Herkese iyi okumalar.Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyoruz.♥
Avukat Serhat'tan yediği onca azardan sonra sinirine engel olamaz ve o sinirle duvara yumruk atar ve Serhat'ın istediği şeyi yapmak için hapishaneye gitmek için yola koyulur bir kaç saat sonra.
Serhat'ın o saate kadar her şeyi halletmesi gerekiyordu ve o da öyle yapmak için hapishaneye gitti. İlk önce Nisa ile görüşmek istediğini söyler.
Çok geçmeden gardiyan Nisa'yı görüşme odasına getirir ve gitmeden şunu der ve avukatla Nisa'yı yalnız bırakır.
"Çok vaktiniz yok. Onun için görüşmeyi kısa keserseniz iyi olur."Der ve gider gardiyan.
Gardiyan gittikten sonra ilk önce avukat ve Nisa el sıkışırlar ve avukat Nisa'ya iyi olup olmadığını sorar ve Nisa'dan "İyiyim sağ olun."Cümlesini duyunca biraz rahatlar ve bir çok şey anlatmaya başlar Nisa'ya. Tam her şeyi bitirip kalkmak için hazırlanırken bir anda kapı açılır ve deri ceketli siyah güneş gözlüklü Serhat bir anda içeriye girer. Ve bir anda tam gardiyan güneş gözlüğünden tanıyamaz tam müdahale edecekken Serhat havalı bir şekilde güneş gözlüğünü çıkarır ve yüzündeki o sahte gülümsemeyle gardiyana dik dik bakmaya başlar.
O an gardiyan Serhat'ı tanır ve hemen önünde saygı duruşuna geçip"Hoş geldiniz efendim." Der. O anda avukat ve Nisa Serhat'ı bir anda görünce şaşırırlar. Hemen avukat ayağa kalkar ve oda "Hoş geldiniz efendim bende tam bayan Dinç ile konuşup demesi gereken şeyleri anlatıyord--." diyecekken bir an Serhat yine avukatın sözünü kesip Nisa'ya bakarak gözleri Nisa'dayken avukata.
"Tamam bu kadar konuşma yeterli avukat çık şimdi bütün işleri hallet bu gün öğlen ikiye kadar bu kızı buradan çıkardın çıkardın yoksa ne olacağını sen benden daha iyi biliyorsun."Der ve avukat "Tamam efendim bütün işleri belgeleri halledip size haber veririm." Deyip görüşme odasından çıkar. Serhat o an Nisa'nın gözlerine bakmaya devam eder ta ki arkasındaki tıkırtıları duyana denk. Serhat duyduğu tıkırtılardan sonra arkasına döner ve bu tıkırtıların sahibinin gardiyan olduğunu fark edince sinirlenir ve arkasına döner döndüğü gibi gardiyanla burun buruna gelir ve Serhat alaycı ses tonuyla konuşmaya başladı gardiyan ile.
"İzin verirsen burada karım olacak kadınla biraz konuşmak istiyorum."Der ve alttan alttan gardiyana"Defol!"demeye çalışır.
Gardiyan Serhat'ın demek istediğini anlar ve hemen "Çıkıyorum efendim."deyip sorgu odasından çıkar. Avukat çıktıktan bir süre sonra Serhat konuşmaya başlar.
"Neden Nisa neden? Neden suçsuz olduğun halde buradasın? İtiraz edebilirdin ama etmedin neden? Neden bir anda karşıma çıkıp hayatımı değiştirdin ve neden şimdi itiraz etmek varken suçsuz halinle hapishanede durmaya devam ediyorsun?"
Nisa Serhat'ın sorduğu sorulara cevap vermeden sadece Serhat'ı izlemeye devam eder ve Serhat ses tonunu yükselterek Nisa'ya tekrar sorar.
"Nisa susma cevap ver bana! Neden itiraz etmedin neden burada olmayı seçtin Nisa?"
"Çünkü. Çünkü. Çünkü seni seviyorum Serhat!" der ve gözünden yaşlar düşer. Bunu duyan Serhat çok şaşırır ve bir anda Nisa'nın ortadan kaybolmasına şahit olur. Ve Nisa'nın ortadan kaybolduğunu görünce her şey açıklığa kavuşur. Onca zaman Nisa'yı her aradığında, telefon numarasına ya da onun ile ilgili hiç bir bilgiye ulaşamaması açıklığa kavuşmuştu tabi bu gerçeği bir tek Serhat anlamıştı. Serhat bir süre o şaşkınlık ile sandalyede oturmaya devam eder. Ve en son oradan kalkıp gitmek ister. Ayağa kalkar ve kapıya doğru yönelir.
O sırada Nisa tabletin başında uyanmıştır telefonuna kardeşi Dilara'dan mesaj geldiğini görse de umursamaz. Ve o anda bir şeyin farkına varır bu Esmer Belam dünyası gerçekti yaşanan her şey gerçekti. Nasıl olduğunu bilmese de çizim yaparken uyuya kaldığında o dünyada gözlerini açıyordu ve bunu anladığı için bölüm yazmaya başlar ve fazla sürmeden bir anda kendini tekrar o sandalyede bulur tam Serhat'ın arkasında. Serhat kapıyı yarıya kadar açmış şekilde görünce istemeden de olsa seslenir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESMER BELAM
Teen FictionBaşlayış .25.07.2016 #2016 İki aynı karakterde genç. Yolları bir sınıfta çakışıyor. İkisi de hayattan bir beklentisi olmayan insanlar. Ta ki birbirlerine ait olana kadar. Ne gülmeyi ne de i...