Aşka Emanet [FİNAL OLDU]

31. Bölüm: UĞRUNA ÖLÜNECEK BİR KADIN!

Bölüm Şarkısı: Duman - Her şeyi yak

Elimden geldiğince yazıyorum finale de 3 bölüm kaldı hayırlısıyla. Bende bir an önce bitirmek istiyorum hikayemi. Çünkü benim için bir hikayeden daha fazlası. Yarım kalmış bir iş oldu artık. Neler yaşadığımı bi ben bi Allah biliyor lütfen bilip bilmeden yazmayın bana geç yazmamla alakalı. Saygı çevresindeki tüm eleştirilere açığım ama saygısızlığa tahammülüm yok. Saygıyla beni takip eden, hikayemi okuyan ve oy verip yorumlarını esirgemeyen okuyucularıma selamlar olsun 🤗🤗🤗

+200 oy ve +100 yorum sınırı var

Keyifli okumalar; Sevgilerle

31. Bölüm

"Sensiz nefes alamıyorum Begüm, bir yıl çok uzun bir ayrılıktı kadınım. Ve ben seni yeniden bulmuşken bırakamam!"
"Benim Begüm olmadığımı biliyorsun Erhan!" dedi. Erhan hoca gülümsedi çünkü genç kadın ona ilk defa adıyla sesleniyordu.
"Bilmek istemiyorum küçüğüm..." dedi ve elini genç kadının yanağından alıp kahküllerine daldırdı. "Ben senden kendime yeni bir Begüm yaratıyorum, buna alışsan iyi olur!"
"Geçmişimi ne yapacaksın? Ben sana ait değilim Erhan. Ben kendi hayatıma geri dönmek istiyorum!" dedi genç kadın.
"Geçmişini yok edeceğim Zara!" diyen Erhan hoca cebinden çıkardığı telefonla son aranan numarayı çevirdi. Hoparlöre aldı ve çalan telefon ikinci çalışta açıldı.
"Lan, şerefsiz herif!" diyen Akif Mirza'nın sesiyle birlikte Zara nefesini tutup Erhan hocaya dikti bakışlarını.
Kendinden emin duruşu ve yüzündeki kısmi zaferle genç kadına baktı.
"Ve seninle yeni bir gelecek kuracağız küçüğüm..." diye ekledi.

Erhan hocanın sözleri kulaklarında uğultu şeklinde yer edinirken asıl duyduğu ses kocasına aitti. Telefonun diğer ucunda sinirden nefes nefese olan bağırarak konuşan Akif Mirza'ya.
"Ne saçmalıyorsun pezevenk!" diyerek telefonun diğer ucundan adeta kükreyen adamla kendine geldi genç kadın.
"Mirza..." derken sol gözünden akan yasa engel olamadı. Kocasına en çok 'Mirza' demek hoşuna gidiyordu, onun Mirzası'ydı...
Akif Mirza ise adını günlerdir göremediği, hasret kaldığı karısından duyunca derin bir nefes aldı.
"Korkma, seni o şerefsizin elinden kurtaracağım Zara'm!" dedi genç adam. Kendinden emin görünüyordu. Ne pahasına olursa olsun karısını o şerefsizin elinden kurtaracaktı. Sonu ölüm bile olsa.

"Cık cıkk," diyerek yalandan kınadı Erhan hoca. "Koskoca ağa bozuntusuna argo konuşmayı hiç yakıştıramadım doğrusu!"
"S*ktirtme argonu bana!" diye bağırdı Akif Mirza. Sinirden ve öfkeden kıpkırmızıydı.
"Sakin ol koca oğlan! Oradan ahkam kesmek kolay değil mi?"
"Adresi ver tependen tırnağına akşam keseyim senin! Gücün sadece bir kadına mı yetiyor?"
"Bir kadın değil, Begüm o!"
Akif Mirza derin bir nefes aldı.
"O Begüm değil! O benim karım, Zara'm!"

Erhan hoca delice bir kahkaha attı.
"Zara'n öyle mi? Ölen Dilan'ın yerine koyduğun kadın?" dedi sorgularcasına. Akif Mirza da Zara da bağıra çağıra Dilan ölmedi, yaşıyor demek isteseler de sanki anlaşmış gibi sustular. Bu adam zaten gereğinden ve haddinden fazlaca şey biliyordu.
Her kelimesini vurgulayarak; "Ben. kimseyi. kimsenin. yerine. koymadım!" dedi genç adam.
Erhan hoca onu duymazdan geldi.
"Aslında seninle ben çok benziyoruz birbirimize Eroğlu. İkimizde kaybettiğimiz kadınların yerine onu koymaya çalışıyoruz. Çünkü o boşluğu sadece o doldurabilir gibi," dedi ardından genç kadının kafasına eğildi ve derince kokusunu soludu. Gözleri ondan izinsiz kapanmıştı bile.
"Çünkü Zara bunun için var gibi." dedi ve genç kadının ağlamaktan kızaran gözlerinin içine, bakabildiği kadar en derine baktı.
"Çünkü ikimizde gözleri her daim hüzünlü bakan bu masum kadına delice muhtaçız be Eroğlu!"
Zara, genç adamın kendisinden bir eşya bir mal gibi bahsetmesine çok sinirlenmişti.
"Ben bir kadınım, bir onurum gururum var! Beni bir malmışım gibi sahiplenemezsin! Beni bir başkasının yerine koyamazsın!" dedi genç kadın sertçe. Erhan hoca da aynı sinirle telefonu işaret etti.
"O koyunca sıkıntı yok ama ben koyunca mı sıkıntı!"
"Ben karıma aşığım Erhan! Canımı iste vereyim yeter ki onun saçının teline bile dokunma!"
Erhan hoca Akif Mirza'nın söyledikleriyle buz kesti. Zara'nın ise yüzünde buruk bir tebessüm vardı. Akif Mirza ona aşıktı demek. Ne zamandan beri?