Aşka Emanet [FİNAL OLDU]

27. Bölüm: NİGAR HANIM

Merhabalar :) :)
Uzun zamandır yoktum biliyorsunuz, bu bölüm inşallah telafi eder ;) ;)
Finale 6 bölüm kadar kaldı tahminimce şimdiden haberiniz olsun, inşallah bu bir ay içinde bölümler hız kazanacak nazar değmez ise :)

Siyah Beyaz Aşk dizisiyle ilgili bir sürü mesaj aldım. Evet bizim karakterlerden ikisi başrol. Ben Zara için aslında ilk Birce'yi düşünmüştüm ilk yazmaya başlarken ancak küçük bir kız lazımdı yoksa baya yakışıyorlar İbrahim aşkımla 😍 o yüzden Birce ile de Murat olsun istedim zaten başka bir dizide de beraber oynamışlardı :) sba'ya gelirsek, çok izleme fırsatım olmadı diziyi ancak kimyaları baya uyuşmuş gördüğüm kadarıyla 🤗 İbrahim Çelikkol'un zaten eskiden beri hayranıyım inşallah bol reytingli devam eder dizileri :)

Keyifli okumalar 🤗🤗

Bölüm Şarkısı: Can Bonomo - Kal Bugün

27. Bölüm

Helin şirkete uğramış imzalaması gereken dosyaları imzalamıştı. Toplantısı olmadığı için şirketten çıkmaya hazırlanırken Akif Mirza'nın yanına uğradı. Kapıyı tıklayıp içeri girdi.
"Oo, büyük patron naber?" dedi ve yanlış bir şey söylemiş gibi eliyle ağzını kapattı. Ardından; "Ay pardon ya, büyük satıcı diyecektim!" diye ekledi.
Akif Mirza yüzündeki gülümseme ile genç kadına oturması için işaret verdi.
"Anlaşılan hamilelik sana pek yaramamış. Hala huysuzsun..."
"Ha, ha, ha!" diye yalandan kahkaha attı; "Komik mi?"
"Niye bana bu kadar kızgınsın Helin? Gördüğüm kadarıyla Afran ile aran oldukça iyi!"
"Neden mi kızgınım? Beni istemediğim halde ve hatta düşünmeme bile fırsat vermeden ona verdin!"
Akif Mirza kendi çenesini sıvazlayarak; "Çok ikna edici konuştu. Ve itiraf etmeliyim ki ilk defa biriyle yumruklaşırken bu kadar zevk aldım."
"Pisliksin ya! Oğluma bu yaptıklarının hepsini anlatacağım, ikinize de düşman büyüyecek!"
Akif Mirza'nın yüzü bir anda ciddileşti;
"Oğlan mı?" diye sordu heyecanla. Helin ise yüzündeki memnun gülümsemeyle daha belli olmayan karnını okşadı.
"Yok, belli değil ama içime öyle doğuyor..."
Akif Mirza yerinden kalktı ve Helin'in oturduğu koltuğun arkasına geçti. İki eliyle yumuşakça genç kadının omzunu sıktı ve kafasından öptü.
"Sağlıklı olsun da gerisi hiç önemli değil," dedi. Helin de omzunda duran genç adamın elinin üzerine elini koydu.
"Kesinlikle.." dedi ve ayaklandı.
"Ben gideyim artık, canım bildiğin kıymalı poğaça istiyor..." dedi yutkunduktan sonra devam etti; "böyle bol soğanlı falan..."
Akif Mirza, Helin'in yüzünün aldığı şekle gülerek;
"İyi de sen soğan sevmezsin ki?" dedi.
Helin omuz silkti; "Artık seviyorum!"