Dolunay'ın Doğuşu

34.4K 1.8K 413
                                    


Gittikçe büyük bir aile oluyoruz sizleri çok seviyorum beni onurlandırıyorsunuz gururlandırıyorsunuz
Herşey için sağolun.

Neyse ben sizi daha fazla tutmuyum iyi okumalar :)))





"...çok özür dilerim ama size Uras'la mutluluklar"

Dıt dıt dıt...

Gözlerimden yaşlar süzülmeye başlamıştı yanlış anlamıştı
Anlatmama izin dahi vermeden de kapatmıştı.
Böyle şeylerin hep benim başıma gelmesi Nasıl mümkün olabilirdi ki
Allahım kafayı yemek üzereyim.
Daha dün birlikte çok güzel vakit geçirirken şimdi resmen birbirimize yabancı gibiydik
Şimdi onu da bulup anlatamazdım ki.
Anlatmak kolaydı da ya onu bulmak?
Onu bulmak en zor şey gibiydi şu an.
Kendimi yatağa gelişi güzel atıp gözlerimi yumdum ama bu göz yaşlarımın akmasını engelleyemedi.
Bitik hissediyordum...

Kapının çalmasıyla kendime geldim.
Hemen ayaklanıp gözyaşlarımı sildim Doğuş gelmişti kesin zaten o beni bırakamazdı ki!
Üstümü ve saçlarımı da düzeltip kapıyı açtım.
Ama...
Ama karşımdaki kişi Doğuş değildi ki!
"Bu gün okulda hiçbişey yemedin biliyorum ki açsın.
Aç yatman içime sinmedi bende sana bişeyler getirdim."
Diyip otuz iki diş sırıtan Uras'a  dikkatle baktım.
Yanaklarımdaki ıslaklık yeniden yerini aldı.
"T.teşekkürler"
Dedim ve elindeki poşedi aldım.
Urasın suratı anında asıldı ve Kaş'ları çatıldı.
"Dolunay iyimisin sen?"
Göz yaşlarımı gelişi güzel silip başımı hayır anlamında salladım.
"Doğuş herşeyi yanlış anladı."
Diyip tekrar ağlamaya başladım ağzımdan bir kaç hıçkırık firar etti ama ben umursamadan ağlamaya devam ettim.
Birden kendimi sıcak kolların arasında bulunca ağlamam daha da arttı
Çünkü ben de bizi böyle görsem yanlış anlardım.
Urası yavaşça ittim.
"İşte bu yüzden yanlış anlıyor"
Diye bağırıp bir iki adım geriledim arkamı dönüp Odaya baktım ve kendimi Doğuş'un yatağına atıp ağlamaya devam ettim.
"Dolunay kendine gel"
Kafamı kaldırıp ona baktım sesim kesilmişti ama yaşlar akmaya devam ediyordu.
"Anlamıyorsun tamam mı ben kendime gelemem Doğuş beni terk etti hemde ne için biliyormusun!!!
sen bu gün beni gizlice bi odaya soktuğun için!!!"
Korkutucu bir sesle her kelimeyi üstüne basa basa söylediğim bu cümle duygularımın özetiydi.
Ölüyordum
Onsuz olamazdı hayat
Kendimi tekrar yatağa gömdüm çıtım çıkmıyordu.
Doğuşun yastığını kokluyordum öylece.
Ağlıyordum da sessiz sessiz.
"Bak Dolunay özür dilerim tamam mı?"
Ağzımdan bir kaç hıçkırık çıktı.
"Bi özür herşeyi telafi etmez bak Doğuş geldi mi?
Hayır!
Bana gülümsüyor mu?
Hayır!"
Dedim titrek bir sesle
Kafamı Doğuşun yastığına bastırıp bağırarak ağlamaya başladım.
"Gittt"
Diye Bağırdım Uras'a
"Hayır Dolunay sen iyi olana kadar bir yere ayrılmıyorum"
Dedi.
Onu umursamadan ağlamaya devam ettim.
Şu an umrumda olan tek şey
Doğuş'tu...
Doğuş'um du...

...

Gözlerimi yavaşça açtım.
Dünki olanlar aklıma gelince moralim yine bozuldu.
Yavaşça Doğuş'un yatağından kalkıp etrafa baktım.
Kimse yoktu.
Banyodan tıkırtı gelince gözlerimi Kocaman açtım bu Doğuş olmalıydı.
Hemen banyonun kapısını açtım.
"Doğuş"
Diye mırıldandım titrek bir sesle
Ardından göz yaşlarım özgürlüklerini ilan edip sesi ardına akmaya başladılar.
Doğuş'a bir iki adım yaklaşıp sarıldım.
Karşılık vermedi ama bu da bana yeterdi.
Kafamı boynuna gömüp kokusunu içime çektim.
"Doğuş yemin ederim senden başkasını sevmedim.
Senin arkandan iş çevirmedim.
Senden başkasına sevgili gözüyle bakmadım"
Dedim ağlamaya devam ederek.
"Herşey bir yanlış anlaşılma Uras benimle bişey konuşmak için beni odaya soktu biz sadece arkadaşız"
"Bunları bana anlatmana gerek yok!"
Bir anda geri çekildim.
"Doğuş bak gerçekten yanlış anladın"
Diyip sesli bir şekilde ağlamama devam ettim.
"Ben senden başkasını sever miyim hiç?"
Göz yaşlarımı gelişi güzel silip devam ettim.
"Daha iki gün önce Nasılsa sana olan aşkım şimdi de öyle"
Yutkundum.
"Bi gram eksilmedi."
Dedim
Ona beklentiyle baktım.
"Bi yere gitmeyeceğim burada kalmaya devam edeceğim çünkü bu liseyi seviyorum.
Ama Uras'la olan yada olmayan ilişkiniz beni ilgilendirmez.
Ayrıca seninle ilgili olan hiçbişey de artık beni alakadar etmiyor biz sadece arkadaşız belkide daha azı bilemem"
Der demez beni hiç te nazik olmayan bir biçimde kenara itip içeri geçti.
Şok olmuş bir şekilde arkasından bakakaldım.
Bu bu benim tanıdığım Doğuş olamazdı olmamalıydı...
Kendime gelip aynanın önüne geçtim gözlerim kıpkırmızıydı ve altları mosmordu.
Saçlarım desen karmakarışıktı.
Saçımı tarayıp sıkı bir at kuyruğu yaptım.
Yüzümü yıkayıp
Göz altlarımı kapatıcıyla kapattım.
Dudaklarımın kuruluğunu umursamadan içeri geçtim.
Doğuş yatakta oturuyordu.
"Hadisene"
Dedi umursamaz bir tavırla
"Beni mi bekliyorsun"
"Evet"
Dedi sesi bu sefer daha da umursamaz çıkmıştı.
Dolaptan siyah ince badi ve siyah pantolon alıp banyoya geçtim kapıyı kapatıp tişörtümü çıkarıp siyah tişörtü giydim.
Altımı da çıkarıp siyah pantolonu giyindim.
Çıkardıklarımı kirlilere atıp içeri geçtim.
"Hazırım"
Dedim hissiz bir şekilde.
"Hazır değilsin hasta olmaya kastın mı var?"
Diye sordu
Kaş'larımı çattım.
"Nasıl yani?"
Bişey demeden dolabıma doğru gitti ve gri bir hırka çıkarıp bana nazikçe giydirdi.
"Şimdi hazırsın"
Diyip kapıya doğru ilerledi.
Ben de arkasından gittim.
Kapıyı açıp çıktı ve sınıfa doğru ilerlemeye başladı.
Bende kuyruk gibi peşindeydim tabi.
Sınıfa girip  sıraya oturdu.
Tabi bende...
Bir kaç dakika sonra öğretmen derse girdi ve sıkıcı bir gün daha başladı.
Zil çalmadan bir kaç dakika önce karnımın guruldamadıysa gözlerimi Kocaman açtım.
Tüm sınıf hatta öğretmen bile bana bakıp göz devirdi.
Umursamadan arkama yaslandım.
Uras ben dün sana yemek getirmiştim.
Der gibi yanı bilmişçesine bana bakınca hemen gözlerimi kaçırdım.
Doğuş'a baktım.
O da bana bakıyordu.
"Dün bişey yemedin öyle değil mi?"
Diye sordu Doğuş  dudaklarını oynatarak
Birden dudaklarına o kadar odaklandım ki ne dediğini unuttum.
Dudaklarından gözlerimi kaçırıp
Kafamı hayır anlamında salladım.
Gözlerine baktığımda o da benim dudaklarıma bakıyordu.
Hafif tebessüm ettim.
"Tenefüste benlesin arkadaşım"
Demesiyle gözlerimi ciddi derecede devirdim.
"Tabi arkadaşım"
Dedim ve önüme döndüm.
Yine de beni düşünüyordu.
Kolay kolay unutmazdı yaşadıklarımızı unutamazdı biliyordum.
Zilin çalmasıyla ayaklanıp ona baktım.
Bişey demeden kapıya gitti
Allahım kafayı yiyeceğim ya!!
Sahte bir gülümsemeyle onu takip etmeye başladım.
Yemekhaneye inince gülümsemem soldu buraya her geldiğimde aklıma gelen anı bana Rüzgar'ı hatırlatıyordu.
Birden Başımın dönmesiyle Doğuş'a tutundum.
Doğuş anında bana döndü.
Belimden tutup destek verdi.
"Dolunay iyimisin ne oldu"
Başımı ovaladım.
Fena halde başım dönüyordu.
Açlıktan olmalıydı.
"İyiyim"
Dedim ve Doğuştan elimi çektim o da ellerini belimden çekince beynim ters döndü resmen.
Doğuş'a tekrar tutundum.
"Beni oturturmusun?"
Diye sordum
Bişey demeden elini belime ve diz altlarımı koyup kucağına aldı.
Beni Bir masaya düzgünce oturtup dikleşti.
"Sana bişey olmayacak korkma!"
Diyip yiyecek bir şeyler almaya gitti.
Her dakka bu tarafa bakıyordu.
O da anlamıştı kaçırıldığım günü hatırladığımı.
Bişeyler alıp masaya geldi.
"Ye bakalım"
Diyip karşıma oturdu ve beni izlemeye başladı.
"Beni izleme de şunu ye"
Diyip ağzına Kocaman bir tost parçası koydum.
Daha sonra kendim de bir ısırık alıp çiğnemeye başladım.
Aldığı meyve suyundan ilk önce ona içirip daha sonra kendim içtim.

...

İyice karnımı doyurup tepsiyi biraz uzaklaştırdım.
Doğuş gülümseyerek baktı bana
"Teşekkür ederim"
Dedim ben de gülerek
Kendime gelmiştim.
"Rica ederim daha iyisin öyle değil mi?"
Dedi Doğuş
"Evet iyiyim"
Dedim bende omuz silkerek.
"Ben daha fazla derse girmek istemiyorum"
Dedim ayaklanarak
"Girmeyiz"
Dedi Doğuş
Yürümeye başladık birbirimize o kadar yakındık ki ellerimiz değdi değecek gibiydi.
Gülümseyip elini tuttum.
Okuldan çıktık.
"Sahile gitsek mi?"
Diye sordum
Omuz silkti.
"Farketmez"
Dedi ve elini elimin arasından çekti.
Hayal kırıklığına uğramadım değil ama umursamadan yürümeye devam ettim.

Sahile varınca Deniz'in bu mis gibi kokusunu içime çektim.
Bi bank bulup oturdum.
Doğuş ta oturdu ama bankın benden uzak olan kısmına oturdu.
'Umursama Dolunay Sakin Dolunay'
Deniz'i izlemeye başladım.

...

Bilmem kaç saattir burda aynı pozisyonda oturuyoruz.
İkimizin de çıtı çıkmıyor.
Sadece öylece denize bakıyoruz.
Bu küslük yeter ama ya dayanamıyorum...
Doğuş'a yanaştım çaktırmadan.
Çenesini tutup kendime çevirdim.
"Doğuş gerçekten dayanamıyorum bu sebepsiz küsülüğe ben senden başkasını sevemem
Sen benim Doğuş'umsun...
Dolunayın Doğuşusun..."
Diyip onun dudaklarına yaklaştım.
Gözlerimi kapatıp dudaklarımızın değmesini beklerken onun geri çekilmesiyle büyük bir Şok'a uğrayıp gözlerimi açtım.
Doğuş çenesinde olan elimi çekti.
Bu beni daha da hayal kırıklığına uğratırken gözlerimi ağlamamak için yumdum.
"Bişeyi unutuyorsun sen de benim Dolunay'ımsın bunu sakin o aklından çıkarma seni kimselere yar etmem ben"
Diyip dudaklarıma yapıştı anında ellerimi saçlarına geçirdim ve karşılık verdim.
Dudaklarından ayrılıp ona dikkatlice baktım.
"Dün ölüyordum ben Doğuş"
Dedim ve yutkundum
"Ama bu gün senin kollarında varlığımın tekrar farkına vardım."
Diyip onu tekrar öptüm...










*...*...*...*


Bir bölümün daha sonuna geldik Can'larım :))
Fikirleriniz benim için önemli unutmayın bunu eğer kitapla ilgili fikirleriniz varsa ve söylemiyorsanız darılırım valla

Ayrıca yorumlarınızı ve votelerinizi bekliyor olacağım...

❤️❤️❤️Sağlıcakla kalın❤️❤️❤️


*...*...*...*

ERKEK VAMPİR LİSESİNDE TEK İNSAN KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin