3➰You'll be at home soon

5.3K 292 138
                                    

2.Bölümün adı-You'll be at home soon

Elimin terlemesiyle elimi üstüme sildim ve bir nefes alıp çadıra girdim.Ilk görevimiz başlıyordu işte.Viktor, Fleur ve Harry'nin gözleri bana döndüğünde tereddütsüz Harry'nin yanına gittim.

"Nasıl hissediyorsun?" Dedi bakışları yerdeyken.

"Ben....Ben galiba korkuyorum." Diye mırıldandım.Harry gözlerini yerden kaldırarak bana bakıp başını iki yana salladı ve kollarımı kendine doğru çekip bana sarıldı.

"Her şey güzel olacak.İnan bana!Turnuvayı atlatacağız.Voldemort'u yeneceğiz ve hayatımız çok güzel olacak." Diye fısıldadı kulağıma doğru.Ondan ayrıldım ve gülümsedim.

O sırada içeriye biri girdi.

"Hermione, Harry.." Kulaklarıma Ron'un sesi dolarken üçümüzün çoktan birbirimizi sarmalamıştık.

"Lütfen, zarar görmeyin.Eğer zarar görürseniz 2 gün boyunca yemek yemem ve bu,Tanrım bu çok zor olur."

Güldüm ve kolumu Ron'un omzuna doladım.

"Sana bunu yaşatmayacağız Ron."

"Hey, senin ne işin var burada?"Görevli içeri girdiğinde Ron hızla koşarak çadırdan çıktı.Adam yanımıza gelip elini açtı ve o zaman ilk görevin başladığını gerçekten anladım.

••••••••

İlk görev bitmişti ve görevi başarıyla sonlandırmıştım.İlk sırada Viktor Krum,ikinci sırada Harry,üçüncü sırada ben ve en son sırada Fleur Delecour vardı ve şimdi ise ortak salonda bunu kutluyorduk.

"Başardık." Dedim ve elimi Harry'e uzattım.Harry elime bir beşlik çaktı ve Ginny'e döndü.Etrafa bakınıp kimsenin görmediği bir anda dışarı çıktım.Adımlarım yavaş ve sessizdi.Saat çok geç olmamasına rağmen ortalıkta kimse yoktu.Ve bu işimi fazlasıyla kolaylaştırıyordu.

Bahçeye çıkıp kara gölün yanına geldiğimde bir kez daha etrafa bakındım ve asamı çıkartıp yanımdaki ağaca bir büyü mırıldandım.Ağacın gövdesi açıldığında derin bir nefes alarak içine girdim.Ağacın gövdesi ben içeri girdikten birkaç saniye sonra kapanırken gülümseyerek gözlerimi içeride gezdirdim.

İçerisi dışarıdan çok daha büyüktü.(İt's bigger on the inside.)Fazla büyük olmayan bir masa,üstünde ise birkaç parça parşömen ve kalem vardı.Bunun yanında içinde sıkılınca okuması için 20 kitabı olan bir kitaplığı vardı.Ek olaraktan sallanan bir koltuk.Bir ağacın gövdesine bunu sığdırabildiğime şaşıyordum.

Sallanan koltuğa oturup kitaplıktan bir kitap aldım ve okumaya başladım.Geçen birkaç dakikanın ardından içeri bir baykuş girdi.

"Sen buraya nasıl girdin ?"diye mırıldandım şaşkınlıkla.Buraya girmesi imkansızdı.Eğer büyü yapamıyorsa.Baykuş koltuğun kenarına geçip elinde tuttuğu mektubu bana verdi.Şaşkınlığımı bir kenara bırakıp mektubu açtım.

Sevgili Hermione...

Beni hatırlamıyorsun muhtemelen.Ama ben seni hatırlıyorum.Seni en son gördüğümde 11 yaşındaydın ve Hogwarst'a yeni başlayacaktın.

Nefes alış-verişlerim hızlandı ve ellerim titremeye başladı.

Bu yüzden korkuyordun.Biliyoruz, senin yanında olamadık ama artık her şey degişecek.Yakında evde olacaksın.

Sevgiler
Ellie

Mektup elimden düşerken elim ağzıma gitti.Benim küçüklüğümden beri bir ailem olmamıştı.Yani bana bakan birisi vardı ve ona anne diyordum ama gerçek annem olmadığını biliyordum.

Lost MemoriesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin