6.Bölüm

79 20 10
                                    


İlk başta herkesin 29 Ekim Cumhuriyet bayramını kutluyorum. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE...⭐🌙

Bu bölümü wattpadden yeni tanışmamıza rağmen sevdiğim tatlı arkadaşıma ithaf ediyorum MerveKtk4


Arya...

Yılmaz babanın odasından ayrıldıktan kısa bir süre sonra arabaya doğru ilerledik.  Siyah'ın, odasında beklemesini söylediği için diğer uyelerde onu beklemişlerdi. Bu nedenle çıkışta görev hakkında pek konuşamamıştık.

Camdan dışarıya bakıp, içime derin bir nefe çektim. Sürücü koltuğunda oturmuş olan Ilgın'ın bakışlarının üzerinde hezondihini hisssedif, kafamı o yine doğru çevirdim. Bir şeyler düşündüğümü anlamış gibiydi.

"Neyin var?" dedi tekrardan yola odaklanarak.

"Bilemiyorum. Sanki tanıdık gibi." dedim son cümleyi kendime söylercesine. Sesim kısılmış, cılızlaşmıştı. 

"Kim tanıdık?!'' dedi her an tetikte duran Mercan.

"Şey-... Neyse ya boşverin. Yorgunluktan ne saçmaladığımı bilmiyorum ben. " dedim, konuyu değiştirerek.

💠💠💠💠

Güneşin ilk ışıkları yeni yeni dogmaya başlamış, kırmızı ile turuncuya karışmış renkler gökyüzünü aydınlatmaya başlamıştı. Gökte uçan kumruların sesi ise bu güzel tabloyu tamamlıyor gibiydi.

Pencerenin önüne yaklaşıp, bir sure dışarıyı özledim. Ardından zaman kaybetmeyin, lavaboya geçtim. Gerekli ihtiyaçlarını gördükten ve elimi, yüzümü yikadiktab sonra lavabodan çıktım. Hemen sol taraftaki kapıyı açıp, giyinme odasına girdim. Gardobumun kapağını aralayıp, içinden spor takımlarımdan birini çıkardım. Dizimin 10 karış üzerindeki mini, siyah şortumu ve üzerine de siyah rambo bluzumu geçirip, beyaz spor ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Gardobun kapağını kapatıp, odadan çıktım. Hemen, bileğime taktığım siyah lastik tokayla saçımı at kuyruğu yapıp odadan ayrıldım.
Hızlı ve çevik hareketlerle bir yandan aşağıya iniyor, bir yandan da ısınıyordum.

Bodrum kara geldiğimde kilerin kapısını açıp içeri girdim. Ardından kavanoz turşularının bulunduğu raflardan soldan 3.yü çıkarıp yerine koydum. Hemen yan duvardaki rafada aynısını yapıp bekledim. 10 saniyenin içerisinde ki ler kapısının hemen karşısındaki duvar aralanmıştı.
İçeriye geçiş yapıp, içerden kapıyı kapattım. Burası yeni sığınağımızdı. New York 'takine göre daha büyük ve daha çok işlevliydi. Burda hem spor salonunun, hem silah depomuz, hemde kontrol odamız varken, New York 'ta ki evimizde sadece silah depomuz ve kontrol odamız vardı.

Silah odası hemen karşımda, spor salonu sağımda ve kontrol odasıda solumda kalıyordu. Şimdilik bu iki odayla bir isim olmadığı için hemen sağa döndüm.

Metalik gri kapının önünde durup, üstündeki 6 haneli şifreyi girdim. Kapıdan yükselen 'klik' sesiyle kulbunu aşağıya indirip, kapıyı açtım.  Karanlık odanın aydınlanmasını açtıktan sonra havalandırmayı da açtım. İlk başta kosmaktakarar kılıp, yürüme bandına çıktım. Hafif tempoda yürümeye başladım. Bir yandan yürüyor bira yandan da düşünüyordum.

Kafeteryada oturup kahve içmeye karar vermiştim. Boş bulduğum masalardan birine kurulup, bir süre müzik dinledim. Hemen karşımda ki masadan sanki biri beni inceliyoruz gibi hissedip, o yine doğru kafamı çevirdim. Tarçın rengi gözleri, kumral, ucalara doğru rengi açılan, dağınık saçları ve belirgin yüz hatlarına sahip biri beni izliyordu. Yabancı olduğu kadar, tanıdık bir mizaca sahipti. Beni baştan aşağıya inceliyordu. Gözlerinde bir duygu seçmeye çalışıyor, bir türlü bir sonuca ulaşamıyordum. Sinirlenmeye başlayıp, sert bakışlarımı üzerine diktim. Bir süre öyle bakmaya devam etmede bana arkası dönük olan çocuğun söyledikleriyle, gözlerini benden kaçırdı. Bende bakışlarımı bilgisayarıma çevirip haber sitelerini gezmeye devam ettim. Takı çıkan habere kadar. Elimi yumruk yapıp sıkmaya başlamıştım.

Siyah Ve Beyaz Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin