Havalimanına indim. Gece saatleri idi. Ciğerlerimin acısı yadırgadığım bu koca şehirin verdiği şokla unutuldu. Sayılı günlerimin sayısı inmişti. Aldırmadım, aklımda ve kalbimde olan biri vardı. Kalbimdeki ciğerimdekinden daha kuvvetli, aynı zamanda büyüktü. Hatıralar canlanmaya başladığında boğazım kahırla dolu verdi. Bavulumu peşimden sürüklemeye başladım hemen. Sarı arabalar ahenkle dizilmişti. Küfürlü konuşmayan birini seçtim. Adresi söyledim, sarı sarı gitmeye başladık. Tanrıya şükür yağmur yağmıyordu. Yoksa boğazımdakı kahır beni boğmaya başlardı. Pek fazla gücüm ve ömrüm kalmamıştı benim. Trafikte durduk, elinde sigara gördüğüm her bir genci ona benzettim. Gözlerim ıslak araba camları gibi bulanıklaştı. Mendil verdi bana küfür etmeyen ve küçük bayan diye hitap eden adam. Hastalığım yaşımdan büyüktü, evet. Ancak kaldırmak zorunda idim. Ömrüm yettiği kadar Cemal'imi görmeliydim. Bu şehire gelmemim tek nedeni o. O çocuk ruhlu koca adamı çok seviyorum. Sevmek nedir bilmezdim ben pek fazla. Vardık o adrese sonunda. Sadece bir gece onsuz kalacağım. Diğer hiç bir günümü onsuz kalmamam lazım. Yorgunum, uyumam ve ardından ona kavuşmam lazım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ceketimi Daha Giymedim
General FictionAdım Cemal, Cemal Kurtuluş. Beyaz rengi hiç sevmedim. Kanım ısınmıyor işte fazla kurcalamayın. Çok fazla bir şey istemedim. Ne kadar istersem, o kadar birikir düşlerim. Hakkım var, gözüm yok fazlasında. Paylaşmak ruhumda var. Soyadımdan başlarım ger...