DracoÇatalımı bir salama daha batırarak ağzıma götürdüm.Yanımda oturan Pansy ve karşımdaki Blaise konuşup dururken onlara katılmıyordum.Gözlerim henüz salona gelmeyen birini arıyordu.
Hermione'yi yaklaşık 1 haftadır düzgünce görmüyordum.Gördüğüm tek zamanlar ortak olduğumuz dersler ve kahvaltılardı.Doğru düzgün yemeklere inmiyordu .Çok halsiz olduğu ve gunlerdir uyumadığı çok belliydi.
Sonunda salona girdiğinde gözlerimiz buluştu ve hafifçe gülümsedi.Daha sonra masasına gitti ve Weasley'in yanına oturdu.Onlar gayet sağlıklı gözüküyordu.
Potter ve Weasley ona bir şeyler söylerken dinleyip,konuşmaları bittiğinde kaşlarını çatıp konuşmaya başlıyordu. Onları duyamamak beni daha da sinirlendiriyordu.
Onlar masadan kalktığında benden kalktım ve arkalarından gitmeye başladım.Hermione bir yerde onlardan ayrıldı ve bir dersliğe girdi.
Ardından gidip kapıyı kapattım ve kilitledim.Sıçrayarak arkasını döndü ve beni görünce elini kalbine koydu.
"Ne yaptığını sanıyorsun Draco?Ödümü koparttın."
"Asıl sen ne yaptığını sanıyorsun?Ne halde olduğunun farkında mısın?"
"Ne haledeymişim?" Dedi kollarını birleştirerek.
"Halsizlikten ölüyorsun.Neden kendini bu kadar zorluyorsun anlamıyorum?
"Yeter! Önce Harry ve Ron,şimdide sen.Yapmak zorundayım.Çünkü ben yapmazsan kimse yapmayacak!"
"Neyi?"
Sustu ve iç çekti.Düşünüyor gibiydi.Sonunda başını iki yana salladı.
"Bunu sana söyleyemem." Dedi ve elini alnına koydu.
"Bu kadar zor olmaması gerekiyordu.Lanet Voldemort." Diye mırıldandı ve daha sonra ofladı.Ruh hali sürekli değiştiğinden cevap vermedim ve biraz sakinleşmesini bekledim.
"Bak,Hermione. Ne olduğunu bilmiyorum ama böyle yaparak hiçbir yere varamazsın.Eğer uyursan ve yemeklerini yersen kendini daha dinç hissedersin ve-,hey! Niye gülüyorsun?"
Gülerken yanıma yaklaştı ve yanaklarımı sıktı.
"Tıpkı annem gibi konuşuyorsun."
Gülmesi beni mutlu edip gülümsememi sağlarken ellerimi beline koyup onu kendime çektim.
"Eğer seni bir daha böyle görürsem bozuşuruz.Ciddiyim kaç gündür uyumuyorsun?"
Gözlerini kıstı.
"Galiba 4 gecedir."
"Bu yüzünün halini açıklıyor." Dedim ve alayla güldüm.
"Ne demeye çalışıyorsun?Yani böyle çirkin miyim?" Dedi ve gözlerini açarak kaşlarını kaldırdı.Omuz silktiğimde kendini geri çekmeye çalıştı.Belindeki ellerimi sıkılaştırdım.Yüzüne doğru kendimi yaklaştırırken nefesini tuttuğunu fark ettim.
"Sen benim için her zaman güzelsin,Herm."
Yumuşadığını gördüğümde gülümsemem büyüdü.Bana biraz daha yaklaşıp dudaklarımızı birleştirdi.Onu gerçekten özlemiştim.Çok uzun zaman geçmeden kendini geri çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lost Memories
FanfictionKızın gözlerinde hiçbir duygu kırıntısı yoktu.Karşısında korkudan titreyen kahverengi kıvırcık saçlı kıza bakarken yüzünde ufak bir gülümseme oluştu. "Lütfen yapmayın." Kızın titrek sesi onu dahada keyiflendirirken kıza bir adım yaklaştı ve başını...