Siyah Ve Beyaz

Giriş Bölümü

Loş ışıkların, lağım ve çöp kokularının birbirine karıştığı o ıssız sokağın içine girdim. Ay'ın buğulu ışığı sokaktaki eski, küf kokulu binaları aydınlatmaya yetmiyordu, ruhum gibi.

Adım seslerim boş, eski binaların arasında yankı yapıyordu. Umursamadım...
Hemen ileride bulunan çöp tenekesinin, sağındaki sokağa doğru ilerledim ve durdum. Sırtımı nem kokan binaya doğru yaslayıp, arkamdaki siyah çantamın fermuarını açtım. İçinden, beyaz seramiği andıran maskeyi çıkartıp, sırt çantamı kapattım. Bir süre elimde tuttum. Hayatımı değiştirecek o maskeye baktım dikkatlice.
Göz kısımları, maskeyi bağlayan ipleri inceledim teker teker. Kaderimi belirlereyen sırdaşıma baktım. Bir yanı hala babasının prensesi, annesinin tatlı kızı olan beyaz ruhum, diğer kısmı ise intikam ateşiyle siyaha bürünmüş kalbim. Ve siyah ve beyazı griye bulamayan beynim. Bunların hepsini görüyordum tek tek maskede.

Hızlı hareketlerle elimdeki maskeyi yüzüme doğru getirip, at kuyruğu yaptığım saçlarımın arasından bağladım. Kendinden emin adımlarım ve güç kaynağım olan maskem ile artık hazırdım. Zaman intikam zamanıydı...

Sol elimdeki saatime baktım. Vakit gelmişti. Hızlı adımlarla düm düz ilerleyip, sol sapağa saptım. Arkamda kemerime sabitlediğim tabancamı her ihtimale karşılık elime almıştım. Ayağımdaki botlarım zeminde tok sesler çıkarıyordu. Buluşma yerine geldim kısa bir süre sonra. Orda bekliyordu.
Adım seslerimi kesip, olduğum yerde durdum. Ağır adımlarla arkasına döndü ve beni gördü. Siyaha bürünmüş giysisi, karanlığın içinde kamufle oluyordu.

"Beyaz." dedim. Tok, sessiz ve düz bir ifadeyle.

"Siyah." dedi. Yüzünde bir mimik bile oynamadan.

Şimdi oyun başlıyordu.
Cehennemimin, azraili olmaya gidiyordum....

Bu yeni hikayem. İnşallah beğenirsiniz. Hemen yazmayı düşünmüyorum ama duruma göre işler değişir. Yorumlarınızı bekliyorum.

Siyah ve Beyaz....