BÖLÜM 27 (Hoşgeldin,Sevgili...)

656 74 51
                                    

Pplaylist:Alex Turner-No Busses

Uzun ince elektrik direğine yaslamıştı bir omzunu. Yamuk duruyordu. Ağzında bilindik bir sigara, karışık saçlar... Donakaldım o an. Ne çok benziyordu Rüzgar'a? Kafayı yiyordum ya da...Beni görünce o da aynı şaşkınlıkla baktı suratıma. Dudaklarından çekti sigarasını,parmakları arasına sıkıştırdı. O parmakları arasında sıkıştırdığı sigara gibi kalbim sıkıştı benim de.Dış kapının eşiğinde,beyaz dantel geceliğim,çıplak ayaklarım ve dağınık saçlarımla karşımda duran Rüzgar'ın kopyasına bakakalmıştım. Çekemiyordum kendimi.Daha fazla duramadı adam... Sigarasını fırlattı hızla bir köşeye. Adımları hızlandı. Çok hızlandı. Bana doğru geliyordu. Önünden bir araba geçti ama engel olamadı bize. Aramızdaki mesafe bir türlü kapanamıyordu.Oysaki çok yakındık... Merdivenleri neredeyse koşar adımlarla çıktı ve bana ulaştı. Tek eli anında ensemi kavradı ve hiç düşünmeden dudaklarını dudaklarıma bastırdı. O an anladım gerçekliğini. O buradaydı. Ve tam da şuan da beni öpüyordu. Gözlerimi kapatarak teslim oldum dünden razı. Dudaklarımız 16 gün geçmiş gibi kenetlendi birbirine uzun uzun... En sonunda oksijen almak için benden ayırdı. Alnını alnıma yasladı, nefes nefese. Gözlerime baktı öldürmek istercesine beni.Tam ağzımı açacakken eli ile kapadı dudaklarımın üzerini,

''Sakın konuşma.'' dedi, ''Sadece sana kaçmak istedim. İstersen giderim. Ama şimdi kızma lütfen. Sonra kızarsın. Olur mu?'' Bir şey diyemedim ama bunu hatırlatınca gerçekten öfkeli olduğumu hissettim. Gözlerini kapadı bende dinlenmek ister gibi. Birden kendimi çekip omzuna vurdum sertçe. Geriye doğru sendelendi,boşluğuna geldiği için. Şaşkınca suratıma bakınca bir kez daha vurdum dişlerimi sıkarak,

''Beni terk ettin sen!'' diye haykırdım boş,karanlık sokakta sesim yankılanırken.Köpek havladı iki üç kere. Bir kez daha vurdum. Bir kez daha... Bir kaç kez...daha. Tepki vermiyordu. Öylece yüzüme kenetlenmişti güzel gözleri. Ben ise zor tutuyordum kendimi ağlamamak için. Bir kez daha vuracakken elimi havada yakaladı. Diğeri ile vurmayı deneyince, aynı şekilde diğerini de yakaladı. Savunmasız bir şekilde baktım gözlerine.Tuttuğu ellerimi kendi boynuna sardı. Bacaklarımı tek hamlede kavrayıp,beline doladı düşünmeden.Kucağındayken gözlerini gözlerimden saniyelik ayırmadı. Boş sokağa doğru adımladı. Beni taşırken zorlandığını o an anladım...Tırnaklarımı sinirden ensesine batırdığımı da gözlerini sıkı sıkı yumuşundan... Sokak ışığı yüzüne vurdu,traş edilmemiş sakalları belirdi suratında. Tuhaf oldum...Ben yokken uzatmıştı demek ki...Daha çok batırdım tırnaklarımı ensesine. Benim canımı nasıl yaktıysa onunki de öyle yansın istiyordum galiba...Sesini çıkarmaması beni daha çok tetikliyordu. Boş sokakta yürüdük öylece.Ya da...daha doğrusu o yürüdü...Ben kucağında onu izledim.Belinden kayan ayaklarımı toplayıp tekrar kalçasının üzerine yerleştirdim,

''Zayıflamışsın.'' dedim tek seferde.Yüzüme kısa bir bakış atıp,omzunun üzerinden yolu takip etmeye devam etti,

''Nereden çıkardın bunu?''

''Beni eskisi gibi taşıyamıyorsun.''

''Hafife mi alıyorsun sen beni?'' 

''İndir.'' 

''Hayır.''

''İndir beni.''

''Olmaz.''

''İndir dedim.''

''Ayakların çıplak farkında mısın?''

''Üşümem.''

''Üşürsün diye değil.''

''Neden öyle ise?''

''Yürüyemezsin diye.''

''Neden yürüyemeyecekmişim?''

MANASSEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin