49.BÖLÜM

2.1K 739 504
                                    


Melike ayakta söyleyeceklerini söyledikten sonra Nisa'nın üstüne doğru yürümeye başlar. Fakat o sırada bir anda kolunda bir el hisseder. Melike'yi en yakın arkadaşı ile kavga etmesin diye tutan kişi tabi ki de Yekta'dır. Yekta Melike'nin kolundan tuttuktan sonra ayağa kalkar ve Serhat'a dönüp şöyle der;

"Serhat bana bunu bilerek yapmadığını biliyorum ama yinede canım çok yandı. Sizde bir şeyler var her gün farklı davranıyorsunuz. Sebebini bilmiyorum ama bu hiç hayra alamet değil. Bence bir an önce ne derdiniz varsa çözün çünkü tek yaptığınız çevrenizdeki sevdiklerinize,sevenlerinize zarar vermek." der. Serhat Yekta bu cümleleri kullandığı zaman aklına direk Şeyma ile beraber Esmer Belam'da kalan en yakın arkadaşı olan Fatih'i hatırlar ve daha sonra sakinleşmeye başlar. Daha sonra Serhat'ta Nisa'yı tutarak sakinleştirmeye çalışır. Serhat Nisa'yı sakinleştirmeye çalışırken Yekta Melike'yi çekiştire çekiştire sınıftan çıkartır ve beraber revire giderler. Yekta sedyeye oturur. Okulun hemşiresi Melike'ye buz dolu bir torba verip Yekta'nın burnuna tutmasını söyler ve pansuman için gerekli olan malzemeleri almak için depoya doğru gider. Giderken de revirin odasını açık bırakır. Melike hemşirenin dediği gibi buz dolu torbayı Yekta'nın burnuna tutmaya başlar. Melike o torbayı tutarken göz göze bakıyorlardır ve o sıra konuşmaya başlarlar.

"Melike orada beni savunduğun için teşekkür ederim ama bence Nisa'nın üstüne bu kadar gitme. Belli ki Serhat ile ikisi bir sorun yaşıyorlar. Tabi ne olduğunu kimse bilmiyor ama bir şey olduğu kesin. Bak Serhat bana bunu bilerek yapmadı. Berk'i Nisa'ya bakarken gördü ve ona kafa atacakken ben araya girdiğimde attığı kafa bana geldi."

"Yani orada Nisa ve Serhat'a yok yere bağırdım öyle mi Yekta?"

"Evet aynen öyle oldu. Ama biliyor musun o an çok çekiciydin."

"Öyle mi?"

"Hı hı öyle." derken Yekta Melike'ye doğru yaklaşmaya başlar. Yekta ve Melike birbirlerine yakınlaştıkça ortam ikisini de çok sessiz gelir. Yekta ve Melike tam öpüşeceklerken kendilerini o anda izleyen kişiden habersizdirler. Tabi ki onları o anda izleyen kişi Kerem'dir. O an sinirine kapılan Kerem tam Yekta ve Melike'nin yanına gidecekken o ara Yağız'ın sesini duyar.

"Kerem!" der. Tabi bu sesi duyan Melike endişe ve korku dolu gözlerle hemen arkasına dönüp bakar. Melike baktığı zaman revir kapısının önünde Kerem'i ve onun gözünün içindeki öfkeyi gördüğünde içinde bir ürperti oluşuverir. Kerem sanki aklında bir şeyler kuruyor gibi sinsi sinsi Melike ile Yekta'ya baktıktan sonra Yağız'a doğru yürür ve yanına vardıktan sonra  konuşmaya başlar.

"Ne oldu Yağız?"

"Kerem sana demem gereken önemli bir şey var."

"E söyle o zaman Yağız hâlâ ne duruyorsun?"

"Kerem sen daha önce gittikten sonra bu Nisa'nın bir eski sevgilisi vardı Giray,Giray Yalman. O bu gün geri dönüyormuş. Bence onunla konuşursak tarafımıza çekip Serhat ve Nisa'ya karşı Melike'nin yanında iyi bir yandaş olabilir."

"Giray Yalman demek. Yağız hangi sınıfta olacakmış o haberin var mı peki?"

"Sizinle aynı sınıfta işte Kerem."

"Tamam Yağız sen çık bende geleceğim birazdan." der ve Yağız'ı yollar. Ondan sonra arkasında kimse olmamasına rağmen arkasına manalı bir bakış attıktan sonra yukarı sınıfa doğru çıkmaya başlar. O sırada Serhat sakin bir şekilde Nisa'yı da sakinleştirmeye çalışırken bir anda Nisa'nın telefonuna mesaj gelir. Nisa telefonu cebinden çıkartıp tam mesajın kimden geldiğine bakacakken Serhat bir anda telefonu Nisa'nın elinden alıp mesajın kimden geldiğine bakar. Serhat mesajı okudukça sinirden deliye döner. Mesajda aynen şunlar yazmaktadır. 

Kimden = 0542*******  

"Ne haber eski sevgilim? Şu an Sakarya'dayım. Hatta daha iyi bir haberim var yine aynı sınıfta olacağız. Hepsinden önemlisi birazdan okuldayım görüşmek üzere esmer güzeli."

Serhat bu mesajın her kelimesini okuduğunda sinir kat sayısı artar ve tabi aynı numaradan gelen diğer mesajları da okuyunca,sinirden deliye döner ve gözü kararır. Serhat Nisa'ya bağırarak "Kim bu Giray Nisa?" diye bağırırken birden kapı açılır. O sırada kimse kapıdan giren kişiyi umursamadan Nisa ve Serhat'a bakarlarken içeri gelen kişinin sesini duyarlar.

"Giray benim hayırdır bir sıkıntı mı var?" der. Herkes bir yandan Giray'a diğer  yandan ise acaba ne yapacak diye Serhat'a şaşkınlık ile bakarlar. Serhat arkasını dönüp sesin sahibine baktığı zaman onu tanıyamaz ve sorar.

"Giray sen misin?"

"Evet benim,ne oldu bir sıkıntı mı var?" der. Tabi karşısında öldü diye bildiği Serhat'ı gördüğü için şaşkınlıktan biraz dili tutulur. 

"Bir sıkıntı mı? Hayır birden fazla sıkıntı var birader. Kimsin sen Giray?"

"Yakında çok iyi öğrenirsin kardeşim." der ve hâlâ yüzündeki şaşkınlıkla Nisa'ya doğru bakmaya başlar. Nisa Giray'ın yüzüne baktığı zaman sanki bir şeyin cevabını istiyor olduğunu fark eder. Daha sonra Giray Nisa'ya doğru bakarken Serhat'ı es geçip Nisa ile konuşmaya başlar.

"Nisa  seninle konuşabilir miyiz?"

"Ne konuşması Giray? Seninle konuşacak bir şeyimiz olduğunu sanmıyorum."

"Hadi ama esmer güzeli yapma böyle gel azcık konuşalım." der ve Nisa'ya doğru elini uzatırken bir anda Serhat Giray'ın o elini tutar ve şöyle der;

"Yok birader gel biraz biz seninle konuşalım." deyip boşta olan diğer eliyle Giray'a vurur. O anda sınıf karışır ve Giray ile Serhat kavga etmeye başlarlar. Bir Giray bir Serhat üste çıkar durur en son Serhat üstte iken bir anda tekrar sınıfın kapısı açılır ve içeriye biri daha girer. Bu kişi...

ESMER BELAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin