14. Bölüm: BEKLEMEK GÜZELDİR!

30.9K 1.5K 161
                                    

Bölüm Şarkısı: Yirmi7 - Sokak Lambası (bölüme cuk mu oturdu ne? 😍😍😍)

Multi: Aziz ❤ Rojda

Keyifli Okumalar; SEVGİLERLE ❤❤❤

14. Bölüm

Aziz duydukları karşısında derin bir nefes aldı. Rojda'nın kendisine karşı bir şeyler hissettiğinin farkındaydı ama bu boyutta bir şey beklemediği aşikardı. Hiçbir şey demeden elinin üzerindeki genç kadının elini tuttu ve onu da ayağa kaldırdı. Unuttuğu bir şey vardı ve onu yapmalıydı. Genç kadın sesini bile çıkarmadan Aziz'in peşi sıra yürüyordu. Odadan çıkıp merdivenlerden aşağıya indiler. Aziz elinde bavulu ile kapıdan çıkmak üzere olan Nesrin'e seslendi.
"Dur orada!"
Orta yaşlı kadın ne olduğunu anlayamasa da bir umutla Aziz'e döndü. Yüzünü mahçupça öne eğerek konuştu;
"Buyur ağam?"
"Hadi ben unuttum da, sen koskoca kadın benim karımdan özür dilemeyi nasıl unuttun?"
Nesrin ikinci bir şaşkınlıkla genç adama ve biraz arkasında elini tutan karısına baktı. Aziz oluşan sessizlikten sıkılarak homurdandı.
"İşim gücüm var benim! Özrünü dile ve bir daha bu konağın kapısından bile geçme!"
Rojda, boşta kalan eliyle Aziz'in koluna dokundu.
"Gerek yok, lütfen..." diye mırıldandı. Aziz, genç kadının elini daha da sıktı.
"Hem sana dul gelin dediği için hem de seni bir hizmetçi gibi çalıştırdığı için özür dileyecek bu kadın, işte o kadar!"
"Gelin ağam ben hata ettim, senin bu konakta baş tacı olduğunu unuttum. Ben... Özür dilerim."
Nesrin söyleceklerini yarı kinaye ile söyledi ve ardından konaktan çıktı. Bu işin burada kalmayacağını kendine hatırlatmayı da ihmal etmedi; 'Keser döner, sap döner. Gün gelir hesap döner, dul gelin!'

Aziz kapanan kapının ardından Rojda'ya delici bir bakış attı. Genç kadının elini yavaşça bıraktı ve çalışma odasına yöneldi. Odadaki dosyalarını aldı, genç kadına bir an bile bakmadan konağın kapısından çıktı gitti. Rojda giden adamla beraber şaşkınca bir süre avluda durdu. Ona ilan-ı aşk etmişti ancak genç adam genç kadını bırakıp gitmişti...

Zara ve Akif Mirza kahvaltıdan sonra genç kadının ailesinin evinden vedalaşarak ayrılmışlardı. Sessiz geçen bir yolculukla konağa gideceklerini düşünen genç kadın, kocasının başka bir yola sapmasıyla ona baktı.
"Nereye gidiyoruz?"
Genç adam kısa bir an bakışlarını Zara'ya çevirdi; "Vedalaşmamız gereken biri var," dedi. Zara bu cevaptan sonra daha da soru sormadı. Mezarlığa giden yola girdiklerindeyse sorunun cevabını almış oldu. Akif Mirza sakinlik içinde arabayi park etti.
"Bak köşedeki çeşmenin yanında boş şişe var, ona su doldurursun."
"Sen gelmiyor musun?"
"Hayır, seni burada bekliyorum." diyerek bakışlarını mezarlığa çeviren genç adama baktı Zara ve bir şeyi daha net anladı. Ömrü hayatında bu adamın ne yapmak istediğini asla anlamayacaktı. Arabanın kapısını açıp indi ve kocasının dediğini gibi çeşmeden su doldurup az ilerideki ablasının mezarına yürüdü. Araba mesafesinden biraz uzak olsa da genç adamın keskin gözleri minik karısını görmeye yetiyordu.

Zara önce toprağı güzelce suladı ardından elleriyle mezar taşına dokundu.
Dilan Balcan
1994-2016
Mezar taşı bile genç kadının gözlerini yaşlarla doldurmaya yetmişti. Ablasının ruhuna bütün bildiği duaları okudu. Konuşmak istiyordu, ablasının duyacağına inanarak bir şeyler söylemek istiyordu ama zordu. Çok zordu! Yaşadığı şeyler için hem ablasını suçluyordu hem de kıyamıyordu. Kim sevmediği bir adamla evlenmek isterdi ki? Akif Mirza, Dilan'ı çok sevmiş olsa da Dilan sevememişti ama neden evlenmeyi kabul etmişti, neden? Hem kabul edip hem de düğüne iki gün kala kaçmak da neyin nesiydi? Ya Zara ne olacaktı? Kardeşini hiç düşünmemişti ya da böyle bir töreye kurban gideceğini hesap edememişti. Zara'nın durumu belki de kara toprakta yatmaktan bile zordu. Çünkü Zara kocası tarafından ne seviliyordu ne de kocasını seviyordu.

Aşka Emanet [FİNAL OLDU]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin