Başımı ellerimin arasına aldım ve ovalamaya başladım. Büyük bir hata yapmıştım. Mina'nın beni fark etmesi ve görmesi, tamamen benim suçumdu. Onun şuan tehlikeye atıyordum. Gözlerimi Minadan çektim ve bize doğru gelmekte olan garsona çevirdim."Teşekkürler."
Mina'nın bakışları yeniden beni bulurken, sanki inanamıyordu benim burada olduğuma. Minaya kızamıyordum, onun özlem dolu bakışını gördükten sonra.
"Hira hala inanamıyorum. Bu gerçekten sensin. Şuan karşımda oturuyorsun değil mi?"
Mina'nın sorusuna karşılık, gülümsedim. Ne kadar çok özlemişim. Kardeşim dediğim kız, şuan bana gözlerini açmış merakla dinliyordu.
"Evet gerçeğim Mina."
Aklıma Leyla'nın gelmesi ile moralim birden bozuldu. Benim küçük bebeğime ne demişlerdi? Üzülmüş mü? Ağlamış mıydı?
"Mina, leyla nasil?"
"Iyi, senin öldüğünü bilmiyordu. Annen ona küçük bir iş için yurtdışına çıktığını söyledi. Fakat seni özledigi için arada ağlıyor."
Kıyamam ben kızıma. Çok özlemiştim leylayı. Bana anne demesini, parlayan gözlerini ve gülümsemesini. Leylayı tehlikeye atmak istemiyordum. Hemde hic. Bu yuzden onun ile görüşmeyecektim.
"Kıyamam ben ona. Arada bir yanına git olur mu?"
Gülümseyerek çayından bir yudum alip kafasını 'tamam.', der gibi salladı ardından yanında duran sigara paketinden iki tane sigara
çıkardı. Birisini bana verirken, diğerini kendi ağzına koydu. Çakmak ile yaktığı sigaranın dumanını içine çekerken onu izliyordum.
"Nezaman başladın?"
"Sen gittikten sonra. Öldüğünü sanıyordum, cenaze törenin bile yapıldı. Kendi gözlerim ile gördüm. Hala yaşaman nasıl mümkün olur? Aklım almıyor."
Sigaramdan derin bir nefes çektim. Dumanı cigerlerime ulaşırken, genzim yanmaya başladı. Geri kalan dumanı dışarı üflerken, etrafı tarıyordum. Geldiğimden beri on kez etrafı kontrol etmiştim. Kimseye gözükmek, kameralara görüntülenmek istemiyordum. Birde başıma bu belaya alamazdım.
"Mina. Çok uzun bir süre uyutuldum. Yaklaşık 2 ay bir süre uyuduktan sonra, günün birinde uyandım. Kendimi eski bir odanın içinde ki yatakta yatarak buldum. Karşımda ise tanımadığım bir adam, koltukta uyuyordu. İlk başta ne olduğunu hatırlayamadım. Fakat sonra anılar bir bir beynime akın etti."
Yaşadıklarım gözümün önünden geçerken, titredim. Kötü zamanlar geçirmiştim. Bazı geceleri uyuyamazdım. Sürekli kabus görür ve çığlık atarak uyanırdım. Bazen çektiğim işkenceden vücudum kendine yenik düşer ve bayılırdım.
"Peki sonra? Hira bu zamana kadar neden ortaya çıkmadın? Neredeydin, kiminle idin?"
"İntikam için Mina. İntikam."
****
Mina;
Yatığım yatakta bir sağa bir sola hareket ediyordum. Gözüme bir türlü uyku girmiyordu.
Hira yı düşündüm. Neler çekmişti benim canım arkadaşım. Onun yanında olmadığım için kendime lanet ediyordum. Sevinmiştim, üzülmüştüm. Hira yı gördüğüm için sevinmiştim, yaşadığı için sevinmiştim. Üzülmüştüm, kahretsin ki. Çektiği acılar, yaşadığı şeyler için.
Yatığım yerden kalktım ve banyoya dogru adım attım. Sıcak ayaklarım soğuk parkeye değdiği an içim ürperdi. Banyoya vardığımda ışığı açtım ve kendimi incelemeye başladım. Mutlu görünüyordum. Günler, haftalar, aylar sonra ilk defa gerçekten mutlu gözüküyodum. Aynada kendime uzun bir süre baktıkan sonra musluğa dogru eğildim ve suyu açtım. Soğuk su yüzüm ile buluşurken, yeniden doğmuş gibi oldum. Banyodan çıktıktan sonra yatağa geri döndüm. Yarin okul vardı uyumak zorundaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Değişim
Genç Kurgu'Her ne kadar oyunun küçük bir intikam gibi gözüksede, içi çok daha karışık ve çok daha büyük bir şey Yüce. Bu yolda kimseye güvenme, babana bile. Bu şekil düşün; bu yol karanlık, gece gibi ama her gece gibi bunun da bir sonu var. Güneş doğduğunda...