24 φ

1.7K 114 108
                                    

Jungkook göz yaşlarını elinin tersiyle sildi ve önünde ki kitabı yere fırlattı. Anlamıyordu. Yapamıyordu. Matematikten nefret ediyordu ve 6 gün sonra sınavı vardı.

Jimin sırf çalışması için onu kendi evine bırakmış üç gündür de sadece iki saatliğine uğruyordu. Jungkook onu özlemişti. Üç günde toplam 6 saat görmek az dı.. Ki o 6 saatin en az 3 saati öpüşüp birbirlerini ellemek ve sarılmakla geçiyordu.

Jimin'i istiyordu ve ağlaması bu gün ki 7. Seferiydi. İki saat aralıksız ağladıktan sonra çalışmak için hazırladığı tüm kağıtları yırtmış, kalemlerini kırmış ve defterin tellerini sökmüştü.

Cidden özlemi had safhadaydı. Zaten yapamdığı matematik şimdi katlanılmaz olmuş daha da nefret etmesine neden olmuştu.

Hızla çalışmak için oturduğu masadan kalktı ve telefonunu çıkarıp Jimin'i aradı.

Üzerinde bile Jimin'in gömleği vardı. Kokusuna alışmış olması saatlerce onu istemesi için bir etkendi. Bu yüzden gömleğini almış ve özlemi biraz bastırmaya çalışmıştı ama nafile.

"Jimin *hıgk* gel lütfen"

-Jungkook sınava çalış. Ağlıyor musun sen?

"Yah! Banane çalışmayacağım işte."

-Az önce bana bağırdın mı?

"Özür diğerim... Ama o soktuğumun sınavından kaç alacağım umurumda bile değil."

-Soktuğunun ha? Küçük velet... Geliyorum. Kapa telefonu ve ben gelene kadar kafanı kitaptan kaldırma.

Jungkook mutlulukla gülümsedi. Hala göz yaşları akıyordu ama mutluydu.

"Tamam."

Telefonu kapatıp koltuğa oturdu ve kafasını kitaba gömmek yerine gömleğe sarılıp koklamaya başladı. Resmen kaç gecedir gözüne uyku gitmiyor derslerde ki uykuyla geçiniyordu. Jimin'se sınava çalışması için ona seçenek sunmuştu.

'Ya çalışırdı yada çalışırdı.' Başka seçenek mevcut değildi.

Jungkook yarım saatlik bekleyişin sonunda kapının çalmasıyla koltuktan fırlamıştı. Hızla kapıya koşturdu ve kapı koluna resmen saldırarak o kapıyı açtı. (Ne kadar kapılı bir paragraf)

Jimin nefes kesici görüntüsüyle ona bakarken Jungkook içeriye girmesine fırsat vermeden üzerine atlayıp bacaklarını beline doladı.

Sıkıca sarılıp nefessiz kalmasını sağlamış bile olabilirdi.

Jimin kucağında ki çocuğu gülerek tuttu ve eve girdikten sonra kapıyı ayağının tekiyle kapattı.

"Bebeğim senelerdir görüşmüyor değiliz."

"18 saat az değil Jimin."

"Ders çalışman gerek."

"Hayır."

"Evet! "

"Hayır! "

"Masaya mı yatırılmak istiyorsun tekrardan?"

"Yok... İstemiyorum da... Şey.. Çalışmasam ha?"

"Hangi ders bu? Neden istemiyorsun çalışmak?"

Jimin koltuklardan birine ilerledi ve kucağında ki çocukla yavaşça oturdu.

"Matematik. Ve anlamıyorum. Çok zor Jimin. Çalışmayayım."

"Bana bak Jeon."

Jimin çocuğu göğüsünden zorlukla ayırdıktan sonra çenesini kavrayıp kendine bakmak için zorladı.

◀Only We // JiKook▶Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin