17➰The Day

1.5K 116 50
                                    


Gülüş sesleri odanın dışından bile duyulurken yüzünü buruşturdu genç kız.Buradaki neredeyse kimseyi sevmiyordu.Hepsi ona samimiyetsiz ve itici geliyordu.

Karanlık Lord onu çağırmadan önce daha zamanı olduğunu düşündü Hermione.İç çekerek elbisesinini düzeltti ve yavaşça yürümeye başladı.Çok uzaklaşmamaya  özen gösteriyordu.

Birazdan içeri girecekti ve her şey değişecekti.Ölümyiyen olacaktı.Bu zamana kadar bulanık ve Harry Potter'ın en yakın arkadaşlarından biri olarak bilinen Hermione Granger diğer ölümyiyenlerin karşısına çıkacaktı.Gergindi.

Sonunda kapının önüne gelip durduğunda,kapı aniden açıldı Ve Karanlık Lord'un adamlarından biri Hermione'ye baktı.

"Lord sizi bekliyor." Diye mırıldandı kızın gözlerine bakmamaya çalışarak.Hermione derin bir nefes alırken,hazır olmadığı fark etti.Ama yapacak bir şeyi yoktu.Oraya girmek,ve korkak biri olmadığını göstermek zorundaydı.Bu düşünceyle omuzlarını dikleştirdi ve saçlarını düzeltti.İçeriye doğru bir adım attığında,masadaki çoğu gözler ona çevrilmişti.Hermione direk karşısına baktı.Masanın en köşe kısmında oturan Karanlık Lord,onu gördüğünde samimiyetten uzak bir şekilde gülümsedi.Hermione ona bakan gözleri hissediyor olsa bile sadece karşısında tehlike saçan adama bakıyordu.Elbisesinin eteklerini kaldırarak adama doğru bir adım attı.Lord Voldemort ayağa kalktığında Hermione durdu.Hafifçe eğilerek selam verdi.

Omzunda uzun ince parmakları hissettiğinde nefesini bir anlığına tuttu."Size birkaç ay önce biriyle tanıştıracağımı söylemiştim." Dedi Lord Voldemort ellerini kızın omzundan çekip yanına geçerken."Size Yeni bir ölümyiyeni takdim etmek istiyorum.Hermione Granger.Daha doğrusu,Hermione Lodge."

Uzun bir sessizlik oldu önce.Hermione hemen hemen hepsinin ne düşündüğünü biliyordu.Nefesimi tutmuş beklemeye başladı.Tepkisiz kalmaya çalışıyordu

Hayretle birbirlerine bakmaya başladı masadaki tüm ölümyiyenler .En çok şaşıranlardan biri şüphesiz Lucius Malfoydu.Kıza onca yıl bulanık olduğu için demediği sözü,hakareti bırakmamıştı.Ancak kızın,çoğu aileden daha asil ve soylu bir aileden geldiğini söylüyordu ,Karanlık Lord.Şaşkınlıkla bakıyordu kıza.Narcissa Malfoy kaşlarını çatmıştı.Bir anda olan bitenlere anlam veremiyordu.

Daha sonra ise Pansy Parkinson geliyordu.Ne hissedeceğini bilmez bir halde,ağzı yarı açık şekilde kızın gözlerine bakıyordu.Seçilmiş çocuğun en yakın arkadaşı,Lord Voldemort'un yanında,kendi isteğiyle duruyordu.Gözlerini kırpıştırdı birkaç kez.Ancak bir rüyada değildi.Kız hala karşısındaydı.Korkarak bakışlarını sağına çevirdi.Hermione'ye bakan arkadaşına baktı.Gözlerinden hiçbir duyguyu anlayamıyordu.Ama içinde ne fırtınalar estiğini tahmin edebiliyordu.

Genç adam sevdiği kızı,belkide şu hayatta en çok nefret ettiği kişinin yanında gördüğünde,kalbi sıkışmıştı.Olanlar o kadar saçma geliyordu ki ona.O onun kaçırıldığını düşünürken,o başından beri buradaydı.Kızı inceledi yavaşça.Uzun bordo elbisesi,dudaklarındaki kırmızı ruj,özenle yapılmış saçlar.Bir oyun olmalıydı.Onu burada zorla mı tutuyorlardı?Zorla tutulan birine göre fazla özenli ve fazla itaatkar duruyordu.Başka bir şey olmalıydı.

"Lordum," Dedi Lucius Malfoy yüzündeki anlamsız ifadeyle Karanlık Lord'a bakarken.Karanlık Lord ve Hermione Granger'ın soğuk bakışları aynı anda üzerine çevrilince yutkundu."Ben...Ben onun Harry Potter'ın arkadaşlarından biri olduğunu sanıyordum." Sesinin titremesine engel olamadığında Hermione,konuşmasını beklercesine yanındaki adama baktı.

"Artık değil,Lucius." Dedi sert sesiyle Karanlık Lord.Hermione tekrar Lucius Malfoy'a döndüğü sırada gözleri başka biriyle buluştu.Nefesini tutarken ağzı aralandı.Kendine engel olmaya çalıştı.Şuan olmaz,diye düşündü Hermione.Zihnini boşaltmalıydı.Ve bunun için en etkili yol ona şaşırmış ve hayal kırıklığıyla bakan Draco Malfoy'un gözlerine bakmamaktı.Başka tarafa bakmaya çalıştığı an bu sefer de ona bakan Pansy Parkinson 'ı gördüğünde derin bir nefes aldı.Bu gerçekten zor olacaktı.

Lost MemoriesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin