20. Bölüm

4.2K 185 15
                                    

Mina;

6 ay, önce bugün Hira'nın cenaze töreni vardı. Koskoca altı ay, hirasız geçirmiştim.

Eskisi gibi çok canım yanmıyordu, sadece aklıma geldiğinden , içimde dayanılmaz bir sızı oluşuyordu.

Haftada üç gün, mezarına gidiyordum.
Salı, Çarşamba ve cuma günleri. Bazen de pazarları.

Çok özlüyordum, içimde hiraya karşı duyduğum büyük bir özlem vardı. Bu özlemin giderilmiyeceğini bilmek, zordu. Çok zordu.

Kuzey ile ilişkimiz iyi gidiyordu, ufak tefek atışmalarımız oluyordu, fakat ikimizde birbirimizi kirmamaya özen gösteriyorduk.

Berkay eskisinden çok daha iyi olmuştu. Gecelerinin zor geçtiğini biliyordum, çünkü bende öyleydim. Sabahları gülümseyip, geceleri üstümüze birşey oturuyordu. Bunca zamana kadar Berkay ile baya yakınlaşmış, arkadaş olmuştuk. Bu arada Berkay, kuzey ile birlikteliğimizi öğrendiğinde, çok sevinmişti.

Telefonum sesi ile düşüncelerimden ayrıldım. Saat yedi olmuştu.

"Mina hazırmısın? Berkay ile seni almaya geliyoruz."

Kuzeyin sesini her duymamda, içimde birşeyler oluşuyordu. Güzel birşeyler.

"Evet, hazırım. Çıkıyorum kapının önüne."

Okul çantamı aldım ve kapının önüne çıktım.

Annem ve babam ile konuşmaya başlamıştım. Eskisi kadar samimi olmasada aramız iyidi. Yani ben öyle sanıyordum. Onları affetmiştim, Hira'nın gidişi, bende birini kaybetme korkusu vermişti. Onlarıda kaybetmek istemiyordum.

Batuhan, abim. Gitmişti. Evet gitmişti. İki ay önce. Ona kızmıyordum. Kızamıyordum. 4 ay boyunca yanımda olmuş ve beni geceleri teselli etmişti. Batuhanın hiraya olan aşkını duyduğumda şaşırmıştım. Sinirlenmiştim. Bilmiyorum neden ama sinirlenmiş ve Batuhan ile bir hafta konuşmamıştım. Şuan ise Amerika'sına geri dönmüş orada yaşıyordu. Nerdeyse hergün beni arıyor ve, kuzey ile fazla yakınlaşmamamı söylüyordu. Gerizekali.

Kuzeyin arabası görüş alanıma girdiğinde, saçlarımı düzeltim ve arabaya doğru yürümeye başladım.

Hayatım monotonlaşmıştı. Sabah okulda, öğlen birşeyler yapmaya, yada Hira'nın mezarına giderdim, akşamlara yemek yer ve dizi izlerdim, geceleri ise beni uyku tutmazdı. Artık ağlıyamıyordum, sadece kalbimde bir acı oluşuyordu, beni uyutmayan.

"Ne o? Nerelere daldın yine güzelim?"

Kuzeyin sesini duyduğumda gözlerimi devirdim. Herzaman beni düşüncelerimden ayırıyordu. Mal işte.

"Ya yine ne var?"

Arabanın arkasına bindim ve kapıyı hızla çarptım. Önümde oturan Berkay bana muzipçe gülümsüyordu, omuzuna birtane geçirdim. Buda başka bir öküzdü.

"Oha kızım kırsaydın!"

Kuzeyin tıslaması ile birazdan atışacağımızı biliyordum. Berkayda bunu anlamış olacak ki, keyifle arkasına yaslandı.

"Sanane! Sanane! Kırarım! Sana mı sorucam?"

Kapıya geçirdiğim yumruk karşısında Berkay gülmeye, kuzeyde burnundan solmaya başladı.

"MİNA! Bak aşkım, neden öyle yapıyorsun?"

Aşkımmış, beni kandıracak sanki salak. Ama böyle bakınca çok tatlı oluyor ya. Kıyamam ki ben sana.

Değişim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin