Başlamadan önce çok yorum alan bir konuya değinmek istiyorum.Kitapta Draco ve Hermione'nin arasındaki ilişki ile Tom ve Hermione arasındaki ilişki farklı boyutlarda."Dramione mi yoksa Tomione kitabı mı?"sorusuna cevap vermek istemiyorum çünkü aklımda kitabın sonuna dair bir fikir var ama gidişata göre fikrim değişebilir.İki çifttin de farklı anları var ve sizin yorumlamanıza kalmış.O yüzden,sadece bekleyin ve görün :)
Ve de kitapta yaşanmasını istediğiniz anlar,olaylar varsa buraya yazabilirsiniz.
Keyifli okumalar.
Lord Voldemort.
Tamamıyla bir gizem olan,kimsenin hakkında gerçekten bir şey bilmediği,acımasız,manipülatif bir kontrol manyağı.Elini sürdüğü her şeyi mahvediyordu.Yüzlerce insanın hayatını elinden almıştı ve almaya da devam ediyordu.
Draco Malfoy,akıl sağlığını yitirecekmiş gibi hissediyordu.Kendini bu kadar çaresiz hissettiği bir günü hatırlamıyordu ve ne zaman bu cümleyi kursa,hayat onu yanıltmanın bir yolunu buluyordu.Bu durumdan kurtulmak istiyordu ama yerinde olmak isteyeceği birisi var mıydı,onu bilmiyordu.
Bu savaşta tarafınız ne olursa olsun,en ağır kayıplarla sonuçlanacaktı.Bunu engellemek için yapılabilecek bir şey yoktu.Doğru yolu seçmek istiyordu ama o yol da ailesinin ölümüyle sonuçlanabilirdi.Ve Draco hiçbir zaman cesur olmamıştı.Bir Gryffindor olmamasının sebebi vardı.
Karanlık Lord'u o günden sonra tekrar görmemişti.O ölümyiyen gelip Potter ve Weasley'in onu kaçırdığını ve Hermione'yi aradıklarımı söylediği günden beri yani.
Hermione.
Draco onun şuan da ne yaptığını merak ediyordu.Annesine ne kadar sorarsa sorsun,Hermione'nin ne yaptığı hakkında hiçbir cevap alamamıştı.Hermione'yle daha fazla zaman geçirebilmiş olmayı dilerdi.Onu daha iyi tanıyabilmeyi,o kendini bu durumun içinde bulmadan önce nasıl bir insan olduğunu daha iyi anlamak isterdi.Ama Hermione'nin aslında hafızası silinmiş ve ölümyiyen olmak için büyütülmüş biri olduğunu nereden bilebilirdi ki?
"Hey." Hermione yüzünde büyük bir gülümsemeyle kollarını önünde ona arkası dönük ir şekilde oturan çocuğun boynuna sararken başını omzuna yerleştirdi."Ne yapıyorsun?"
Draco omzuna sarılan kollarla gözlerini elindeki kitaptan ayırıp başını omzundan uzatan kıza çevirdi."Bilmiyorum,Hermione.Sence ne yapıyorum?"Draco alayla konuşurken elindeki kitabı havaya kaldırarak sırıtmaya başladı.Hermione yüzünü buruşturarak kollarını ondan çekmek için yeltendiğini Draco kitabı yanına bırakırken Hermione'nin kaldırmaya başladığı kolunu tuttu ve onu kendine çekti.Hermione kendini bir anda Draco'nun bacakları üzerinde bulurken kulaklarının ve yanaklarının ısınmaya başladığını fark etti.
"İksir ödevi için ön hazırlık yapıyordum." dedi Draco kollarını Hermione'nin belinin iki yanından geçirip ellerini birbirlerine kenetlerken."Beni nasıl buldun?"
"Tam olarak gizli bir yerde sayılmazdın.Unutmuş olabilirsin diye söylüyorum,beni buraya yalnız kalmak için getiren sendin." Hermione yüzündeki somurtmanın yerini almaya çalışan gülümsemeye karşı koymaya çalışırken devam etti."Televizyon izlediğimizi de hatırlatırım."
"Oh,asla unutmama izin vermeyeceksin,değil mi?" dedi Draco başını iki yana sallarken ve Hermione sonunda gülümserken kollarını tekrar Draco'nun boynuna sardı."Bence şirin bir hareketti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lost Memories
FanfictionKızın gözlerinde hiçbir duygu kırıntısı yoktu.Karşısında korkudan titreyen kahverengi kıvırcık saçlı kıza bakarken yüzünde ufak bir gülümseme oluştu. "Lütfen yapmayın." Kızın titrek sesi onu dahada keyiflendirirken kıza bir adım yaklaştı ve başını...