28. Bölüm: İYİ Kİ İYİKİMSİN!

20.7K 1K 85
                                    

Bölüm şarkısı: Mevsimlerden sonbahardayım

Ben yorum özledim yaa, beğenin ve yorumlar paylaşın benimle artık uzun zaman oluyor beni etkileyen yorumlar okumayalı 💜 (2000 kelimelik yb yazdım o kadar ;) )

Keyifli Okumalar; Sevgilerle


28. Bölüm

Ayrılıkların adı veda olduğunda başlar özlem. En çok da kalan özler gideni. Zara gözlerindeki kurumaya inat eden gözyaşlarıyla ablasına bakıyordu.
"Gidiyorsun..." dedi. Fısıltı gibi çıkan sesine inat Dilan, kardeşini duymuştu. Zara'nın omzuna dokundu ve;
"Gidiyorum..." dedi. Zara'nın yanağından süzülen yaşı silip ekledi; "Bizim seninle yollarımız hep ayrıydı zaten Zara!"
Zara titreyen dudaklarına inat; "Öyle deme abla.." dedi. Dilan yüzündeki buruk tebessümle şiş karnının elverdiği şekilde küçük kız kardeşine sarıldı.
"Öyle ablacım, bunu değiştiremeyiz. Ama yeniden başlıyoruz bir şeylere... Seni seven, sana değer veren bir kocan var hayat en azından bu yüzüyle güldü sana. Lütfen bunların kıymetini bil..."
Zara kafasını usul usul salladı. Sormaktan korktuğu sorulardan birini sordu;
"Bi... bi daha ne zaman görüşürüz abla?"
Kardeşinin bu sorusuyla titreyen Zara kardeşinin yanağından öptü ve Zara'nın elini alıp kendi şiş karnına koydu.
"Bilmiyorum ablacım ama bunu hisset ve yiğenini unutma. Çünkü Allah izin verirse bir dahaki görüşmeye ikimizi birden göreceksin!"
"İnşallah ablacım, inşallah..." dedi ve ablasının karnını okşadı. Ardından eğilip ablasının karnını öptü. Yiğenine hitaben konuştu; "Prenses teyzeni unutma tamam mı, seni bekliyor olacağım..."

Zara ve Dilan kendi aralarında konuşmaya devam ederken Akif Mirza ile Serkan'da bahçenin köşesinde konuşuyorlardı. Kadınlara belli etmeden montunun cebinden bir hesap defteri ve kart çıkarıp Serkan'ın cebine sıkıştırdı. Serkan cebine elini attı; " Abi bu ne?" diye sordu. Akif Mirza cebindekileri çıkarmasına izin vermeyerek genç adamın elinin üstüne elini koydu.
"Lazım olur Serkan... Gurbete gidiyorsunuz sonuçta ve Dilan hasta."
"Abi benim param da pulum var çok şükür. Yeter evelallah!"
"Oğlum sana paran yok diyen mi oldu! Lazım olursa kullan, kullanmaya ihtiyacın olmazsa da o para yiğenimizin geleceği için birikecek!"
"Abi ben ne diyeceğimi bilmiyorum..." dedi Serkan. Akif Mirza'ya nasıl teşekkür etse bilemedi ya da özür borcu da olabilirdi. Akif Mirza ise genç adamın sıkıntısını anladı. Elini Serkan'ın omzuna koydu ve sıvazladı.
"Kader diyeceğiz, nasip diyeceğiz ve önümüze bakacağız artık! Sizi gavur memleketlerde uzun süre bırakmaya niyetim yok ama biraz zamana ihtiyaç var Serkan. Bu süreçte önce Dilan ve bebeğine sonra da kendine çok iyi bak!

***

Zara uzun uzun vedalaşmaların ardından arabayla giden ablasının arkasından su döktü. Gözleri hala yaşlıydı ve hala ağlamaya devam ediyordu. Helin bulanan midesini bastıramadığı için eve girip lavaboya koştu, Afran da genç kadının peşinden gitti. Akif Mirza ve Zara yalnız kalmışlardı evin önünde. Genç adam, kollarını kendine dolayıp içli içli ağlayan minik karısını bir süre izledi. Ardından yanına gidip ensesinden yakaladığı kadını kendi sinesine hapsetti. Zara duyumsadığı keskin kokuyla ellerini kendi bedeninden çözdü ve kocasına sıkıca sarıldı.
"Gitti.. gittiler. Yine kolum kanadım kırık kaldım..."
Akif Mirza sert duruşunu bozmamaya dikkat ederek karısının kafasından öptü.
"Senin kolun kanadın kırık değil! Sen Zara Eroğlu'sun, yanında hep ben olacağım ölene kadar!"
Duyduklarıyla derin bir nefes çeken genç kadın çocukça; "Söz mü, yemin et?" dedi. Basit şeylerdi belki bunlar ama Zara'nın bunları duymaya çok ihtiyacı vardı.
"Söz yavru ceylanım, masumiyet kokulum..."

Aşka Emanet [FİNAL OLDU]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin