Acıyordu beyefendi

15 2 0
                                    

Tam tamına iki ay önce Davut'la tanıştı Cemal. İzlediği beyaz gömlekli yabancı Davut abisi olmuştu. Rüzgarın esmediği, güneşin parlak, soğuk yoksunu, hafif dalgalı deniz kenarında yürüyorlardı. Demagojiden uzak, gayrı ukala şekilde eleştrileri ile büyülüyordu Cemali Davut. Motivasyonla ruhlandırmak değildi hem de. Yapıcı konuşmalar, nitelikli bilgilerle aydınlık yaşatıyordu. Adeta öğrencisi gibi yetiştirmişti Cemali. Artık iş zamanı.
- Oğlum, sorumluluklar senin yükün değil. Omuzlarına alırsan yük olur tabi. Ancak ruhunu verirsen, işi istediğin gibi biçimler, başarıya kavuşursun.
Cemal onun gözlerinden bir şeyler sezdi. Hiç lafa girmedi. Çünkü sanki bir şeyler daha vardı.
- Senin artık çalışman gerek. Sen rasyonal bir kişiliksin. Çok taviz vermişsin geçmişte. Yaşamın yanlış şekillenmiş.
Yanıt vermekten önce çekindi. Bir an için de yanıtlamazsa saygısızlık olur diye düşündü.
- Hangi işi yapacağımı söyle yeter
- Bunu sen bulamazsan, ben aylardır boşa konuşmuşum demek. Heyhat! Bu mümkün olmamalı.
Cemal'in kalbi titredi.
- Ben eve gidince düşünmek istemiyorum. Yardım et, dört duvara kısılınca aklım da kısılır.
Davut kahkaha atarak denize baktı.
- Al bu deniz, bu güneş, bu da sen.
Bunu söylerken işaret parmağını Cemal'in kalbine dayadı.
Ve gitti. Etraf kalabalık değildi. Lakin bir kaç zat denizi izliyordu. Duygusal insanlar yığıncağı gibiydi. Cemal elini kalbinden çekmeden bir kaç kelime süzdü ağzından.
Aysel, toprak, evim, işim. İş mi? İçimi acıtan sadece bir iş mi? Yoksa sorumluluk mu? Sorumluluk can acıtmamalı. Davut abi! İşte bu! Düşündü, düşündü, durdu, baktı ve bağırdı. Ve bir zat seslendi.
- Ne oluyor genç!?
- Acıyordu beyefendi!
- Anlamadım.
Bir anda gömleğini çıkardı ve denize atladı. Buluncayadek aramak, yüzüp yüzüp inci bulmak zamanı gelmişti...

Ceketimi Daha GiymedimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin