30.BÖLÜM

600 355 0
                                    

Herkese iyi okumalar arkadaşlar. İnşallah yeni bölümü beğenirsiniz oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyoruz.♥

Sonunda Serhat'ın da Nisa'nın da beklediği o an gelmişti tam Serhat arabadan inerken Nisa bir anda Serhat'ın koluna dokundu ve şöyle dedi;

"Nereye öyle?"Nisa Serhat'a bu soruyu sormuştu çünkü eğer birden böyle pat diye arabadan aşağı hiç bir şey olmamış gibi inerse insanların şaşkınlıktan ne yapacakları belli bile olmaz diye düşünür ama Serhat Nisa'nın bu sorusu üzerine anlamamış soru işareti gözlerle boş boş Nisa'ya bakar ve Nisa o an Serhat'ın kurduğu cümleden hiç bir şey anlamadığını fark eder. Ve o sorduğu soruya ek olarak sözlerine şöyle devam eder.

"Nereye gidiyorsun öyle? Pat diye öyle insanlara kendini ciddi ciddi gösterecek misin?"der ve karşılığında Serhat Nisa'ya bakarak şöyle der.

"Ee ne yapmayı planlıyorsun? Bütün gün burada bu arabanın içinde mi oturmayı planlıyorsunuz hanım efendi."der Serhat biraz dalgaya vurarak. Bu cümleden sonra Nisa'nın yüzünde oluşan gülümsemeden sonra Serhat'ın bu alaycı sorusuna şöyle karşılık verir.

"Hayır tabi ki bütün gün bu arabanın içinde durmayacağız ama öyle pat diyede insanların önüne çıkamazsın Serhat."der Nisa ve bu cümlesinin üstüne Serhat şöyle der.

"Sence bu,bu dünyadaki Serhat'ın umurunda olur muydu?"der ve arabadan rahat bir tavırla iner ve Nisa'yı da indirmek için onun kapısına doğru yönelir ve kapıyı açar ve Nisa'yı kolundan tuttuğu gibi dışarıya çeker ve gözleriyle koluna girmesini ister. Nisa çaresiz şekilde Serhat'ın koluna girer ve öyle yürümeye başlarlar. Normal olarak Nisa'nın içinde hâlâ bir endişe ve korku vardı. Peki ya Serhat'ın içinde var mıydı? Serhat sanki insanlara açıklaması gereken bir şey yokmuş gibi hâlâ çok rahat tavırlar içindeydi. Tabi ki Serhat'ın böyle davranması bir açıklama yapması gerektiği gerçeğinin üstünü örtmüş olmuyordu. Aslında daha her şeyi bir çıkmaza götürüyordu bu iki gencimiz bundan haberdar bile değildi. Serhat ve Nisa öyle yürürken onları aslında Serhat'ın hayatta olduğunu gören arkadaşları ve ona kin besleyenler inanamıyor gözlerini ovuşturmaya başlıyorlardı. Kimse Serhat'ın hayata olabileceği ihtimalini bile aklından geçirmezken bir anda onu kanlı canlı Nisa'yla yan yana gülerken görmek onları şoka sokmuştu ve normal olarak hortlak görmüş gibi bakmaya başlamıştı. O an bahçenin tam ortasında rahat duruş sergileyen Serhat'a insanlar cidden inananmıyorlardı. Bir kaç ay önce cenazesine gittikleri arkadaşını şu an kanlı canlı karşılarında görüyorlardı. Herkes öğretmenlerde dahil şok içindeydi. Bir anda herkes korksalar da şaşkınlıktan Nisa ve Serhat'ın etrafını çevirmişler hepsinin ağzında benzer kelimeler vardı.

"Serhat!"

"Serhat ama sen."

"Nasıl ama Serhat Sen ölmemiş miydin?" bir çoğu bu soruları soruyordu Nisa bu sorular geldikçe Serhat'a bakıp"Ne yapacağız şimdi?"dermiş gibi bakıyordu. Serhat ise hâlâ bu dünyadaki Serhat gibi sakin ve soğuk kanlı davranmaya devam ediyordu. En sonda bir öğretmeni cesaretini toplar ve bütün öğrencilerin arasından geçer ve Nisa'nın yanında duran Serhat'a dokunur ve onunla konuşmaya başlar.

"Serhat sen misin oğlum ama nasıl?"deyip öğretmeni sözlerine devam edecekken bir anda Serhat o Nisa'ya bahsettiği oyununa giriş yapmak için hazırlık yapıyordu ve bu oyunu başlatırken Serhat'ın ilk sözleri şu oldu.

"Biraz sakin olun benim ben Serhat. Her şeyin bir açıklaması var ama sizden istediğim biraz sakin olmanız ve benim anlatacaklarımı iyi dinlemeniz."der ve Serhat o an Nisa'nın gözlerinin içine bakar ve yüzünde küçük bir gülümseme oluşturur. Nisa'nın içini rahatlatmak için sempatik bir tavırla göz kırpar ve her şeyi oradaki bütün herkese açıklamaya başlar.

ESMER BELAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin