Lovex3!! ( boyxboy )

Lovex3!! || Bölüm 42 En Normal Şey

*Jayden Rockwell

Okuldaki herkesin abimle Noah'ın çıktıklarını öğreneni neredeyse iki hafta oldu. Kai ile benim çıkmamda tabi. Hafta sonunu onun evinde geçirdim. Mutluluktan dört dönüyor. Ama yinede hazırda bulunmalıyım. Kai'nin ne yapacağı belli olmaz.

Birde onun notlarının iyi bir derece aldığını söylediğimde alay ettiğimi sanmıştı. Ertesi gün onu panodaki yerini gösterince önce şaşırdı tabi. Sonra ise böbürlenmeye başladı. Asher onun yüksek not almasının biraz şans eseri yani atıklarının tutulmasıyla ilgili olduğunu söyledi. Kai onun bu sözlerine ikinci sınavlarda daha iyi olacağını belirtti. Yani Asher'le bir nevi yarışma başlattılar.  Ikiside harıl harıl ders çalışıyorlar.

Bu yarışma okul kafeteryasında öğle yemeğinde oldu. Ve Kai sinirle yanıma gelip herkesin önünde ona ders çalışmaya yardım etmemi söyledi. O sırada ben neler olduğunu daha bilmiyordum. Kitap okuyordum. Kai ile sevgiliyiz sonuçta. Ona yakın olmam en normal şey. Tabi bunu kimse bilmiyor. Bende ona sakince olur dedim. Gülümseyerek. Herkesin önünde. 

Bu olaydan sonra Kai ile yakın olduğum duyuldu. Eskiden zorbalık yapanlar bırak bana bulaşmayı yanıma bile yaklaşmıyorlar. Tabi bu iyi yanı. Kötü yanıda mı var diye soracaksanız. Evet var. Okulda edindiğim bir kaç arkadaşım vardı. Onlarda araya mesafe koydu. Onlarla konuşmalıyım.

'Sırf Kai ile yakınsın diye seninle konuşmayan bir avuç işe yaramaz. Ne yapacaksın ki onlarla? Onlara ihtiyacın yok.'

Hayır var. Onlar benim arkadaşlarım. Geçen sene hasta olduğumda bana yardım etmiştiler. Onlar sadece biraz korkuyorlar. Öğretmenlerden azar işitme korkusuyla bana sattaşan az kişi var. Ama onlar neredeyse hergün zorbalık görüyorlar.

'Aman be. Bak müşteri geldi. İşinin başına. Yürrrüü.'

Gelen müşterilere baktım. Bunlar deminden beri bahsettiğim arkadaşlarım!!

'Konuşacaktın hani. Şimdi fırsatın varken yap bence.'

Doğru diyorsun iç sesim. Ölmek var dönmek yok.

Arkadaşlarımın yanına gidip siparişlarini aldım. Konuşmaya çalıştım. Ama ne diyeceğimi bilmiyorum. Konuşmayı başlatan hep onlar olmuştu. Siparişlarini getirdiğimde Lola elimi tuttu.

Lola, omuzlarına kadar uzanan düz kahverengi saçları ve korkunç diyebileceğim kahverengi gözleri var. Neden korkunç? Herkese öldürecek gibi bakarsa tabiki de korkunç gözükür. Asla kısa etek giydiğini görmedim. Hep ayaklarına kadar uzanan etek giyer. Ve kimseye kolay kolay güvenmez. 

Lola : Suratını neden asık?

'Bir de soruyorlar mı?!'

Johnny : Mesafe koymaya başlayan sensin. Şimdi gelmiş neden diyorsun.

'Ne ukala bir çocuk!'

Johnny, Lola'nın bir akrabası oluyordu. Uzak akrabalar. Bağlarını çözemedim hala. Lola'nın intikamı sonucu saçları şimdi kırmızı. Detayları bende bilmiyorum. Birbirleriyle pek anlaşamazlar. Lola elimi bırakıp Johnny'e döndü.

Lola: Senin benden kalır yanın yok. Hem ben sadece birazcık korktum.

Lola bana dönüp mahçup bir şekilde baktı.

Rowan : Ben özür dilerim. Kai'yi bir keresinde dövüşürken görmüştüm. O günden beri ondan korkuyorum. Onunla arkadaşsan sorun yok. Ama arkadaşlığımızın böyle saçma bir sebepten dolayı bitmesini istemem. Tekrar arkadaş olabilir miyiz?

Rowan, Lola ve Johnny'nin çocukluk arkadaşları. Çocukluktan beri berabermişler. Fazla konuşan bir tip değil ama olayları hızlı kavrayan birisi. Fazla soğuk davranan, insanlarla mesafeli olan tiplerden. Benim asla anlaşamayacağım tiplerden.  Benimle yakınlık kurmak istemesi beni mutlu etti. Ona karşı gülümseyip. Olur dedim.

Rowan : Hadi sizde barışın artık.

Lola : Özür dilerim.
Johnny : Özür dileriz.

Kıkırdadım. Ciddi bir yüz takınıp onlara döndüm.

Jayden : Özrünüzü bir şartla kabul ederim.

Johnny: Ne?! Şart mı?

Lola: Şartın ne peki?

Jayden : Bu seferki okul etkinliğine katılacaksınız.

Johnny: Okul etkinlikleri çok sıkıcı oluyor. Ama arkadaşlığımız söz konusu ise gelirim be toprağım.

Lola : Olur. Rowan gelirse.

Üçümüzde Rowan'a baktık. Rowan iç çekip bize döndü.

Rowan : Benim için sorun yok.

Gülümsedim. Burda çalışan üniversiteli abilerden birisi gelip omzuma dokundu.

"Seni bekleyen bir yığın yıkanılacak bulaşık var Jayden."

Jayden : Ah. Özür dilerim. Ben işimin başına döneyim. Size afiyet olsun.