*Kai Hartman
Asher'le konuşmamdan iki üç dakika kadar sonra Lukas'ta kendine gelmişti.Kai : YUH!!
Asher : Ne oldu?
Telefonumdan saati göstererek konuştum.
Kai : Ben dört saattir baygın olarak yattım mı?
Asher : Malesef öyle.
Lukas : Ne!? Benim etkinlikte göre alma-
Asher : Merak etme Amy senin yerine gitti.
Lukas : Ah..öyle mi?
Kai : Amy'ye sonra teşekür edersin.
Asher : Sevgilin varken başkalarına kur yapma.
Kai : Kur filan yaptığım yok! Sadece göz-
Asher : Göz de kırpma.
Kai : Uff~ Öğrendin şimdi her fırsatta yüzüme vurursun.
Lukas : Tam olarak neyden söz-
Kai : Üzgünüm ama bu bir sır. Sana söyleyemem.
Lukas : Oow. Tamam. Anladım. Sır sırdır sonuçta.
Amy : YAA! UYANDIYSANIZ GÖSTERİYİ İZLEMEYE GİDELİM!!
Amy kapıyı tekmeleyerek açıp içeriye borazan sesiyle bağırarak girdi.
Asher : Amy! Durduk yerde bağırma demedim mi ben sana!?
Amy : Özür dilerim. Ama hadiiii gösterileri çok merak ediyorum.
Kai : Tamam. Pelüş ayıcığım. Tamam. Geliyoruz.
Ayağa kalktığımda diğer ikiside ayağa kalktı. Lukas Amy'ye teşekkür ettikten sonra Asher'e yapıştı. Önümüze çıkan bazı garip ve korkunç kostümlü şahıslar yüzünden Lukas yüzünü Asher'in arkasına gömdü. Asher ise hiç ses etmedi. Lukas'ın üzerinde hala prenses kostümü vardı. Peruğunu ise çıkarmıştı. Onun Lukas olduğunu bilmesem, -Asher'in arkasındaki kişinin- yüzde yüz bir kız olduğunu söylerdim. Hiç tereddüt etmeden.
Sonunda gösteri salonuna geldiğimizde Noah'ı görerek yanına varıp oturduk. Etrafa bakıldığımda biraz şaşırdım.
Kai : Bu kadar kalabalık niye?
Asher : Parkın yanında bir yetimhane var ya. Çocuklar ordan gelmiş. Etkinlik olduğunu bilen bir sürü aileler de gelmiş.
Ahh. Demek bu yüzden bu kadar kalabalık burası. Birden ışıklar sönünce bütün sesler kesildi.
Sahne perdesi açıldığında sahne muhteşem açık mor renginde çiçeklerle doluydu. Ve bir çocuk vardı. Küçük bir taç takmıştı. Her halinden Prensi oynadığı belliydi. Kapalı mor renginde elbisesi olan siyah uzun saçlı bir kız çiçekli salıncakla yavaşça yere indirildi. Elinde bir kitap vardı. Yüzü asıktı.
Prens kızı görünce şu ana kadar duyduğunuz bütün kilişe sevgi sözcüklerini kıza söylemeye başladı. Neredeyse üç dakika boyunca Prens kıza sevgi sözcükleri sıraladıktan sonra kız iç çekip kendisiyle flörtleşmeye çalışan çocuğa döndü. Prensi şöyle bir süzdükten sonra asık suratıyla konuştu.
Kız : Üzgünüm ama tipim değilsin.
Prens : Ama~ olamaz!!
Prens hızla ağlayarak ve hoplayarak kaçtı. Kız ise kitabını okumaya devam ederken salıncakla yukarı çekildi. Ve perde kapandı.
Ne olduğunu anlamsamda anırarak güldüm. Diğerleri gibi.
Kısa bir süre sonra perdeler tekrar açıldı. Bu sefer bir kule vardı. Kulede sarı saçlı bir kız ve aşağıda başka bir Prens. Yine mi prens?
Prens : Rapunzel güzel saçlarını sarktta yukarı çıkabileyim.
Dur bir dakika! Dur bir dakika! Bu böyle miydi?! Önceden bir şeylerin olması gerekmiyor muydu?
Rapunzel : Ayh! Olmaz şekerim annem kızıyor. Hem saçlarımı yeni taradım.
Prens baya drama oynuyor bigi hareketler ederek konuşuyordu.
Prens : Ama ben senin aşkınla yanıp kahrolurum.
Rapunzel : O kadar aşıksan git tırmanmayı öğren salak şey. Yada merdiven filan getir. Ne bileyim ben!!
O sırada böyle dıptıs dıptıs diye çalan bir müzik çalmaya başladı. Prens gözlerini kıstı.
Prens : Onlar da ne?
Der demez. Biri zürefa, biri fil, biri at, biri flamingo, biri horoz, biri inek, biri aslan, biri ornitorenk, biri tavşan kostümlerinin sadece başını takmış; hepsinin siyah pantolon, beyaz gömlek ve siyah kravatı olan grup Prens'in üstüne koşarak atladı. Ve onu altlarında ezdiler. Ve hiç kıpırdamadan üstüde duruyorlar hala. Biz ise ne olduğunu almasakta gülüyoruz.
En sonunda öküz başlı takım elbiseli birsi gelip üst üste duran kişilerin en tepesine çıktı. Ellerini başını arkasına koyarak dıptıs dıptıs diye çalan müziğe uyarak kaçasını salladı. (Y.N: Göbek atıyor sjssj) Sonra cebinden siyah bir kutu çıkardı. Kutuyu açtı. Kutunun içindekini gören Rapunzel cırlayarak konuştu.
Rapunzel : Ayy~ Tek taş mı o?! Ahh! Ne diyorum ben?! Bir tanecik tek taş sonuçta. Hıh! Halinden belli öküz ruhlu olduğu.
Öküz başlı kişi parmağını 'sen varya sen' şeklinde salladı. Cebinden bu sefer üstünde dünya resmi olan bir kağıt çıkardı. Rapunzel olan kız tekrar cırladı.
Rapunzel : Ayy~ Dünya turuna mı çıkıcaz?! Geliyorum müstakbel kocacım. Ayy~ Nasıl inicem ben?
Öküz başlı kişi diğerlerinin üstünden inerek kuleye yaklaştı. Kollarını açıp Rapunzel'e baktı. Rapunzel tekrar cırladı.
Rapunzel : Ayy~ Tut bakiyim beni öküz ruhlu kocacım!
Rapunzel kulenin penceresinden atladı. Öküz başlı kişi ise onu yakaladı. Ve Rapunzel'i gelin şeklinde taşıyarak sahneden ayrıldı. Vee perde kapandı.
Ahh!! Gülmekten öleceğim.
Bir iki böyle farklı oyundan sonra Jayden ve Jordan'ın mor bir kedi olarak rol alacakları Alice Harikalar Diyarında oyunu başladı. Bu oyun diğerlerine göre gayet normal ilerliyor. Sonunda kedinin rol oynama sırası geldiğinde sahnede bir tek Jordan vardı. Söylemesi gerekenleri uzatarak söylüyordu.
Birden sağdaki ağacın arkasına girerek saklandığında soldaki ağaçtan Jayden çıktı. Ve Jordan'ın sözlerini devam ettirdi. Biri bir yere girdiğinde diğeri öteki yerden çıkıyordu. Ve birbirlerinin sözlerini tamamlıyorlardı. Ve ikisi oyunlarına böyle devam ettirdiler.Önümde oturan kız nasıl yapıyor diye yanındaki şahısa sorduğunda çocuk bilmiyorum dedi. Kediyi oynayanın bir kişi olduğunu düşünüyorlardı herhalde. Galiba böyle düşünen tek onlar değil gibiydi. Çünkü oyun bittiğinde oyuncular selam verecekken etrafta 'Aaa. Bak iki tane kedi varmış.' gibi şeyler duydum.
Tiyatro gösterileri bittiğinde perde tekrar açıldı. Sahnedeki benim gitar değil mi? Aaa! Doğru ya. Unutmuşum nedense. Bir iki şey çalacaktık.
Amy direk sahneye koştu. Bizde hızlı bir şekilde sahneye vardık. Asher batarisini düzenlerken elektro gitarımı elime aldım. Noah bass'ına sarıldı.
(Y.N: Müzik aletlerinin nasıl yazıldığını bilmiyom. Aff ola.)
Bizim sahneye çıkmamızla alkış ve ıslık sesleri yükselmeye başladı.---♥♡♥---
Performansımızdan sonra alkış ve ıslık sesleri hiç dinmedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lovex3!! ( boyxboy )
Novela JuvenilDikkat!!! Boyxboy içerir. Rahatsız olacaklar okumasın. ............................. Birinci çift : Zorla ödevlerini yaptırdığı çocuğa aşık olan bir bad boy. İkinci çift : Bütün kızlarla arkadaş, çoktan eşcinsel olan bir genç gördü ve ilk görüşte a...