*Amy Ashford
Okuldan sonra diğerleri ile biraz gezeriz diye düşünmüştüm. Atticus arkadaşlarıyla buluşacak. Diğerleri zaten bir kaç haftadır garip davranıyorlar. Kai üç hafta
boyunca kimseyle çıkmadı. Bu pek hayra alamet değil. Noah meleği ile randevusu varmış. Asher ise bilmediğim ve öğrenemediğim bir sevgili yapmış ve baya mutlu. Ben ise kös kös parkın salıncağında sallanıyorum. Neymiş efendim tek başına bara gidemezsin! Umrumda mı?Ben bunları düşünürken omzumda bir el hissettim ve arkaya döndüm. Bir de ne göreyim. Gülümseyen Isla ve Jane.
Isla : Burada tek başına ne yapıyorsun prenses?
Amy : Sıkıldım.
Jane : Diğerleri neredeler?
Amy : Işleri varmış.
Ikisi de yanımda bulunan salıncaklara bildirerek benim gibi sallanmaya başladılar. Sinemaya gittiklerinden beri birlikte takıldıkları gözümden kaçmadı tabiki.
Amy : Sizde baya iyi anlaşmaya başladınız yani. Bi 'we ar friend forever'yazılı kolyeniz eksik.
Küçük bir kahkaha attım.
Isla : Aslında onu yaptı canım arkadaşım. Kolye değil bileklik. Bak.
Elini uzatarak bilekliğini gösterdi. Harbi yapmışlar lan.
Jane :Arkadaşlık the best dostum.
Isla : Söylesene sen ve diğerleri birbirinizden çok farklısınız. Nasıl bu kadar yakın olabiliyorsunuz anlamıyorum.Jane : Sen bilmiyor musun?
Isla : Neyi?
Jane : Amy ve diğerlerinin arkadaşlık hikayelerini.
Isla : Hayır. Bilmiyorum.
Jane : Amy anlatsana. Sen anlatınca daha bir heycanlı oluyor.
Isla : Evet anlat. Bak bende meraklandım.
Ikiside anlatmamı istiyorlardı. Tabiki de bunu kırk yıl boyunca anlatsam yine de sıkılmam. Anlatırım.
Amy : Neden olmasın hem biraz vakit geçer.
Isla : Yey....
Jane : Evet....
Önemli bir konuşma yapacak gibi boğazımı temizledim.
Amy : Şey aslında diğerleri ile komşuyduk. Evlerimiz çok yakındı. Ama ailem beni pek dışarı çıkarmazlardı. Neyse. Işte benim doğum günümdü ve babamı işi yüzünden pek göremiyordum. Annem, babamın bizim için çalıştığını ve o gün çok önemli kişilerle buluşacağını söylemişti. Inanmamıştım. Nazlandım. Babamı çok seviyordum. Hala da seviyorum. O da beni özlemiştir diye düşündüm. Nasıl karar aldım pek hatırlamıyorum ama babamın şirketine gidip onunla vakit geçirecektim.
Isla : Ne? Nasıl düşündün öyle bir şeyi? O zaman kaç yaşındaydın peki?
Amy : 6 yaşına girecektim.
Jane : Isla Hurley, kızın lafını kesmesene.
Isla : Tamam.Tamam devam et.
Amy : Neyse. Işte babamı görmek için evden gizlice çıktım. Küçük bir çantam vardı. Bir su şişesi ve biraz kurabiye almıştım. Babamla birlikte yeriz diye. Babamın iş yeri evimize yakındı. Yani ben öyle sanıyordum. Çünkü hep arabayla giderdik. Işte ben o aklımla babamın iş yerini bulmaya çalışıyorum. Biraz zaman geçtikten sonra endişelenmeye başladım. Biraz daha vakit geçtiğinde ağlayarak yollardan geçiyorum. Ve nedense caddeler ve yollar bomboştu.
Isla : Ay...Kıyamam.
Jane, Isla'nın sözümü tekrar kesmesine karşılık Isla'ya pis bakışlar attı. Isla'da eliyle ağzının fermuarını çekti. (Y.N: Anlarsınız ya hani sustum demek için yaparız.)
Amy : Işte ağlaya ağlaya koşmaya başladım. Ve birden birisine çarptım. Tabi onun Noah olduğunu sonradan öğrendim. O da ben de yere yıkıldık. Ben hala ağlıyorum. Ayağa kalktı. Beni de kaldırdı. Inanın ya da inanmayın ama o yaşta bile eşcinsel olduğunu biliyormuş.
Isla : Ne sen daha 6'na girdiysen oda seninle yaşıt olduğuna göre nasıl anlamış o yaşında eş cinsel olduğunu.
Amy : Bilmiyorum. Ama öğrenmiş bir şekilde ve ailesine bile anlatmış yani. Neyse konumuz o değil. Işte beni kaldırdı. Ve bana mendil verdi. Şimdi bile sevimli ya siz onun o küçüklük halini görün çok tatlı. Neyse ben mendili aldım ve akan sümüklerimi temizledim. Noah ise hala önümde dikiliyordu. Sonra onu bir güzel süzdüm. Sarı saçlı, kara gözlü, üstünde dinazor resmi bulunan sarı bir tişört ve mavi bir şort giymişti. Birde benim gibi kırmızı bir çantası vardı. Onun yanında da kimse yoktu. Bende sordum tabi'Neden tek başınasın?'diye. O da bana evinin yakın olduğunu ve parka oynamaya gideceğini söyledi. Tabi park diyince ben bir sevindim bir sevindim. 'Beni de götür'diye bağırdım. O da kabul etti. Elimden tuttu. Park baya yakındı. Hemen varmıştık. Kimsecikler yoktu.Hemen kaydıraklara koştum. Hava kararana dek birlikte oynadık. Tabi bu sırada tanıştık. Birbirimize adlarımızı söyledik. Hava kararmaya başlamadan önce çimenlerin üstüne oturduk. Tabi acıkmıştım. Kurabiyelerimi ve suyumu çıkardım. Noah'ta ise bir kaç sandiviç ve iki tane meyve suyu vardı. Kurabiyelerime baktığında ona iki tanesini uzattım. Sevinerek aldı. Bana bir sandiviç ve bir meyve suyu verdi. Bende açıktığım için seve seve aldım.
Işte biz yemek yerken bir kaç çocuk geldi ve yemeklerimizi almaya kalkıştı. Şey pek büyük değildiler bir iki yaş filan büyüktüler her halde. Noah onları itmek istedi. Ama onlar Noah'ı ittiler. Sonra Noah ağlamaya başladı. Bende korkarak ağlamaya başladım. Sonra siyah saçlı bir abi koşarak yanımıza geldi. Çocukları kovdu. Yanımıza geldi. Noah ve ben ağlamayı kestik. Büyük abinin yani kahramanımın Atticus'un abisi ve adının Danial olduğunu sonra anladım. Işte kahraman abimin arkasından Atticus,Asher ve adının Stella olduğunu sonradan öğrendiğim Asher'in ablası geldi.Isla : Atticus'un abisi ve Asher'in ablası var. Aynı zamanda Asher ve Atticus sizden daha önceden tanışıyorlar mı?
Amy : O konuyu kısaca anlatim.
Şimdi Stella abla ve Danial abim aynı okuldalarmış ve baya yakın arkadaşlarmış. Aynı zamanda evleri karşı karşıyamış. O gün Assher ve Atticus parka oyun oynarken, onlarda ders çalışacaklarmış. Bizi görüp ağladığımızı fark edince de yanıma gelmiş işte. Sonra gelip benimle konuştular. Kaybolduğumu fark ettiklerinde evimin adresini veya telefon numarasını istediler. Ben de tabi hatırlamayınca evimin nasıl bir yerde olduğunu sordular. Ben ise babamın iş yerinin yakınınındaki restoranın ismini söyledim. Onlarda beni babamın iş yerine götürdüler. Zaten babamın iş yerine yaklaştığımızda yolu hatırladım ve koşmaya başladım. Annem de oradaydı. Beni evde bulamayınca hemen buraya gelmiş. Beni görünce o kadar sıkı sarıldı ki nesefsizlikten ölücem sandım. (Kahkaha atar.) Beni getirdikleri için Danial abime ve Stella ablama teşekkür ettiler.Isla : Iyi ama diğerleri ile nasıl yakınlaştın?
Amy : Kai'mi? Onunla akşam yaptığımız doğum günü partimde karşılaştık. Babamın arkadaşının oğluymuş. Ama yakınlaşma konusuna gelince ilkokulda hepimizin aynı sınıfta olduğumuzu söylesem.
Isla : Kader derim.
Amy : Noah'ı tekrar gördüğüm için çok mutlu oldum. Kai'de vardı. Onu sinir etmekten keyif alıyorum bu arada. Asher o zamandan beri iyimserliğini koruyor. Çoğu erkek Noah ile dalga geçip onunla kavga etmeye başladılar. Tabi Noah o zaman da crybaby (ağlak) olduğu için ağlamaya başladı. Atticus tabi o zaman da baya iri. Hemen koştu yardıma. Yani ilkokuldan beri birlikteyiz. Ve sinir bozucu olsalarda arkadaşlarımı çok seviyorum.
Isla : Peki Jane'yi ile ne zamandır beri tanıyorsun?
Jane : Biz mi? Biz ortaokuldan beri tanışıyoruz.
Amy : Evet. O zamanda arkamdan gelip beni korkuturdu.
Bir kaç saat sonra:
Isla : Yarın görüşürüz.
Jane : Sizinle konuşmak hoştu. Bye~
Amy : Bye bye~
Kızlarla konuşmak hoştu. Yapacak bir işim yok. En iyisi eve gidip yeni şarkımıza çalışmak.
![](https://img.wattpad.com/cover/75271558-288-k698268.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lovex3!! ( boyxboy )
Teen FictionDikkat!!! Boyxboy içerir. Rahatsız olacaklar okumasın. ............................. Birinci çift : Zorla ödevlerini yaptırdığı çocuğa aşık olan bir bad boy. İkinci çift : Bütün kızlarla arkadaş, çoktan eşcinsel olan bir genç gördü ve ilk görüşte a...