tanıyan yüzü şaşkınlığa bulanırken James kapıyı sertçe itti ve kadını es geçip eve daldı. Cathy panikle "Ne yaptığını sanıyorsun?" diye bağırırken iki elimi kaldırıp "Sakin ol, Cathy," dedim. "Her şey yolunda."

Cathy bir an bana iri gözlerle baksa da içeri koşması gecikmemişti. Kapıdan Alicia'ya kısa bir an bakıp kapıyı kapattım ve içeri girdim. Martin itilmiş gibi koltuğa oturan abimin başında bir dev gibi dikilirken kolundaki saate bakıyordu. Cathy'nin telefona koştuğunu görünce abim ona durması ve yukarı çıkmasını söyledi. İkizler ortada yoktu ve bunun için rahatlamıştım. Gözlerim pencerelerden dışarı bakan bedenimi yakaladığında yutkundum. Gerçekten o bedenin bana ait olduğuna ve yakında geri döneceğime inanmak çok zordu.

Boş bedenim başını bize doğru çevirdi ve benimle göz göze geldi. Geçişin olmasını bekleyerek nefesimi tutsam da boş kuyuyu andıran bakışları beni içine çekmemişti. Aksine bu boş surat ve ruhsuz gözler içimi ürpertiyordu. Martin bedenime doğru başını kaldırıp eliyle gelmesini işaret etti. Bedenim bir kukla gibi dediğini yapınca onu da Will'in çarprazındaki kanepeye oturttu ve bana baktı. Kollarımı göğsümde birleştirip ona karşılık verdim. Gözlerini William'a çevirdi.

"William Meyers, neden burada olduğumu biliyor musun?"

William tedirgince yutkunup "Hayır," diye geveledi. "Kimsiniz?"

Martin onu alayla süzüp hafifçe güldü ve karşısındaki sehpaya oturup öne eğildi. Kılıcını yanına almamıştı çünkü ortalıkla pelerinle gezmesi tuhaftı ve pelerin olmadan da o devasa kılıcı saklayamazdı. "Senin için buradayım," dedi derin bir sesle. Arşivde bize kim olduğunu açıklarken kullandığı ses tonuna benziyordu. "Seni bulduk. Cezanı çekmek için bizimle geleceksin."

Beden Hırsızı (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin