13 φ

1.8K 147 47
                                    

Jungkook boynunda hissettiği dil ve üstündeki tişörtü çıkaran ellerle kollarını kaldırdı ve tişörtün çıkmasına yardım etti.

Sırtı soğuk tezgahla buluştuğunda titremesine engel olamamıştı. Boynunda farklı boyutlarda izler çıktığına emindi çünkü yaklaşık 5 dakikadır Jimin boynunu emiyordu.

Belinde yavaş yavaş hareket eden ellerle birlikte Jimin'in bacaklarının arasına yerleşmesine izin vermişti.

Jimin tam olarak kendinde sayılmazdı ki hayalini kurduğu bir şeyi yaşıyordu ve kendinde olsa bile devam ederdi.

Dudaklarını, emmeden önce bembeyaz olan boyundan ayırdı ve Jungkook'un dudaklarına tekardan bastırdı.

Bir erkeği öpmek ilk defa ona bu kadar güzel geliyordu ve onun acemiliği hoşuna gitmişti.

Jungkook'sa yaşadığı ani duygularla kendini kaybetmişin bir alt seviyesindeydi..

Jimin geri çekildi ve soluklandı. Nefesi Jungkook'un yüzüne çarparken gözleri gözlerini araştırıyordu.

"B-biz..."

"Öpüştük."

"Bu doğru mu?"

"Bir erkeği öpmenin yanlış olup olmadığını mı soruyorsun yoksa ikimizin öpüşmesinimi?"

"Ben....ikisi de.."

"Bir erkeği öpmek yanlış değil. Ve ikimizin öpüşmesi de."

"A-ama sen ve ben...biz.."

Jimin, Jungkook'un gözlerinin dolmasıyla yanlış bir şey yapmış olduğunu düşünmüştü. Alt dudağı titremiş ve ağlamamak için direndiği belliydi.

"Ben böyle hissetmek i-istemiyorum Jimin... sen beni sevmiyorsun ve biz öpüştük..k-kullanılmış gibi hissedeceğim.."

"Kullanılmış gibi hissetmeyeceksin Jungkook. Buna izin vermeyeceğim."

"Sürekli peşinde dolaştırıp durduğunda kullanılmış hissetmeme engel olmuş sayılmıyorsun."

"Kapa çeneni velet. Benim ne hissettiğimi nerden biliyorsun ki sen?"

"Sen Jimin'sin..çok parası olan, mutlu olmasa bile insanları döverek mutlu olmaya çalışan sen...dövdüğün beni nasıl sevmeyi planıyorsun?"

"Seni sevmeyi planlamıyorum Jungkook. Ben seni zaten seviyorum. Bunu ne zamandır düşündüğümü bilmiyorum ama kendime itiraf etmem zor oldu. Bir kaç günki liseli kızlar gibi tiriplerim bu yüzdendi."

"Sana inanmıyorum."

"Bana inanmıyor musun Jungkook?"

"İnanmıyorum."

"Seni inandırmamı ister misin?"

"Nasıl yapacaksın?"

"Gel benimle.."

Jimin Jungkook'un üzerinden kalktı ve onuda kaldırarak oturma odasına yöneldi. İçeri girdiğinde büyük orta sehpanın üzerinde duran telefonunu aldı ve koltuğa oturdu.

Jungkook yavaşça otururken Jimin'in kaslarına ve belirgin olan köprücük kemiklerine bakıyordu.

Tanrı aşkına o çok ateşliydi. Yüzü kadar vücudu da güzeldi ki Jungkook daha önce onu hiç bu şekilde görmediğinden garip hissediyordu.

Yani evet kaslarını görmüştü ama bu şekilde değildi..

Jimin bir süre telefonunu kurcaladıktan sonra aradığı şeyi bulup Jungkook'a gösterdi.

◀Only We // JiKook▶Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin