İyi okumalar."O güvende olacak değil mi?" dedi Draco endişeyle annesinin kolunu tutarak.Az önce kapanan kapıdan uzaklaşmışlardı.Narcissa kafasını sallayarak oğlunu sakinleştirmeye çalıştı.
"Karanlık Lord ona zarar gelmesine izin vermez.Ona bişey olursa kendisi de tehlikeye girer." dedi Narcissa yavaşça. "Onun artık bizden biri olduğunu bilmiyorlar.Eğer öğrenselerdi kesinlikle haberimiz olurdu.Onlar şuan sadece arkadaşlarını arıyorlar."
"Vazgeçmeyecek." dedi Draco sert bir ifadeyle. "Potter.Hermione'yi bulana kadar durmayacak."
"Karanlık Lord'un bir yolunu bulacağına eminim-"
"Onu koruyan kişi ben olmak istiyorum!" dedi Draco olabildiğince sessizce.Ama sesi yine de şiddetli çıkmıştı. "Onun yanında ne kadar güvende olabilir ki? Acımasız ve-"
"Draco!" Narcissa yüzündeki dehşete düşmüş ifadeyi saklayamayarak oğlunu susturdu. "O aşağıdayken böyle şeyler söyleyemezsin.O işareti taşırken hiçbir zaman onun hakkında kötü bir şey söylemezsin!."
Draco karşı çıkmak ve aşağı inip kızı onun yanından almak istese de bunun ne kadar tehlikeli olduğunun farkındaydı.Sadece kendisinin zarar göreceğini bilseydi hemen o an giderdi yanına ama ailesinin ve Hermione'nin de fevri hareketlerinden canlarının yanacağını biliyordu.
"Söz verdin,Draco.Bunu unutma."
•••
"Anne!" Ron Weasley ağlayan kadına doğru koşup ona sarılırken kadının arkasında yanan eve baktı.Bu evde yaşadığı anılar aklına geldiğinde gözleri doldu ama bunun için vakti yoktu."Herkes iyi mi?Babam?Fred?" Ron hızlı hızlı evdekileri sorarken annesi kafasını sallayarak onu sakinleştirmeye çalıştı.
"Ne oldu?" dedi Harry Ginny ile sarılan Bay Weasley'in yanına giderek.Bay Weasley bir süre ona baktı ve sessizce konuştu. "Bellatrix."
Harry sinirle yumruklarını sıkarken bir kadının daha ne kadar insanın hayatını mahfedebileceğini düşündü.Birkaç ay önce ailesini hatırlatan,hayır,ailesinden kalan tek kişiyi de kaybetmişti.Artık insanları kaybetmek istemiyordu.Ve Hermione'yi,ona aile gibi davranan bir kişiyi daha kaybetmeyecekti.
Tam o sırada Ginny babasından ayrılarak Harry'nin arkasında bir yere odaklandı.Kızın gözleri açılırken bir şaşkınlık nidası yükselmişti.Harry dışında bunu kimse fark etmemişti ama kız bağırarak öne atıldığında ve uzun zamandır görmedikleri birisinin ismini söylediğinde herkesin dikkatini çekmişti.
Karşılarında gördükleri kızın yıllarca birlikte okula gittikleri,en yakın arkadaşları olan kızla hiçbir alakası kalmamıştı.Üzerinde onu en son gördüklerinde giydiği kot pantolon ve gri hırkası vardı ama üstündekiler kirden belli olmuyordu.Saçları yüzünün önüne düşmüş ve eski halinden daha da kabarık bir hale gelmişti.Hermione Granger bitik görünüyordu.
Harry Potter ve Ron Weasley aylardır görmedikleri arkadaşlarına doğru ilerlemeye başladıklarında Hermione onlara doğru bir adım atmış,daha sonrasında sanki vücudunda onu destekleyen hiçbir şey yokmuş gibi yere yığılmıştı.Harry ve Ron daha da hızlanarak bilinci yerinde olmayan kızın yanına vardıklarında Ron hızlı davranarak kollarını Hermione'nin boynunun ve bacaklarının altına yerleştirerek kızı kucağına aldı.Ama gidebilecekleri bir ev yoktu.Ron,Hermione'yi ona eliyle gelmesini işaret eden annesinin yanına götürürken,Harry ise Hermione'yi götürebilecekleri güvenli bir yer düşünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lost Memories
FanfictionKızın gözlerinde hiçbir duygu kırıntısı yoktu.Karşısında korkudan titreyen kahverengi kıvırcık saçlı kıza bakarken yüzünde ufak bir gülümseme oluştu. "Lütfen yapmayın." Kızın titrek sesi onu dahada keyiflendirirken kıza bir adım yaklaştı ve başını...