Herkese iyi okumalar arkadaşlar.İnşallah yeni bölümü hepiniz beğenirsiniz.Oylarınızı ve yorumlarınız bizim ve kitabımız için çok önemli.Ondan oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyoruz.Şimdiden herkese teşekkürler.Sizleri çok seviyoruz.♥
Artık bütün karakterleri yani önemli karakterleri tanıdığımıza göre konumuzu daha çok dağıtmadan devam edebiliriz. Nisa sonunda kafasındaki sonu tasarlar ve bunu tabletin karşısına geçip çizime dökmeye başlar. Bütün çizimleri halleder ve ne olur olmaz bir terslik çıkar diye o anda bu çizimleri yaptığı tabletin aynısını Esmer Belam dünyasında birini saklar. Ve artık tek gereken Nisa'nın Esmer Belam Dünyasına geçiş yapmasıdır. Bu istenilen çok fazla uzun sürmez çünkü Nisa ilk kez uyumadan Esmer Belam dünyasına geçiş yapar. Bunun olma sebebi ise tamamen bu bölümün final bölümü olmasından ibarettir. Nisa Esmer dünyasına bir anda nasıl geldiğini anlamaz ama içindeki şaşkınlığın yanında kocaman birde sevinç vardır. Sonunda istediği hayatı gerçek Serhat ile yaşayamasa da kendi yaratığı Serhat ile yaşamaya başlayacaktı. Yani Serhat ve Nisa öyle umuyorlardı daha hiç bir şeyden haberdar değilken. Nisa nerede olduğunu kestiremez ve hemen telefonuna sarılır ve Serhat'ın telefonunu çevirip Serhat ile konuşmaya başlar. Tabi ilk Serhat telefon çaldığında telefonun sesini duyamaz çünkü kendini hız yaparken ve Ateş'le gülüştükleri için duyamaz. Nisa Serhat telefonu açmayınca biraz endişelenmeye başlar ve tekrardan Serhat'ı aramaya başlar ve telefonu tekrardan bir türlü duymaz. Ve Nisa nerede olduğu ile ilgili hiç bir fikri yoktur. Yine her zaman ki gibi Esmer Belam kurgusu dışında olaylar gelişmeye devam ediyordu. Ve Nisa ne yapsa da Serhat'a telefonu duyuramıyordu ve bir anda bulunduğu hiç bilmediği evde tek başına Serhat'ın aramasını ve bu kilitli olan evden onu kurtarmasını bekler. Peki Nisa'yı buraya kim getirmişti. Ve neden getirmişti. En önemlisi şu anda Serhat neredeydi ve onu onlarca defa aramasına rağmen niye telefonlarını açmıyordu? Diye düşünürken Nisa bir anda açılan kapı sesiyle irkilir. Hemen kapının açıldığını fark eden Nisa saklanacak bir yerler arar çünkü ne ile karşılaşacağını kestiremez. Çok zamanı yoktur Nisa'nın saklanabilmesi için o da hemen bir odaya girer ve o odada bulunan dolaba kendini atar. Ve büyük bir endişeyle orada bekler. Nisa bu sırada kendini sakinleştirmeye çalışır ve bunu bir kaç saniyeliğine bile olsa başarır ta ki içeriden şu sesi duyana kadar.
"Hadi ama Nisa oyun mu oynamak istiyorsun? Neredesin Serhat'ın vazgeçilmezi?"...
Bunu duyduğunda Nisa bir anda şok olur neydi şimdi bu!
" Bunları söyleyen kimdi ve benim burada ne işim var?" diye o azcık zamanda düşünmeye başlar. Bir yadan korkarken bir yandan da Serhat'ı aramaya devam eder. Ama nafile bir türlüSerhat'a aradığını duyuramaz. Ve bu sırada onu şu an bu evin içinde kim arıyorsa Nisa'ya her geçen saniye yaklaşıyor ve onu bulmasına az kalmıştı. Nisa ne yapacağını bilmeden gözlerinden kurgudan gözlerinden düşen yaşa engel olmaya çalışırken bir yandan da hâlâ Serhat'ı aramaya devam ediyor. Ta ki o dolabın kapağı açılana kadar. Nisa dolabın kapağı açılmadan önce son kez daha Serhat'ı arayabilmişti ve sonunda Serhat telefonu açıp "Alo Nisa neredesin sen?"diyecekken bir anda dolap kapağı açılınca Nisa'nın elinde olan telefon dolabın içine düşer ve Nisa korkusunda gözlerini sımsıkı kapatır. Nisa gözlerini kapadığı için o anda karşısında duran kişiyi göremez ama bir anda yüzünde sıcak bir nefes hisseder ve çok geçmeden o an karşısında duran kişi Nisa'yı dolabın içinden iki kolundan tutup çıkarır ve çıkardıktan sonra alaycı şekilde şöyle der;
"İşte buldum seni. Yapma ama niye benden korkuyorsun aç gözlerini bak gözlerimin içine ben kimim?"Der vebir anda alaycı bir gülüş atar.
Ve o anda Serhat bütün denilen her şeyi duyar ve telefonun diğer ucunda deliye döner çünkü Nisa'nın yüzüne bakmaya cesaret edemediği ve sesini de tanıyamadığı kişiyi Serhat çoktan kim olduğunu anlamıştı ve bu onu deliye döndürmüştü tabi Ateş'te olan biteni az çok anlayınca o da sinirlenir ama Serhat'a belli etmez daha çok delirmesin diye sakin gözükmeye çalışır. Serhat sesini Nisa'ya ve şu anda bunu ona yapan kişiye yani Emir'e duyurmaya çalışır. Evet doğru duydunuz Emir. Nisa'yı o eve hapseden ve şu an korkmasına neden olan kişi Emir ama gerçek dünyadaki Emir değil Esmer Belam'da öz kuzenin ailesini kıskançlıktan öldüren Emir. Şimdi Nisa'yı neden kaçırdığını şu an merak ediyorsunuz dimi? Az sabredin Emir dediğim gibi Serhat'ın varlığını ve aile ortamını bu zamana kadar kıskandı ve sonucunda Serhat'tan ailesindeki herkesi aldı. Annesini,babasını ve abisini. Peki şimdi Nisa'dan ne mi istiyordu? Sizce bir mantık yürütün eminim ki bulacaksınız... Yada boş verin gelin devam edelim. Emir Nisa'yı kaçırdı çünkü şu anda ise Serhat'ın tek varlığı Nisa olduğunu anladı. Ve onun bu zamana kadar yaşamak istediği aşkı yaşamasına izin vermeyecekti bunu çoktan aklına çoktan koymuştu. Şimdi amacı yine Serhat'ı bu dünyada yalnız bırakmak ve bunun sonucunda o da biliyordu ki Serhat bu acıya bu aşk acısın dayanamayıp intihar edeceğini. Ve bunu bildiği için Nisa'yı ilk önce kullanıp sonra onu bir böcek misali öldürüp Serhat'a öyle verecekti. Nisa en sonunda dayanamayıp bu konuşmayı ona yapan ve şu anda nefesini yüzünde hissettiği kişinin kim olduğunu merak eder ve gözlerini açar . Açar açmaz şoka girer. Karşısında Emir'i o alaycı sinsi gülüşle görünce şok olur. Ne yapacağını bilemez ve bir anda çığlık atar "İmdat!"diye o anda Emir Nisa'nın ağzını eliyle kapatır ve o anda bir yandan Nisa'yı yatağa sürüklemeye başlar. Nisa'yı yatağa sürüklerken o anda şu cümleleri kurar Serhat'ın şu anda açık olan telefonun başında olduğunu unutup.
"Direnme güzelim sevgilin bu bağ evini istese de bulamaz burada olduğun aklına bile gelmez arayıp bulsun o zengin ve kahraman kocan şimdi seni." der ve o an Serhat zaten deliye dönmüşken daha çok delirir Nisa'ya zarar verip canını yakma ihtimalini ve hele o pis ellerini Nisa'ya sürme ihtimalini düşündükçe deliye döner ve Ateş'e dönüp sinirden delirmiş halde şu cümleyi kurar.
"Ateş hemen bizim çocuklara haber ver Nisa'nın telefonun IP adresinden hemen nerede olduklarını bulun bana Ateş hemen!"Der ve Ateş çok geçmeden nerede olduklarını bulur ve Serhat Ateş'in bulduğu adrese tam gazla hızlı şekilde gider.
Serhat Esmer Belam kurgusunda mutlu bir son isterken tersine her şey bir anda kötüye sarmaya başlamıştı. Emir her zamanki gibi Serhat'ın mutluluğunu kıskanmıştı. Hapishanede kaldığı iki gün boyunca hep kaçma planları kurmuştur ve bunu başarmıştır sonunda gardiyanı boğarak hapishaneden kaçmayı başarmıştı. Sonra olanlar zaten biliyoruz. Emir'in amacı yine Serhat'ın canını yakıp ailem dediği Nisa'yı yani karısını elinden almak. Ve alırken de ona zorla sahip olmak. Tabi ki bunları yapan insana normal bir insan demeye bin şahit ister ki zaten Emir'in psikolojisinin iyi olduğu söylenemez... Serhat arabayı resmen delirmişcesine sürerken aklınıza gelebilecek bütün kötü sözleri sinirli sinirli bağırarak söylüyordu. En sonunda Ateş yaptığı hıza dayanamaz ve;
"Serhat yavaşla yüz kırkla gidiyorsun! Bizi öldürmek mi istiyorsun sen?"Der ve Serhat hızını düşürmeden Ateş ile sinirli sinirli bir şekilde konuşmaya başlar.
"Ne diyorsun sen Ateş eğer o aşağılık karıma,Nisa'ya dokunursa ben ölürüm! Onun için sus ve şu adresi bana tekrar göster."Der ve Ateş telefonundan adresi Serhat'a tekrar okutur ve Serhat adresten emin olduktan sonra daha çok hırs yapar ve çok olmadan bağ evine o adrese varırlar. Serhat adrese gelir gelmez arabanın içinden fırlar ve evin kapısını yumruklamaya başlar. Serhat sinirli sinirli kapıya vurup;
"Aç şu kapıyı onun kılına zarar gelirse seni ellerimle boğarım aç!"Diye bir yandan bağırır.
O anda Ateş'te koşarak Serhat'ın yanına gelir. Ateş'te o an nefes nefese kalmıştı. En son Serhat vurmaktan vazgeçip Ateş'e "Kenarı çekil Ateş!"deyip kapıyı kırmak için geriye çekilir Serhat ve kapıya bir kaç kez hızlı bir şekilde omuz vurur. Ama kapı açılmaz son kez daha vurmak için yeltenecek iken bir anda içeriden tek el silah sesi duyulur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESMER BELAM
Teen FictionBaşlayış .25.07.2016 #2016 İki aynı karakterde genç. Yolları bir sınıfta çakışıyor. İkisi de hayattan bir beklentisi olmayan insanlar. Ta ki birbirlerine ait olana kadar. Ne gülmeyi ne de i...