50.BÖLÜM

2.2K 604 214
                                    


Bu kişi Kerem'dir. Kerem sınıfa girdiğinde Serhat ve yeni çocuğun, Giray'ın kavga ettiğini gördüğü zaman bunu fırsat bilir ve direk Serhat'ın yanına gider. O sırada hemşire pansuman için gerekli olan şeyleri alıp Yekta'nın yanına gelmiştir. Hemşire Melike'ye buz torbasını Yekta'nın burnundan çekmesini söyler ve Melike torbayı kaldırdığı gibi de hemen pansuman yapmaya başlar. Yekta,hemşire pansuman yaparken yukarıdan,sınıftan sesler geldiğini duyar ve hemşireyle endişeli bir ses tonuyla konuşmaya başlar.

"Hızlı ol hemşire hızlı. Hemen çıkmam lazım elini hızlı tut."

"Tamam Yekta az kaldı,sabret. Anlıyorum seni yukarıdan gelen sesleri bende duyuyorum merak etme." der. Biraz sonrada hemşire pansumanı bitirir ve Yekta hemen sedyeden iner ve hemşireye pansuman ettiği için teşekkür ettikten sonra hemen revirden çıkıp sınıfa doğru koşmaya başlar. Tabi Yekta'nın peşinden Melike de sınıfa doğru hızlı adımlarla gider. Yekta sınıfa vardığı zaman Kerem'in Serhat'ı yeni çocuğun üstünden alıp sınıfın arkasına doğru ittiğini görür. Yekta gidip Kerem'e vurmaktan ise gidip Serhat'ı tutmayı seçer. Yekta hemen Serhat'ın yanına gidip onu tutmaya başlar. Yekta Serhat'ı tutarken Kerem bunu fırsat bilip Giray'ı yerden kaldırdığı gibi hemen dışarı çıkarlar. Kerem Giray'ı sadece sınıftan değil okuldan da dışarıya çıkartır. Kerem ve Giray okuldan çıktıktan sonra Kerem Giray ile konuşmak için onu sahil kenarına götürür. Sahil kenarındayken Kerem Giray'a yüzünü silmesi için bir mendil verir ve Giray yüzündeki kanları silerken Kerem konuşmaya başlar.

"Giray önce tanışalım ben Kerem."

"Sanırım benim adımı söylememe gerek yok zaten biliyormuşsun."

"Giray sana bir şeyler soracağım tabi daha doğrusu seninle konuşmak istediğim şeyler var."

"Ne konuşacaksın Kerem?" der yüzündeki kanları sildikten sonra.

"Bana yardım etmeni istiyorum Giray. Nisa ve Serhat'ı ayırmam da bana yardım etmeni istiyorum." der ve o an Giray aklında bir plan kurduktan sonra Kerem'in dediklerini kabul eder.

"Tamam Kerem yardım ederim ama sana bir şey soracağım. Şeyma, Şeyma nerede? Ne kadar ulaşmak istesem de bir türlü ulaşamadım. Şeyma'nın nerede olduğunu biliyor musun?"

"Sana Şeyma ile ilgili her şeyi anlatırım ama önce benim için bir şey yapacaksın. Sonra sana her şeyi anlatırım. Bu konuda benimle birlikte çalışacağını,yardım edeceğini kanıtlarsan anlatırım."

"Ne istiyorsun peki Kerem?"

"Yekta'yı okul çıkışı bir yere davet et ve sonra onu bir şekilde bayıltıp eski harabe bir depo bulup oraya götür. Sonra bana konum at ben gelirim. Benim için bunu yap bende sana merak ettiğin şeyi,Şeyma'nın nerede olduğunu söyleyeyim."

"Tamam Kerem benden haber bekle o zaman ben gidiyorum." deyip arkasına bakmadan cool bir şekilde sahilden okula doğru uzaklaşır. Giray okula gidince "Ne yapsam Yekta'yı akşam dışarı çıkarabilirim?" diye düşünürken o sırada Yekta çoktan Serhat'ı sakinleştirmeyi başarmıştır. Serhat birazda olsa sakinleşmiş olsa da yinede içinde biraz sinir ve öfke vardır. Serhat Yekta onu sakinleştirdikten sonra Nisa'nın kolundan tuttuğu gibi sınıftan çıkıp fazla kimsenin olmayacağı hatta kimsenin olmadığı okulun alt katındaki o depoya giderler. Serhat depoya indikleri gibi Nisa'yı önüne çekip bağıra bağıra konuşmaya başlar.

"Nisa kim bu Giray? Sen bana bu çocuktan niye hiç bahsetmedin?"

"Niye bahsedeyim Serhat senin nasıl biri olduğunu biliyorum herhalde değil mi? Öğrendiğin zaman böyle tepki vereceğini biliyordum o yüzden söylemedim. Ee acaba kime çekmişsin Serhat?" der ölen gerçek Serhat'a gönderme yaparak. Tabi bu sözler Serhat'ın sinirine sinir katar.

"Ne diyorsun sen Nisa! Bak benimle adam akıllı konuş benim canıma sıkma. Bak burada kimse yok seni dövmeye bir başlarım seni kurtarmaya kimse gelmez. Susma Nisa anlat kim bu Giray,kimin nesi,seninle böyle konuşma cesaretini nereden alıyor?"

"Tamam Serhat sus anlatacağım. Yeter ki sus ya." der ve Giray'ın kim olduğunu ve daha önce neler yaptığını anlatır. Tabi aslında Serhat Giray'ın Serhat'ın ölümünden sorumlu olan kişilerden biri olduğunu biliyordur ama Nisa'nın hayatındaki yerini ve daha önce neler yaptığını bilmiyordur. Bunları bilmemesi ise Serhat'ın sinirlerini hoplatıyordur. Nisa Giray hakkındaki her şeyi anlattıktan sonra ağlamaya başlar. Çünkü içindeki sinirin şiddetine kapılıp Serhat ile aralarını bozduğu için üzülür. Serhat Nisa'nın ağladığını gördüğü zaman içindeki sinirden  eser kalmaz ve gözleri dolar. Bir anda o sinirli,öfkeli Serhat gider yerine duygusal Serhat gelir. Serhat gözü dolmuş bir şekilde önce Nisa'ya sarılır daha sonra ise kafasını iki elinin arasına alıp şöyle der;

"Ağlama benim güzel gözlüm ağlama. Ağlamak sana yakışmıyor gül bakayım sen. Bak bana nasıl gülünür bak." deyip Nisa bakarken gülsün diye yüzünde nasıl gülüneceğini göstererek şebeklikler yapar. Sonunda da bunu başarır. Serhat Nisa'nın güldüğünü gördükten sonra bir mutlu olur ve daha sonra şöyle der;

"Heh işte böyle,gül böyle kahve gözlüm. O gözlerden bir daha bir damla bile olsa göz yaşı dökülmesin tamam mı?"

"Tamam sevgilim." der ve Serhat Nisa böyle dedikten sonra Nisa'yı öpmeye başlar. Böylece mührü kırmış olurlar. Bu sırada Giray çoktan okula gelmiştir. Yekta ile Melike sıralarında oturmuş konuşurlarken sınıfın kapısı açılır ve içeri kapının önüne kadar Giray girer. Giray'ın yüzünde Yekta'yı sınıfta gördüğü zaman sinsi bir gülüş oluşuverir. Sonra kapının oradan beri Yekta'ya seslenip dışarı kapının önüne gelmesini söyler ve çıkar. Yekta geldiği zaman Giray akşam onunla birlikte dolaşıp bir şeyler konuşmak istediğini söyler. Yekta ise Melike'yi sınıfta daha fazla tek başına bırakmak istemediği için "Tamam" deyip Giray'ın numarasını alır. 

**************

Akşam olduğu zaman Yekta Giray'ı arayıp sahil parka gelmesini söyler ve telefonu kapatır. Giray ise hemen gardırobun içindeki kasadan silahı alıp beline koyar ve evden çıkarak Yekta'nın yanına,sahil parka doğru yola koyulur. Giray sahil parka vardığı zaman ilk başta Yekta'yı göremez ve etrafına bakınır. Giray etrafına bakınırken birden omzunda bir el hisseder ve birden o anki dalgınlığı ile korkarak arkasına döner. Giray arkasında Yekta'yı gördüğü zaman o anlık olan korkusu geçer ve yüzünde biraz sonra olacaklardan dolayı sinsi bir gülüş oluşur. Yekta ve Giray yan yana yürüyerek konuşurlarken Giray hep Yekta'nın boş bir anını beklemeye başlar. Sonunda Giray istediği şeyi,Yekta'nın boş bir anını bulduğu anda direk belindeki silahı çıkartıp dipçiği ile Yekta'nın kafasına vurur ve bayıltır. Direk yoldan bir taksiyi durdurup baygın olan Yekta ile arka koltuğa oturur. O sırada Melike Yekta'yı merak eder ve arar ama Yekta'nın telefonu sessizdedir. Giray ile konuşurlarken kimse rahatsız etmesin diye sessize almıştır. Melike Yekta'nın telefonu açmasını beklerken telefon bir anda Giray'ın Yekta'yı taksinin arka koltuğunda sarsmasıyla açılır. Melike seslenir fakat karşı taraftan ses gelmeyince "Acaba Yekta'ya bir şey mi oldu?" diye düşünceye girdiği için telefonu kapatmaz. Bir süre sonra bir ses duyar.

"Şoför burada arkadaşımla gideceğimiz yer şuradaki terk edilmiş fabrikanın orada."

"Tamam beyefendi." deyip taksiyi kenara çekip parasını aldıktan sonra yoluna devam eder. Melike ise Sakarya'da sadece bir tane terk edilmiş fabrika olduğunu ve oranın çevresinde ise fazla yerleşim olmadığını bildiği için içinde istemeden daha çok korku oluşur. Melike içindeki bu korkuyla bir anda o gün olanları düşünmeye başlar. Kerem'in gelip Giray'ı Serhat'ın elinden alıp dışarıya çıkması,Giray'ın gelip Yekta'yı çağırması ve daha da önemlisi bunların hepsinin revirde Yekta ile neredeyse öpüşecekler iken Kerem'in onları görmesinden sonra olması Melike'yi daha da şüphelendirir. Melike bu olanları hatırladıktan sonra hemen o terk edilmiş fabrikaya doğru yola koyulur.        

ESMER BELAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin